TERÖR BİR İNSANLIK SUÇUDUR

Teröre karşı bugüne kadar büyük bedeller ödedik. Ama bölünmedik bölünmeyeceğiz, teröre karşı direneceğiz. Terör bir insanlık suçudur. Teröre karşı mücadele etmek her yurtseverin görevidir. Teröre karşı ortak mücadelemizi sürdürmekte kararlıyız.

İşimiz olacak, aşımız olacak, huzurumuz olacak. Bunu istiyoruz Türkiye’de. Bunu sağlamak için hep beraber mücadele edeceğiz. Aşı ve işi sağlayan devlettir. Ancak despot devlet değil, demokrasiyi öteleyen devlet değil. O devletin adı sosyal devlettir.

Siyasal iktidarın görevi devleti sosyal kılmaktır. Yurttaş kendisinin ve çocuklarının sosyal devletin koruması altında olduğunu bilmelidir. Mutlu bir Türkiye’yi yaratan iktidar başarılı bir iktidardır. 29 Ekim’de tüm Türkiye’ye huzur, kardeşlik ve barış mesajları verdik.

Biz huzur, kardeşlik, barış mesajı veriyoruz birileri rahatsız oluyor. Neymiş ben Kadıköy’e gidip halkla buluşmuşuz. Cumhurla buluşmak bu değilmiş. Kadıköy'de yaşayan insanımız değil mi? Ben diyorum bunlar bölücü. Gizli gündemleri var. Biz bölünmeyelim diyoruz, onlar bölünelim diyorlar. Bunu ancak asıl amaçlarına ulaşmak için gizli gündemleri olan siyasal partiler yapar.

AKP ülkeyi yönetmek değil, devleti ele geçirmek istiyor. Biz onlar gibi vatandaşı ayırmıyoruz. Esenler’deki de Kadıköy’deki de, Bitlis’teki de, Trabzon’daki de bizim vatandaşımız.

 

BİZ YÜZDE YÜZÜ MERAK EDİYORUZ

 

Başbakan yüzde 42’yi merak ediyoruz diyor. Biz halkın yüzde yüzünü merak ediyoruz. Biz 29 Ekim’de emeklilerin, işsizlerin olduğu yere Paşabahçe’ye gittik.

 

Orada işinden atıldığı için bedenini ölüme yatıran vatandaşımızı ziyaret ettik. Onu görmeyeceksin bu mudur sizin cumhur anlayışınız.

 

Bu işçi kardeşimiz 5 yıl çalışmış. Bir gün demiş ki ben hakkımı arayayım sendikaya üye olayım. Vay sen misin üye olan. Hemen ertesi günü kapı önüne konmuş.

 

BAŞBAKAN’IN VİCDANIN SIZLIYOR MU

 

Başbakan bu duruma bir şey diyor mu. O kadıncağızın o durumuna acaba vicdanı sızlıyor mu? Sen kendi çocuklarına beş yıldızlı otellerde düğün yaparken sıkılmadın da o kadının haline sıkılmıyor musun.

 

Bir de anayasa değişikliği ile bir işçi birden fazla sendikaya üye olabilsin dediler. Kadıncağız bir sendikaya üye oldu diye işinden oldu. Ya iki sendikaya üye olsaydı. Çekip vuracaklardı herhalde. Bu hükümetin söylemiyle eylemi taban tabana zıt.

 

BOYUN MU UZADI?

 

29 Ekim’de Paşabahçe’de hak arayan vatandaşın başına ne geldiğini gördük. Sonra Başbakan diyor ki "Köşk’e neden gitmediniz." E sen 29 Ekim’de Çankaya Köşkü’ne gittin. Ne oldu boyun mu uzadı?

 

Ben halkın yanına gittim dertlerini dinledim. Sen mi iyi yaptın ben mi iyi yaptım.

 

TAŞERON İŞÇİLERE SESLENİYORUM

 

Tüm taşeron işçilere sesleniyorum, sizin eviniz CHP’dir. Sizin sesiniz CHP’dir. Çünkü biz ermekten, üretenden yanayız. Yiyicilerden yana değiliz.

