CHP eski Genel Başkanı, Antalya Milletvekili Deniz Baykal'dan CHP'de tüzük krizini daha da körükleyecek açıklamalar... 

Programı sunan Habertürk TV Genel Yayın Yönetmeni Yiğit Bulut ilginç bir açıklama yaptı: "Daha önceden defalarca Deniz Baykal gitsin diye yazılar yazdım siz de okudunuz bunu ama, bugün CHP bir dönem bir parlama yaşadı fakat şimdi geriledi. Artık halktan 'Baykal geri dönsün' sesleri yükseliyor. Bunu da burada not etmek istiyorum" dedi 
İşte Baykal'ın açıklamalarından satır başları: 
CHP'nin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Hem geçmişiyle hem geleceğiyle, ben bu duygular içindeyim. Bugün geldiğimiz noktada çok önemli sorunlarla karşı karşıyayız. Cumhuriyet değerleri çok önemli bir sorgulamadan geçiriliyor. 
Referandumun soncunu çok iyi analiz etmemiz gerekiyor. Türkiye'de çok ciddi ayrışmalar olduğu görülüyor. Ama bundan daha önemlisi Türkiye'ye bir Anayasa metni sunuldu. Anayasa metni üzerinde büyük tartışmalar yaşanmaması gerekir. Karpuz gibi Türkiye ikiye ayrıldı. Bu çok düşündürücü bir olaydır. 
"YÜZDE 42 BİR BAŞARISIZLIK DEĞİLDİR. UMUT VERİCİ BİR SONUÇTUR" 
İkinci olarak yüzde 58 bir ayrışmayı ortaya koyuyor. Yüzde 51'de almış olsa kabul edilmiştir Anayasa fakat Türkiye'yi bölerek kabul edilmiştir. Bu durum iyi olmamıştır. İftihar edilecek bir sonuç değildir. Bu sonuç AK Parti açısından bir başarı sonucu ifade etmez. Devletin bütün olanakları kullanılmıştır. Akla gelmez yöntemler kullanılmıştır. Sonuç yüzde 58, bu çok kötü bir tablodur. 
Bir yanda zafer bir yanda teslimiyet havası oluşmuştur. Yüzde 42 bir yenilgi olarak anlaşılması çok yanlıştır. Yüzde 42 bizim için umut verici bir sonuçtur. Medya ve iş dünyası bu havaya sokulmuştur. Türkiye ve CHP böyle bir yenilgi havasına girdi. Bunu anlatması gerekenler yani biz CHP olarak bunu daha iyi anlamamız gerekiyordu. 
MHP ÜZERİNDE OYUN OYNANIYOR 
O yüzde 42 hükümet uygulamalarına ve Anayasa paketine bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Bu yüzde 42 hangi partinin tartışması yapılmamalıdır. MHP ile ilgili olarak şunu da söylemek istiyorum. MHP'nin 'Hayır' oyunu parti görüşü olarak ortaya koyması çok cesur bir davranıştır. Bunun değeri bilinmelidir. MHP'nin orada puan kaybetti barajın altına kalıyor lafı bir tuzaktır. Bu oyuna düşmemek lazım. 
KASET KOMPLOSU PARTİ İÇİNDEN Mİ YAPILDI? 
Ali Bulaç: Deniz Baykal'ın kaset olayı çok abartıldı. Hatta Fethullah Gülen bir geçmiş olsun mesajı yayınladı. Acaba birileri partiniz üzerinde bir oyun mu oynandı. Siz partinin başında olsaydınız CHP daha fazla mı oy alacaktı? Sizce sizi partinin başından eden bu süreci parti içindeki birileri mi yoksa uluslararası güçler mi yaptı? 
