Dergi Türkiye'deki türban tartışmalarının ele alındığı makaleye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün eşi Hayrunnisa Gül'ün, geçen hafta Türkiye'yi ziyaret eden Alman Cumhurbaşkanı Christian Wulff'un eşiyle birlikte tören kıtasını selamladığını söyleyerek başlıyor.
Makale şöyle devam ediyor:
"Sıradışı birşey yokmuş gibi görünebilir ama 2007'de generaller eşinin başörtülü olması nedeniyle, Gül'ün cumhurbaşkanı olması halinde müdahale tehdidinde bulunmuştu. Tehdit işe yaramadı. Ama Hayrunnisa Gül, generalleri öfkelendirmemek için geçen haftaya dek resmi törenlere katılmıyordu."
Economist, türbanın Türkiye'de dindarlar ve laikler arasında süregiden mücadelenin tam ortasında olduğunu söylüyor.
Dergi, dindarların türbanı bir inanç ifadesi, laiklerinse Atatürk cumhuriyetinin kalbine saplanmış bir bıçak olarak gördüğünü belirtiyor.
Economist, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin 2007'de yeniden iktidara gelmesinden sonra, türban yasağını kaldırmak için anayasa değişikliği yapmasının ardından, kapatılma tehdidiyle karşılaştığını hatırlatıyor.
Abdullah Gül'ün atadığı Yüksek Öğrenim Kurulu Başkanı Yusuf Ziya Özcan'ın türbanlı öğrencilerin üniversitelere ve sınavlara girişinin engellenmeyeceğini söyledikten sonra çoğu üniversitesinin yasağı gevşettiğini belirten dergi, bunun üzerine Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın Özcan'ın anayasayı ihlal ettiğini söylediğini yazıyor.
Economist, bu vaziyetin CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu zor durumda bıraktığını söylüyor ve şöyle devam ediyor:
"Kılıçdaroğlu partisinin eski kafalı imajını değiştirmek istiyor. AKP'nin üniversitelerdeki türban yasağını kaldırma çabalarını desteklemeye söz verdi. Ama bu CHP'deki Kemalist tutucuları kızdırdı. Şimdi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan yasağın orta okul ve kamu kurumlarında da kaldırılmaması için güvence istiyor. Ama Erdoğan bu güvenceyi vermeyi reddetti."Economist, Türkiye'deki laik kesimlerin, yeni anayasa değişiklikleriyle hükümetin yargıya, türbana daha sıcak bakacak İslamcıları doldurmasından endişeli olduğunu belirtiyor.
"ÖRTÜLÜ KADINLARIN TÜMÜ TEVAZU ÖRNEĞİ DEĞİL"-
Okullarda türbana izin verilmesi halinde, özellikle Anadolu’da tüm kızlara baskı oluşturabileceği argümanları ile baba ve kocaların kadınların çalışmasına sadece örtülü olarak izin verecekleri yönündeki karşı argümanına yer veren The Economist şöyle devam etti:
"Ayrıca, örtülü kadınların tümü de tevazu örneği değildir. İstanbul ve İzmir gibi kentlerde erkek arkadaşlarıyla sarmaş dolaş olan dar pantololu türbanlı kızları görmek olağan dışı değil."
İngiliz dergisi, Türkiye’nin "en müthiş feministleri"nden bazılarının da başlarını örttüğünü de belirtiği analize son verirken de şunları yazdı:
"Türk politikacılar, bir bez konusunda kavga edeceklerine enerjilerini cinsiyet eşitsizliğine harcayabilir. Dünya Ekonomik Forumu’na göre, kadınların işgücüne katılım oranı, 1989’dan beri yüzde 34’ten yüzde 26’ya geriledi. Kadınlar, milletvekillerinin sadece yüzde 9’unu oluşturuyor. En büyük oran da, kadın milletvekilleri için (yüzde 40) kotası olan tek parti konumundaki Kürt yanlısı Barış ve Demokrasi Partisi’ne (BDP) ait. Kürtler, türban yasağının, üniversitelerde hafifletilmesi gerektiği konusunda mutabık ve bunun en iyi biçimde yapılabilmesi için anayasanın yeniden yazılmasını öneriyorlar. Ancak bu hafta Sayın Erdoğan,yasağa ilişkin kararın gelecek yıla bırakılacağını söyledi. Gelecek Temmuz’da bir seçim zorunluğu varken bazı savaşlara girmeye henüz değmez