 

Taşeron işçilerimiz Zonguldak’ı unutmasın. Orada ölenlerde taşeron işçilerdi. 2’sinin cesedi de bulunamadı. Başbakan çıkıyor “Kaderlerinde ölmek var” dedi. Bakanı çıktı “Güzel öldüler” dedi. Bütün taşeron işçilere söylüyorum. CHP iktidarında hiçbir işçi taşerona emanet edilmeyecek. Kadrolarını vereceğiz çalışacaklar.

 

Çünkü biz emekten yanayız. İki milyon işçi bize baksınlar. Ne söylüyoruz iyi baksınlar. Geçenlerde bir taşeron işçi kardeşimiz mektup yazmış yaşadığı zorlukları anlatıyor. Ama Başbakan altın çilek yiyor unuttu bunları. O bir despot artık o kral. O söylediğinin her yerde geçerli olduğunu sanan bir kişi.


KADIN GAZETECİ İŞİNDEN OLDU

Bursa’da bir kadın gazeteci iktidara muhalif yazılar yazdığı için işinden oldu. Nedeniyse patronunu AKP’li belediyelerden ihale alamamasıymış. Ben diyorum bunlar eleştiriye tahammül edemezler diye. AKP’nin gizli gündemi var. Bunların etrafındakiler şakşakçı.

Size iki kadını anlattım biri işinde olup bedenini ölüme yatırmış diğeri kalemine sahip çıkmış ve yine işinden olmuş bir gazeteci. Merdiven altında sigortasız çalışan bütün kadın kardeşlerime söylüyorum sizin haklarınızı biz koruyacağız.

Bazen gerçeği göremeyiz ama küçük bir olay gerçeği görmemizi sağlar. Bundan sonra göreceğiz. Size üç örnek verdim ama milyonlarca örnek yaşanıyor.

İNTİHAR RAKAMLARI VE ANTİDEPRESAN KULLANIMI ARTTI

İntihara teşebbüs oranlarında son sekiz yılda yüzde 58 artış var. Bu tabloların tek sorumlusu vardır. O Başbakan’dır ve adı da Recep Tayyip Erdoğan’dır. 2003’te 14 milyon antidepresan kullanılırken bugün 26 milyon kutu antidepresan ilaç kullanılıyor. Mutlu olan huzurlu olan toplum neden bu kadar antidepresan ilaç kullansın.

Boşanma rakamlarında müthiş bir artış var. Boşanma davaları nerede az biliyor musunuz. Başbakan diyor ya kumsallar, geliri yüksek olan yerler. Ama Başbakan ne diyor “Efendim borsa fırladı. Her yer güllük gülistanlık. Sıcak para akıyor.” Size söz veriyorum CHP iktidarına hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek her ailenin sigortası olacak.

TELAŞA MI KAPILDINIZ

Şimdi meclise bir af tasarısı vermişler kime görevi kötüye kullanana. Ya insanda biraz ar olur haya olur. Millet aç.

Hani sen Müslüman geçiyordun rüşvet almak vermek suçtu. Yoksa Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı’nın başkanlığı elinden gidecek onun telaşına mı kapıldı.

Milletin açlığı beni ilgilendirmez diyor. Kim diyor Recep Tayyip Erdoğan…

AKP ekonomiyi sıcak paraya teslim etti biz sanayiciye üretene teslim edeceğiz.

CUMHURDAN ÖZÜR DİLE

Başbakan terbiyeden, cumhurdan söz ediyor. Sen cumhura demedin mi, “ananı da al git.” Sen cumhurdan özür diledin mi? Halla dilemedi.

Biri çıkıp “oğlum işsiz” diyor. Senin oğlun da işsiz kalsın diyor. Cumhura hitabına bakın.

Cumhura layık olan hapishane değil fabrikadır. Başbakan demedi mi “size daha büyük bir hapishane yapacağım” diye. Cumhura layık gördükleri aş, iş değil daha büyük bir hapishane.