15 Haziran’da ikinci uydusunu ateşleyen İran’ın bir sonraki hedefi, 2019’da ilk astronotunu uzaya yollamak. Öte yandan, İran’ın ilk uydusunu başarıyla fırlatmasını 'şans' olarak yorumlayan Batı ülkelerinde giderek artan bir endişe yaşanıyor.

İran, geçen hafta Rasad-1 (Gözlem-1) uydusunu Dünya’nın 260 km ötesinde yörüngeye yollamayı başardı. Sadece 15 kg ağırlığındaki Rasad-1, Batı’nın uydularıyla kıyaslandığında oldukça küçük. Ancak İran roket teknolojisinin gelmiş olduğu noktayı gösteren en son örnek.

Washington merkezli düşünce kuruluşu Secure World Foundation’dan Brian Weeden, “İlk uyduları Safir-2’yi ateşlediklerinde, insanlar İran’ın şansının yaver gittiğini düşündü… Ancak uzaya gönderdikleri ikinci uydu, ilkinin şans eseri olmadığını gösterdi. Tersine, İran’ın roket teknolojisinin oldukça iyi olduğu gözler önüne serildi” dedi.

SIRA MAYMUNDA

60 günlük ömrü olduğu bilinen Rasad-1, Dünya’nın düşük çözünürlüklü fotoğraflarını çekecek. Ancak İran’ın, bu uyduyu yollamasındaki asıl amacının uydu ateşleme ve kontrol etmedeki tecrübesini artırmak istemesi olduğu düşünülüyor.

Massachusetts’teki Union of Concerced Scientists düşünce kuruluşundan Laura Grego, “İran’ın gelecek üç yıl içinde altı ile yedi uydu gönderme planı bulunuyor… Bunlardan en az bir tanesiyle uzaya hayvan yollamak istiyorlar” dedi.

İran devlet televizyonu ise bu yıl içinde bir maymunun uzayda yolculuğa çıkacağını, 2019’da ise ilk İranlı astronotun yörüngeye çıkmasının amaçlandığını duyurdu.

Weeden, “Maymun oldukça mantıklı görünüyor. 2019’daki deneme eğer uzaya çıkmak yerine bir yörünge altı uçuş olursa, gerçekleştirilebilir” ifadesini kullandı.

GİZLİ ROKET OPERASYONU ENDİŞESİ


Batılı uzmanlar, İran’ın uzay programı altında gizli bir balistik füze projesi yürüttüğünü düşünüyor. İran, bu tür iddiaları reddediyor.

Uzmanlar, Tahran’daki Malik Aştar Üniversitesi tarafından üretilen Rasid-1 uydusunun, 2009’da ateşlenen Safir-2 uydusuyla birçok benzerliği olduğunu düşünüyor. Washington’un en büyük endişesi, İran’ın bir gün ABD’ye nükleer başlıklı füze göndermesini sağlayacak roketler üretmesi.

Safir-2, İran’dan ABD’ye bir nükleer başlıklı füzeyi taşıyacak kapasitede değildi. Son yıllarda başta Şahab ve Siccil olmak üzere çok sayıda balistik füze denemesi yapan İran’ın, en son Venezüella ile işbirliği yaparak bu ülkede bir füze ateşleme sistemi inşa etmek istediği iddia edilmişti.

Tahran, 2010 yılında askeri harcamasını 7 milyar dolardan 10 milyar dolara çıkardı. Bu artışın başta balistik füze inşası için yapıldığı düşünülürken, bir diğer sebep olarak artan petrol fiyatları gösterildi.

BİR TAŞLA İKİ KUŞ

Weeden, “İran, insanlı uzay uçuşu amacını takip ederek prestij kazanıyor. Bu aynı zamanda Tahran’a motivasyon sağlıyor… Bu şekilde İran hem içte hem de dışarıda itibarını artırmak istiyor olabilir” dedi.

ABD’li analist, “Roket bilimi kesinlikle teknolojinin ikili kullanıldığı bir alan. Ülkeler geleceğe yönelik planlarını yıllar önceden açıklayarak, üzerlerindeki şüpheleri de azaltmış oluyor” yorumunda bulundu.