Baykal: Ben buraya girmek istemiyorum. Ben olsaydım partinin başında şu kadar oy alırdım demek çok yanlış. O komplo ile ilgili olarakta ben bunun bir komplo olduğundan hiç kuşku duymuyorum. Bunun kim tarafından nasıl yapıldığını şu aşamada çok kanıtlı bir şekilde anlatacak bir bilgiye sahip değilim. Bu komplonun zamanlaması benim iktidara yönelik bir suçlama yapılmasına sevk etti. İktidarın bu tabloyu hala aydınlatamamış olmasını anlamak mümkün değil. Hala o serverlerın ortaya çıkarılamaması mümkün değil. İşin içinde tam bir ekip çalışması var. Bu iş emniyet aşamasında aydınlatılması gerekirdi. Bu şebekenin kim olduğu bilinmekte fakat bunların telefon konuşmaları dinlenmedi ve bu işin aydınlatılması için bir ekip kurulmadı. Bir aydınlatma iradesi görmüyorum ve bu da beni şaşırtmıyor. İşin zamanlaması beni bu işi hükümet yaptırdı dememe neden oluyor. Bu işin parti içinden yapıldığı iddialarını güzlendirecek deliller yok... 
Medyanın bir kısmı benim partinin başından gitmemle CHP'nin büyük bir çıkış yaşayacağını düşündü. Parti içinden benim gitmemi isteyenlerin bile böyle bir komplo yapamayacağını düşünüyorum. 
Yiğit Bulut: CHP sizin istifanızın ardından büyük bir çıkış yakaladı şimdi bir düşüş içinde en son bizim yaptığımız anket bunu gösteriyor hatta MHP baraj tehlikesi ile karşı karşıya... 
Baykal: Bugün bizim partimizin aldığı oyu bile alamadan Başbakanlık yapanlar vardır. Bu Türkiye'nin siyasi tablosunun bir sonucudur. Merkez sağ çöktü ve böyle bir sonuç çıktı ortaya. CHP'nin konumu sadece kendisi bakımından değil, CHP güçlendiği zaman MHP'de güçlenir... 
Ali Bulaç: Ortak paydaları milliyetçilik mi? 
Baykal: Hayır 2010 Nisan'ında AK Parti'nin oyları 32'ye doğru iniyordu. Bu çok net tespit edilmiş bir gerçektir. CHP'nin konumu yüzde 23'lerden başlayarak 28'e kadar çıkmıştır. O arada MHP'de yüzde 18 noktalarına ulaşmıştı. CHP'nin söylemi AK Parti'yi ciddi olarak tahrip ediyordu. Bir Saadet Partisi'nin de altını çizmeye başlamıştım. Bana sorulduğunda kiminle koalisyon kurarsınız diye ben de Saadet'le bile kurarım diyordum. Yükselen bir muhalefet vardı. Ve bu tabloya karşı önlem alınmaya başladı. 
Şimdi MHP eriyor deniyor. Bu doğru değildir. Buna karşı önlem almak gerekiyor. Biz muhalefet partilerinin birbirleri arasında bir yarış olmaması için çalışıyorduk o dönemde... 
"Efendim CHP liderini değiştirdi politikasını değiştirmezse başarılı olamaz. AK Parti'nin politikalarını takip etsin. Laiklik anlayışını biraz ötelesin, dış politikada yumuşasın" diyerek bir propaganda yapılıyor. Az önce bahsettiğim ve daha önce izlediğimiz politika ile partinin oyları artmıştı. Hatta bu artış diğer muhalefet partilerine de yaramıştı. Bu politikadan uzaklaşılmasının istenmesi bir tuzaktır. Laiklik meselesi ülkenin en ciddi meselesidir. Bu konuda sorumlu ciddi bir siyaset anlayışı çok gereklidir. Laiklik din karşıtlığı demek değildir. Bunları birbiri ele çatışır şekilde göstermek çok yanlıştır. Türkiye bunları aşmıştı. "Aman CHP laikçilik yapıyordu oy kaybediyordu. Şimdi bundan uzaklaşılırsa CHP oy toplar" söylemleri var. Ben daha önceki seçim çalışmalarımda laiklik lafını ağzıma bile almadım. Buna gerek görmedim. Çarşaflı hanımlara rozet taktım ben. Onlara rozet takarken bir an bile tereddüt etmedim. Kutlu Doğum Haftası'nda Kuranı Kerim'le ilgili yaptığım konuşma için Diyanet İşleri Başkanı beni tebrik ettim. Bizim dinle bir problemimiz yok. AK Parti ile iyi ilişki kuralım ama ülkede ciddi krizler oldu. Bunun faturasını kesmemiz lazım iktidara. 

