TECAVÜZ iddiasıyla cezaevine girmeden önce sigara içmeyen S.C. (55), şimdi günde 2 paket sigara içiyor ve evden dışarı çıkamıyor. Sürekli intiharı düşünen babasının evde yalnız bırakılmadığını ve geleceğinden endişe duyduğunu söyleyen oğlu Suat C. (32), “Ömrümüzün en uzun 10 ayı” dediği günleri şöyle anlattı:

Kezzap bile attılar

“Babam yıllardır kalp ve şeker hastası, gözaltına alındığı gün de zaten hastanedeydi. Babam tutuklanınca ‘Bu utançla yaşayamam’ dedi. O cezaevinde intihar etmeyi düşünürken, biz sokakta rahatça yürüyemiyorduk. Babamın ömründen çalınan 10 ay sanki 10 yıl gibiydi. Tutuklandıktan sonra ilk Metris Cezaevi’ne gönderildi. Orada tutuklularla birlikte televizyon izlerken bir kanalda haberini görmüş. Diğer tutuklular öfkelenerek babamın üzerine tuz ruhu, kezzap gibi maddeler atarak saldırmaya başlamışlar. Kolları ve vücudunun bazı bölümleri yanmış, ‘Öldü’ diye bırakmışlar. Babama yüklenen bu suç orada kalmak için çok ağırdı. Ama 10 ay sonra gelen rapor babamın suçsuzluğunu ortaya çıkardı. Babamın psikolojisi tamamen bozulmuş. Hayata küsmüş gibi. Kan şekeri çok yüksek seviyelerde. Evde hasta yatıyor. Artık tek amacımız onu yaşama döndürmek.”

KORKUNÇ İHBAR

Oğluma dedesi dayısı ve arkadaşı tecavüz etti

S.C.’NİN oğlu Suat C.’nin anlattıkları yaşananların daha ağır olduğunu ortaya çıkarıyor: “M.E.E.’nin annesi H.G. ağustosta savcılığa, ‘Oğluma dedesi, dayısı ve dayısının arkadaşı, 3 yaşından beri tecavüz ediyordu. Bundan annemin de haberi vardı’ diyerek suç duyurusunda bulunmuş. Zaten raporda farklı kişilerin DNA’sına rastlandığını belirtiyor. Suçlananlar neden hâlâ tutuklanmadılar.” M.E.E. şimdi devlet korumasında.