Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, ''Şimdi bir anamuhalefet partimizin genel başkanı gitmiş Rize'ye, çayı rahmetli İnönü'nün getirdiğini söylemiş. Ya İnönü'nün zamanında ekmeği bile karneyle veriyorlardı, millet içecek çayı nereden bulacaktı? Allah aşkına bu millete masal anlatacağınıza, önce gidin ehliyetinizi ispat edin'' dedi.

Bağış, Ataşehir'de iş adamları ile bir araya geldiği toplantıda, 2001'de AK Parti'yi kurarken, önce bir Türkiye hayali kurduklarını belirterek, ''Kurduğumuz Türkiye hayalini de yavaş yavaş nakış işler gibi adım adım sizlerin desteğiyle, sizlerle birlikte gerçekleştiriyoruz'' diye konuştu.Bundan rahatsız olabilecek birtakım çevreler olabileceğini belirten Bağış, ''Türkiye'de tarihin en şeffaf dönemini yaşıyor olmamızdan, Türkiye'de gerçekten devletin bütün milletiyle hiçbir ayırım yapmadan muhabbet köprüleri kurmuş olmasından rahatsızlık duyabilen çevreler olabilir. Bakın çok değerli bir sanatçımız, bu ülkede 'süper star' unvanını milleti tarafından kazanmış, almış bir sanatçımız, geçen akşam Ataşehir'de çok başarılı eğitim veren Bilfen Okullarının 100 talebesiyle birlikte sahne aldı.

Ben de o programı izlemeye oraya gittim. Ajda hanım daha evvel Brüksel'e yaptığımız kadın çıkartması içerisinde de yer almıştı'' dedi. Bundan bir yıl evvel Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın öncülüğünde, Türkiye'de kendi alanında ''en olmuş'' 100 kadınla Brüksel çıkartması yaptıklarını da ifade eden Bağış, şunları söyledi:

''200 kişilik bir ekiptik. En başarılı hukukçularımız, akademisyenlerimiz, sanatçılarımız, düşünürlerimiz, yazarlarımız, ev kadınlarımız, iş kadınlarımız, yöneticilerimiz, Türkiye'nin bütün o zenginliklerinin temsilcileri, o heyette yer almıştı. Aradan yaklaşık bir 9-10 ay sonra da Bilfen Okullarının bir önerisiyle yine 100 çocuğumuzla Avrupa Parlamentosu'na bir çıkartma yaptık. O çocuklarımız Avrupa Parlamentosu koltuklarında oturdular ve Avrupa Parlamentosu mensuplarına sorular sordular. 'Bize uyguladığınız bu haksız vize rejiminin mantığı nedir' diye sorup, karşısındaki muhataplarını cevapsız bıraktılar. 'Bizim ülkemizde neden terörle mücadelede yeteri kadar destek vermiyorsunuz?' deyip Avrupalıları utandırdılar. Orada bir konser vererek, sanata olan ilgilerini ortaya koydular. O gün de söylemiştim, belki de hayatımın en mutlu anlarından bir tanesini yaşadım, çünkü yapmaya çalıştığım işin, Türkiye'nin Avrupa'nın parçası, AB'nin üyesi olacağı günleri verdiler. O koltuklarda oturan çocuklar büyüdükleri zaman onlardan bazılarının Avrupa Parlamentosu üyesi olacağını ispat ettiler. Aradan bir süre geçti, o çocuklarımızdan oluşan bir orkestra, Türkiye'nin en büyük çocuk orkestrası, Bilfen Okullarının Orkestrası, Türkan İnanoğlu Gösteri Merkezi'nde bir konser veriyordu ve daha evvel aynı salonda Emine hanım ile, diğer kadınlarımızla birlikte Türkiye'yi temsil etmiş olan sanatçımız Ajda hanımı oraya davet ettiler ve Ajda hanım da o çocuklarımızla birlikte, 100 kişilik bir orkestrayla muazzam bir konser verdi.''Kendisinin de o konsere davet edildiğini, o çocuklara ve Türkiye'nin değerli bir sanatçısına destek vermek için oraya gittiğini anlatan Bağış, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Ajda hanım da birçok sanatçımızın birçok konserde protokol temsilcilerine yaptığı gibi bizimle ilgili güzel cümleler kurdu. Benim de, eşimin de sanatçı dostlarımızın arasında olmasından onur duyduğumuz bir kişidir. Sağ olsun, güzel cümleler kurdu. Sen misin bir siyasetçiye biraz muhabbet gösteren. Saldırının haddi hesabı yok. Saygısızlığın, hakaretin haddi hesabı yok. Yazıktır, ayıptır. Yıllarca bu ülkede farklı partilerden siyasilere farklı sanatçılarımız övgüler yağdırdığı zaman biz onlarla onur duyduk, gurur duyduk. Hiçbirini hiçbir şekilde eleştirmedik ama oradaki ön yargı, oradaki yaklaşım tarzı inanın bizi bir kez daha düşündürdü. Şimdi bu ülkede sanatçıların değeri, yazarların, entelektüellerin değeri kendi milletine 'bidon kafalı' deyince mi artmalı? Bu ülkede, kendi vatandaşına, 'bunlar göbeğini kaşır', 'benim oyumla onunki bir mi olacak' deyince miartmalı? Tam tersine milletinin değerleriyle barışık sanatçılarımız, milletine hizmet veren, onların acılarını eserleriyle azaltan, mutluluklarını artıran sanatçılarımız bu ülkede hepimizin baş tacıdır.''