KÖŞK'TEKİ RESEPSİYONA KATILIR MIYDI? 

Aslında Türkiye'de gerilim Cumhurbaşkanı'nın seçimi ile başladı. Benim Cumhurbaşkanı'nın kişiliği ile ilgili bir sorunım yok. Ama Cumhurbaşkanı tarafsız bir kişi olmalıdır. O konum onu gerektirir. Ben Genel Başkan olsaydım resepsiyona katılmazdım. Sayın Cumhurbaşkanı'nın kılık kıyafeti ile ilgili bizim sorunumuz yok. Cumhurbaşkın sanki AK Parti'nin eşbaşkanıymış gibi hareket ediyor. 

CHP'DE ÖNDER SAV-KILIÇDAROĞLU ÇATIŞMASI MI VAR? 

Şaban Sevinç: Sayın Başsavcı'nın açıklamasının ardından CHP'de bugün çok önemli bir toplantı yapıldı. Sayın Kılıçdaroğlu yeni başkan yardımcalırını seçecek ve yola böyle devam edilecek denildi ama, yapılan toplantıdan ciddi bir kriz çıktı. Hakkı Süha Okay tüzük kurultayı yapalım diye açıklama yaptı ve Önder Sav ile birlikte MYK'daki 17 üye Kılıçdaroğlu'na karşı cephe aldılar. Bu derin bir kriz ve Çarşamba günü bu kriz sonuçlanacak. Çarşamba günü Sav mı yoksa Kılıçdaroğlu mu insiyatif alacak? 
Yiğit Bulut: Bizim aldığımız bir istihbarata göre, Önder Sav Kılıçdaroğlu'na karşı kılıcı çekti. Sizin cevabınız nedir bu konuda? Ayrıcı hukuk bu duruma ne diyor? 
Baykal: Öncelikle seçimlere 7 ay kalmışken CHP'nin bir lider değişimini gerçekleştirmişken böyle bir tartışmanın içine çekilmesi çok üzücü bir olaydı. Hepimiz yaşadığımız üzücü olaydan sonra hep birlikte yeni bir genel başkan seçtik. Bundan sonra var olan birikiminin üzerine var olan yeni genel başkan partinin oylarını arttıracak diye umuyorduk. Fakat şu an böyle bir ortamla karşı karşıya kalmamız bizi son derece üzmüştür. Buraya nasıl geldik bunu anlatmamız gerekir. Artık partide böyle kavgalar yoktu. Tekrar ayrışma ve kamplaşma başladı. Malesef son kurultayda çok büyük bir hata yapılmıştır. Kabul edilmiş parti tüzüğü yürürlüğe girmiş tüzük hukuksuz bir şekilde askıya alınmıştır. Biz partiyi daha hızlı daha dinamik bir yapıya kuvuşturmak istedik. Şu an parti eski bir modelle devam ediyor. 21 kişilik MYK her şeyin sorumlusudur, yani aslında sorumululuk kimseye ait değildir. AK Parti de böyle bir yapılanma içinde. Yeni tüzüğe göre partide 13 G.Başkan yardımcısı var ve onların ayrı ayrı iş bölümleri var. Herkes kendi alanından sorumlu ve kendi ekibini kurabiliyor. Ben partinin başında kalsaydım çok çarpıcı bir ekiple gelecektim.
 
BEN KILIÇDAROĞLU'NU UYARDIM 

Sayın Genelbaşkan seçildikten sonra beni evimde ziyaret ettiğinde onu bu konuda uyardım. Neden bu tüzüğü kurultayda yürürlüğe koymadınız dedim. 
Tabi bu durum Sayın Başsavcı'nın dikkatini çekti ve harekete geçti. Şimdi bu tüzüğü Parti Meclis'i üzerinden seçelim düşüncesi var. Başsavcı'nın uyarısı bir mahkeme kararı değildir, Başsavcı 'Bizim için karar almıyor gereğini yapın' diyor. Başsavcı'nın yazısı diyor ki 22 Mayıs 2010 tarihinden itibaren aldığınız kararlar geçersizdir diyor. Yarın birisi yaptıklarınız geçersizdir diye dava açarsa ne olacak? Şu an bile MYK toplantı neye göre toplantı bu MYK, kurultayı toplayıp şimdi uygulayacağın tüzüğü kurultaya onaylatmak zorundasın. Şimdi birisi 12 madde üye yapılanlar geçersizdir diye dava açılırsa ne olacak? 
"ADAY OLMAYACAĞIM" 

Yiğit Bulut: Halkın sorusunu soruyorum. Kurultayda aday olacak mısınız? 
Baykal: Benim böyle bir kariyer planım yok. Benim samimi tercihim ta başından beri yeni genel başkan seçiminin ardından uygun bir ekip kurularak parti içindeki herkes kucaklanmasını istedim. Şu an partide bu kucaklaşmanın olduğunu göremiyorum. CHP'nin seçime 7 ay kala genel başkan seçmesi çok sakıncalıdır. Şu an genel başkan görev başındadır. Onun partiyi genel seçime taşıması gerekmektedir. Bunun çok sakıncalı olacağığını biliyorum. Kemal Bey'e her türlü desteği vermeye hazırım. Ben Genelbaşkan görevini orada sürdürdüğü sürece onun desteklenmesini düşünüyorum. Ona görevinde yardımcı olmak hepimizin görevidir. 
"YÜZDE 42'Yİ YÜZDE 58'E CİRO ETMEYELİM" 

Mehmet Tezkan: Sizce CHP'de rota değişimi var mı? 
Baykal: Parti bu konularda çok duyarlıdır. O nedenle böyle bir sıkıntı olduğunu düşünmüyorum. Sayın Kılıçdaroğlu'nun laiklik anlayışının benden farklı olduğunu da düşünmüyorum. Değişimin geçmişimizi karalayarak yapılmaması gerekir. Var olan birikimin üzerine koyularak değişim yapılmalıdır. Sosyal devlet elden çıkıyor deyip, laikliği atlamamamız gerekiyor. Biz laik laiklik diyerek yanlış yaptık diyemezsiniz. Ben gittim bu konudaki anlayışımı ifade ettim. Bu benim laiklik anlayışım açısından bir problem teşkil etmiyor. Yüzde 42'yi yüzde 58'e ciro etmeyelim. Laiklik önemsizdir diyerek, laiklik tehlikededir diyerik olmaz bunlar. 
Halkımız bu tartışmalardan endişeye kapılmasın. Partilerde böyle şeyler olur. Parti içinde olan tüm arkadaşlarımızın parti için önemli çaba ve gayretleri vardır. Kimseyi dışlama lüksümüz yok...