İşte sabırsızlıkla beklenen o dönem gelip çattı. Ancak, Wall Street'te şu sıra bunun keyfini çıkarma eğiliminden çok, daha öncesinde fazla tepki verildiği gerekçesiyle endişe bulutları dolaşıyor.

 

Bazı yatırımcılar bu hafta bittiğinde ağır aksak ilerleyen bir ekonomi, Fed'in beklentinin altında kalan müdahalesi ve siyasi olarak kızgın ve bölünmüş bir Washington ile karşı karşıya kalma korkusu yaşıyor.

 

Endişenin kaynağında ise Fed'in çabalarının ekonomiyi yeniden canlandıramayabileceği ve Washington'daki siyasi tıkanma nedeniyle gerekli durumlarda Kongre'nin karar almaya yetecek birliği sağlayamayacağı yatıyor.

 

ABD'nin gösterge endeksi Dow Jones 26 Ekim'e kadar geçen son iki aylık süreçte yüzde 12 yükseldi. Dow Jones o tarihten sonra hafif gerileyerek Cuma gününü 11.100 puanın hafif üstünde kapattı.

 

Wall Street'in bu hafta vereceği kısa vadeli tepkiler tamamen gelecek haberlere bağlı olacak. Eğer Cumhuriyetçiler bugünkü seçimlerden büyük farkla çıkar ve Senato'da kontrolü sağlarsa, George W. Bush döneminde alınan vergi indirimi kararlarının bir ya da iki yıl daha uzatılmasına yönelik umutlar artacak. Ayrıca bu uzatma sadece orta halli vatandaşlar için değil zenginler için de geçerli olacak.

 

GEÇİCİ YÜKSELİŞ YAŞANIR

Wall Street, zenginlerin cebindeki para miktarının artmasını tercih ettiği gibi özellikle temettü ve sermaye gelirlerinden kesilen vergi oranlarının düşük kalmasını isteyen bir zihniyete sahip. Bu nedenle Cumhuriyetçilerin açık farkla kazandığı bir seçim en azından geçici olarak hisse senetlerinde artışı beraberinde getirecektir.

 

Fed tarafında ise Wall Street Journal'ın geçen hafta yayımladığı, tahvil alım programının beklendiği kadar büyük miktarda olmayacağına yönelik haber, piyasada tedirginliğin yayılmasına neden oldu. Eğer Fed, örneğin 500 milyar doları aşan bir tahvil programı açıklarsa piyasalar bunu olumlu karşılayacaktır.

 

İKİ ÖNEMLİ İNANIŞ

Uzun vadede ise bazıları, seçimle ilgili yatırım kararları alınırken değerlendirmeye alınan iki inanışı sorguluyor. Bunlardan ilki Washington'daki siyasi tıkanmanın hisse senetleri için iyi olarak görülmesi, ikincisi ise bir başkanın üçüncü görev senesinde genellikle hisse senetlerinin yükselmesi. 2011, Barack Obama'nın göreve gelmesinin üçüncü yılı olacak. Üçüncü yılın önemi ise yönetimlerin sonraki seçim dönemine yatırım için harcamaları yavaş yavaş artırmasından kaynaklanıyor.

 

SİYASİ TIKANIKLIK KAÇINILMAZ

Bu seçimler sonrasında ortaya çıkmasından şüphe edilmeyen tek sonuç, siyasi tıkanıklık olacak.

 

Anketler, Cumhuriyetçilerin Temsilciler Meclisi'nde kontrolü ele geçirecek çoğunluğu yakalayacağını gösteriyor. Bunun yanı sıra Senato'da çoğunluğu elde edemeseler bile istemedikleri yasaların geçmesine engel olmaya yetecek 41 sandalyeden fazlasını elde edeceklerine kesin gözüyle bakılıyor.

 

J.P. Morgan Chase varlık yönetimi biriminden Jan Loeys, "Kongre'nin karar alma konusunda siyasi olarak tıkanmasının ekonomi için iyi olacağı bizim açımızdan kesin bir durum değil... Siyasi tıkanıklık elbette statükoyu beraberinde getiren bir durum ancak adım atılması gereken bir dönemde bu istenen bir şey değil" dedi.

 

Wall Street, ekonominin iyi olduğu dönemlerde sınırlı bir yönetim gücünün hisse senetleri için daha iyi olduğunu düşünüyor. Böylece, Washington'ın mümkün olduğunca piyasaya müdahale etmesinin önü kesiliyor. Ancak, şu anda olduğu gibi ekonomik olarak sorun yaşanan dönemlerde yatırımcılar siyasi tıkanıklığın gerçekten iyi olup olmadığı konusunda emin olamıyor.

 

Bu noktadaki asıl soru yeni bir finansal kriz ya da resesyon yaşanması durumunda siyaseten tıkanmış bir Washington'un ne kadar etkili olacağı.