Bakan Bağış, Atatürk'ün, ''Milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz, başbakan, hatta cumhurbaşkanı olabilirsiniz ama sanatçı olamazsınız'' dediğini anımsatarak, ''Ben sanatçılarımızın önünde her zaman önümü iliklerim. İşte sanatçı olamayacakların, sanatçılara ne kadar tahammül alabileceklerini de bu vesileyle görmüş olduk'' dedi.

''HELE ONUN BİR EHLİYETLİ SEÇMEN OLDUĞUNU GÖRELİM''


Türkiye'deki tek çarpıklığın bu olmadığını vurgulayan Bağış, ''Şimdi bir anamuhalefet partimizin genel başkanı gitmiş Rize'ye, çayı rahmetli İnönü'nün getirdiğini söylemiş. Ya İnönü'nün zamanında ekmeği bile karneyle veriyorlardı, millet içecek çayı nereden bulacaktı? Allah aşkına bu millete masal anlatacağınıza önce gidin ehliyetinizi ispat edin. Sayın Kılıçdaroğlu namı değer 'çakma Gandi' önce kayıtlı bir seçmen olabilmiş mi onu bir görelim. Biz daha onun oy verdiğini göremedik ki. Oy kullanmayı beceremeyen bir kişinin demokratik liderlik iddiasını ben sizin takdirlerinize sunarım. Hele onun bir ehliyetli seçmen olduğunu görelim, ondan sonra siyasetteki konumuna bakarız ama Cumhuriyet Halk Partisini, Cumhuriyet çark partisine döndürmeye başladılar'' diye konuştu.CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, ''CHP'nin oyları düşerse ben görevi bırakırım'' dediğini belirten Bağış, ''Peki bir ay evvel yüzde 40 oy alacağım diyordu, ne oldu niye bu kadar çabuk çark ettin? Hani yüzde 40 alacaktın? Her yerde çıkıp kendine hedef olarak yüzde 40 koymuştun'' dedi.

STAR GAZETESİNE YÖNELİK SALDIRI

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Bağış, öte yandan, bir başka siyasi partinin işi gücü bırakıp kime saldıracağını şaşırdığını ifade ederek, şunları söyledi:
''En son Türkiye'nin saygın gazetelerinden bir tanesine teşkilatını gönderip camları kırdırmış. Ben oraya gönderilen kardeşlerimi kimler doldurduysa, onları Türkiye'de bir medya kuruluşuna fiziksel saldırı yapmaya kimler yönlendirdiyse onları kınıyorum. Bu fotoğraflar Türkiye'ye yakışmıyor. Bu görüntüler bizim demokratik olgunluğumuza yakışmıyor. Artık Türkiye'nin bunları aşabilmesi lazım. Her konuda hemfikir olmayabiliriz ama her konuyu tartışabilmemiz lazım. Bir köşe yazarının yazısını beğenmediniz diye, gidip o gazetenin camlarını kırar, fiziksel zarar verecek saldırıda bulunursanız, sizin demokrasiyle çok fazla uyuşumunuz olmadığı ortaya çıkar'' dedi.

ENGELLİLERLE PİKNİKTE BULUŞTU

Bağış, buradaki programının ardından seçim otobüsüne binerek Çekmeköy Taşdelen mesire alanında engelliler için düzenlenen pikniğe katıldı.Burada vatandaşlara hitap eden Bağış, bu ülkede yıllarca milletin
kandırıldığını ifade ederek, ''Gidip gelmeyi maharet zannettiler. Gidip gelmek eğer keramet olsaydı, en büyük keramet göçmen kuşlarında olurdu. Onlar devamlı gidip geliyor'' diye konuştu.
Bağış, önemli olanın gelip bu milletin gönlünde, kalbinde, yüreğinde muhabbet köprüsünü kurabilmek olduğunu dile getirerek, vatandaşlardan 12 Haziran seçimlerinde destek istedi.