Diyarbakır'da düzenlenen toplantıda sonuç bildirgesini okuyan Aysel Tuğluk şunları söyledi:

Yaptığımız kapsamlı tartışmalar ve bu tartışmalar sonucunda ulaştığımız sonuçları paylaşmak istiyorum.

Demokratik Özerklik ilan belgesi:

Ulus devletçi anlayış diğer halklara büyük acılar yaşattığı gibi Kürt-Türk ilişkilerinde de Kürtleri yok oluş sürecine götüren bir dönemin başlamasının temeli olmuştur. Türkiye’nin kuruluşunda büyük rol oynayan ilk Meclis ve siyasetinde bırakalım Kürt inkarının olması, Kürtlerle birlikte kurulmuş yeni bir Türkiye vardır. Türkiye’nin kuruluş felsefesi, Kürtler bakımından da kendilerinin içinde yer aldığı bir oluşumdur.

Bu inkar ve imha politikası bugüne kadar acımasızca yürütülürken, Ortadoğu statükosu ve uluslar arası güçlerden de destek almıştır. Türkiye’nin Kürtler üzerinde egemenlik kuran devletlerle kurduğu ittifak da bu politikanın ağır biçimde sürdürülmesini sağlamıştır.

Ulus devletlerin nasıl bir soykırımcılık taşıdığı görülmektedir. Güncelde biçimsel değişiklikler olsa da, özünde devam eden inkar devam ettirilmektedir

Kürt halkının varlığı tanındığı ifade edildiğinde bile, parçalamaya çalışmaya yönelik siyaset üretilmektedir.

"BİNLERCE İNSANIMIZ REHİNE OLARAK TUTULMAKTADIR"


Başta Hatip Dicle’nin ve milletvekillerimizin serbest bırakılmaması bunu göstermektedir. KCK gibi siyasi soykırım operasyon sonucu binlerce insanımız rehine olarak tutulmaktadır. Kürtçe anadiline karşı kültürel soykırım devam etmektedir.

Kürt halkının doğal bir halk olmaktan hakları, dili yaşamı yok sayılmaktadır. Türkiye içinde ve dışında bir çok çevre, Türkiye’nin Kürt sorununu çözmesi gerektiğini dile getirmiştir. Ancak AKP’nin politik parti oligarşisi kendi çıkarları için politika ürettiğinden buna yanaşmamaktadır.

Bu aşamadan sonra devam edecek çözümsüzlük, halkları şiddet ve çatışma ortamında tutup güç kaybetmesinden başka bir sonuç vermeyecektir.

Kürt sorunu, Kürtlerin halk olmaktan kaynaklı haklarını kullanamamaları, her taleplerinin baskıyla reddedilmesinden kaynaklanmaktadır.

"SORUNUN ÇÖZÜMÜ KÜRTLERİN HALK OLARAK TANINMASI İLE ÇÖZÜM BULUNABİLİR"

Sorunun çözümü Kürtlerin halk olarak tanınması, eşit seviyede statüye kavuşmalarıyla ancak çözüm bulabilir.

Kürt halkı artık ulusal varlığını statüsüz bir halk olarak yaşamak istememektedir. Dünyada Kürtler gibi 40 milyondan oluşan, hakları gasp edilmeye çalışılan başka bir halk yoktur.

Kendimizi yönetme, güç ve iradesine sahip olduğumuzu belirtiyoruz. Demokratik özerklik sadece kürt halkı için değil, tüm Türkiye halklarının inanç ve kültürlerinin kendisini özgürce ifade edeceği bir çözüm modelidir. Tüm toplumların doğal yaşam sistemidir. Demokratik özerklik bir devleti yıkmak değildir. aynı zamanda bir devlet sistemi de değildir. halkın devlet olmayan kendi coğrafyasındaki öz yönetime katılma sistemidir.

Demokratik özerklik sınırların sembollerin değişmesi değil, ortak sınırlar içinde, ortak değerlerde buluşulan yeni toplumsal sözleşmenin kendisidir.

"DEMOKRATİK ÖZERKLİĞİMİZİ İLAN EDİYORUZ"


Ortak vatan anlayışı temelinde Kürt halkı olarak demokratik özerkliğimizi ilan ediyoruz. demokratik özerklik projesinin mimarı Kürt halk önderi Abdullah Öcalan’ın daha fazla katkı sunması için gerekli koşulların yaratılmasını istiyoruz. Özgürlük yürüyüşünü sürdüren halkımıza çağrımızdır. Haklı davamızda, yitirdiğimiz yiğit evlatlarımıza bağlı kalarak, özerklik sürecine bağlı çıkmaya, güçlendirmeye davet ediyoruz.

Halkımızın vicdanı olan, aydın, yazar, STK temsilcileri, coğrafyalarımızda yaşayan herkesi, kendisini demokratik özerk Kürdistanlı olarak tanıtmaya davet ediyoruz.

Başta kardeş Türkiye halkları olmak üzere, tüm Ortadoğu halklarıyla tarihsel bağlarımızı kurmaya davet ediyoruz. kardeş Türkiye halkımıza çağrımızdır, yüzyıllardır birlikte yaşam yanında, kürt halkının özgürce yaşam özlemi temelinde ilan edilen demokratik özerkliğe karşı sorumluluğu gereği dayanışma içinde olmaya çağırıyoruz.

Kürt halkının tüm dostlarımıza çağrımızdır. Acılarına olduğu kadar sevinçlerine de ortak olan sosyalist demokrat liberal dindar feminist parti kurum ve şahsiyetleri bu gurur verici süreçte halkımızın yanında olmaya çağırıyoruz.