Google'ın icra kurulu başkanı, Cumhurbaşkanı Gül ile görüşmek için geldi. Ama önce Türkiye'de 4 gazeteciyle sohbet etti.

Eric Schmidt, Google'ın icra kurulu başkanı. Geçen nisan ayına kadar yönetim kurulu başkanıydı. 2001 yılından beri bu görevdeydi ve şirketi bugünkü haline getiren isim olarak biliniyor. Bu yılın başında yerini şirketin kurucularından Lary Page'e bıraktı ve kendi deyişiyle günlük operasyonların dışına çıkıp şirketin makro politikalarından sorumlu hale geldi.

Bu normal bir işletmede terfi yoluyla devre dışı bırakılmak anlamına gelebilir ama Google ölçeğindeki bir yapıda devredışı bırakılmış bile olsanız muhataplarınız cumhurbaşkanları vs oluyor. Zira Schmidt'in Türkiye ziyaretinin sebebi Cumhurbaşkanı Gül'le yarın yapacağı görüşme. Schmidt'le dört gazeteci bir saat kadar birlikte olduk. Sansür ve internet filtrelerinden Youtube yasağına, yeni girişimcilere tavsiyelerinden, internette bundan sonra ne olacak sorusuna kadar pek çok şey konuştu.

İNTERNET FİLTRESİ KÖTÜ FİKİR

Google sıradan kullanıcılar için bilgiye ulaşmanın en kestirme yollarından biri. Şirketin amacı da bunu olabildiğince yaygınlaştırmak, hızlandırmak ve çeşitlendirmek. Kullanıcıların nimet diye görüp sonuna kadar yararlandığı bu durumu hükümetler külfet ve tehlike olarak görüyor.

Mısır ya da Fransa, Çin, İran ya da Türkiye elini internetin içinde tutmaya çalıştıkça önce Google'la karşılaşıyor. Şirket, bu tür müdahalelere pabuç bırakmadıkları konusunda kendindem emin. 'Çin'de sansürü kabul etmedik, farklı bir sistemi olan Hong Kong'a taşındık. Türkiye'de uygulanması planlanan internet filtresi de kötü bir fikir. Etrafından dolaşılmaya çok açık bir sistem'

-Peki demokrasi, insan hakları konusunda bir sorumluk hissediyor musunuz?

-Biz insanların ifade özgürlükleri için her şeyi yaparız. Sonra o özgürlükle ne yapacaklarına halklar kendileri karar verir.

İNTERNETTE SIRADA NE VAR?

Bu soruya doğru yanıtı veren kişinin kısa zamanda dolar milyarderi olacağından şüphe yok. İnternetten zengin olmuş Schmidt'in bu soruya verdiği cevap şöyle:

"Eski modelde PC vardı. Yeni modelde ise her şeyin merkezinde mobil araçlar var. PC senin hakkında hiçbir şey bilmiyordu. Mobil cihaz ise hakkındaki her şeyi biliyor, neredesin ne yapıyorsun, neyle ilgileniyorsun... Kamerası da var... Yeni nesil internet sana, sen bir şey sormadan söyleyecek... Bulunduğun yer, yaptığın şey hakkında önerilerde bulunacak."

Geleceğe dair verdiği bir örnek de gerçek zamanlı sesli çeviri... (Google Translate'in Türkiye'de kötü sonuçlarıyla en büyük web eğlencesi olduğundan masadaki kimsenin bahsetmemesi Türk misapirferliğiyle ilgili) Tabii bu hizmetlerin arkasında, hakkımızdaki heeerr şeyi bilen bir süper bilgisayarın olacağı, aklımızdan çıkmıyor. Ama zaten hakkımızda öğrenilmemiş pek az şey var ve bunu pek az kişi kafaya takıyor gibi görünüyor.

SİZ YAPIN, BİZ SATIN ALALIM

Google, Facebook başlangıçta birer "start up"tı. Yani iyi bir fikir bulmuş genç girişimcilerin kurduğu şirketler. Sonra sermayeyi bulup milyar dolarlık oldular. Google start up'ları destekliyor mu. Schmidt evet filan diyor ama gerçek cevabı da esirgemiyor. "Biz onları satın alıyoruz."

-Peki bu günlerde yeni girişimciler neyle uğraşıyor?

-Paris'te St. Petersburg'da ya da İstanbul'da gördüğüm hemen her yeni fikrin ortak yanı "mobile, social, local olmaları". Yani cep telefonu üzerinden sosyalleşme aplikasyonlarından söz ediyor. Bir de "html 5 kullanmalarını öneririm" diyor ama bu da büyük bir sır sayılmaz herhalde...

HEM NALINA HEM MIHINA


Global şirketler aleminde parlak yöneticilerin birden fazla şirketin yönetiminde bulunması sıradışı bir durum değil. Bu Eric Schmidt için de geçerli. Hatta biraz abartılı şekilde. Aynı anda hem Google CEO'su hem Apple yönetiminde olduğu bir dönem var. Sonra Apple'ın içerik üretiminde ve internet alanında iddialı hale gelmesiyle iki görevi arasında çıkar çatışması başlayınca Schmidt Apple'la vedalaşmak zorunda kaldı. Ama çatışan görevlerde bulunmaya da devam ediyor. Örneğin hem ABD Başkanı Obama'mın hem de İngiltere Başbakanı'nın bilim danışma kurulu üyeliğini sürdürüyor.

VERGİ BORCUMUZ YOK

Schmidt ilk defa üst düzey bir görüşme yapmak üzere Türkiye'ye geldiğini anlattı. İlk görüşme, cumhurbaşkanıyla... Başlamak için fena bir makam değil. Türkiye'de yeteri kadar temsil edilmedikleri, Youtube krizi sırasında (bilindiği gibi Google satın aldı) hükümetin muhatap bulamadığı eleştirilerine karşı çıkıyor.

'Bizzat ben birçok görüşmeye katıldım' diyor. Google'ın Türkiye'deki varlığında bugüne kadarki en büyük sorun şirkete kesilen vergi borcu. 71 milyon liralık borcun vergi barışıyla yeniden yapılandırıldığı ve 35 milyon liraya indirildiği haberlerine rağmen Schmidt bu borcu kabul etmediklerini söylüyor. "Ama cumhurbaşkanıyla görüşmemizin gündeminde bu yok. Bu mahkemelerin meselesi."