Gerçek nedir?
Bir insanın ismini söylediğimizde de, bir insan yanımızdan geçtiğinde de, ya da onu düşündüğümüzde de aklımızda canlanan şey onun dış görünüşüdür. Saçı, bakışları, duruşu.. Peki gerçekten de ben dış görünüşüm müyüm?
Öldüğüm zaman bedenimin yok olup gideceğini biliyorum.
Peki o zaman tamamen yok mu olacağım?
Dünya'ya bırakacağım fikirlerim olabilir. Eğer bu olursa, yine de bir fotoğrafımla bağdaştırılacaktır fikirlerim.
Peki yaşadıklarım ne olacak? Hafızamdakiler? Mutluluklarım, gülüşlerim, gözyaşlarım? Tüm duyguları yaşayan, bedenimi de kendine esir eden kalbim; ruhum ne olacak?

Farkettim ki hayatta insanlara karşı beslediğim en büyük üzüntülerimi farkettirmeden, birdenbire değişenlere karşı yaşadım. Görünüşleri aynıydı; fakat önceki bildiğim kişiliklerinden eser yoktu. Bambaşka biri olmuşlardı sanki sonradan, hafızaları yerindeydi, yaşananları unutmuyorlardı; fakat bunun dışında onlar hakkında bildiğim, tecrübelediğim hiçbir şeyi gözlemleyemiyordum.
Sarsmak istiyordum onları, 'bu sen misin gerçekten?' demek istiyordum. Hatta çoğu zaman, o eski benliklerinin tekrar çıkıp geleceğini umarak, bekliyordum.
Gerçek ben, ruhumdur. Gözlerimin rengi, ya da parmaklarımın şekli değil. Onlar sadece beni tamamlayan unsurlar.
Gerçek ben; içimdedir. Kimselerin gözleriyle göremeyeceği, ancak ve ancak yürekleriyle hissedebilecekleri bir yerlerde. Gerçek ben; oluşturabildiğimdir. Görünüşümüzü seçemezken, ruhumuzu beslemek bizim elimde.
İsteyen nefret ağlarıyla örer çevresini. İsteyen değişir. İsteyen bencil olur, değer verdiği tek şey kendisidir. İsteyen düşünmez, sadece kendisine sunulanları yaşar.
Bense 'sevmeyi' seçiyorum.
Sevdikçe içim güzelleşir, sevdikçe baktığım her şey güzelleşir.

Her şeyi severim ben. Bebekleri, çocukları, büyüyenleri, yaşlıları, bitkileri, hayvanları. Hepsini anlamaya çalışırım.
Tüm dünyayı severim. Denizleri, bulutları, gökyüzünü. Bazen kötü yüzünü gösterse bile. Bazen yağmurlar yağdırsa bile. Bazen kararsa bile.
Güneşi severim. Yıldızları. Ucu bucağı olmayan Evren'in her tanesini. Sırf varoldukları için.
Hepsi de öylesine güzel ki. Belki gerçekten güzeller, belki de ben güzel baktığım için güzeller. Güzellik gerçekte ne, onu da bilmiyorum ya. Sadece nelerin güzel olduğunu biliyorum.
Bir gün öleceğimi biliyorum. Bedenim yok olup gidecek. Belki fikirlerim yok olmayacak. Ama kesin değil.

Gerçekliğine inandığım tek şey; yaşadığım her şeye rağmen, direnerek, içimde yeşerttiğim güzellikler her zaman var olmaya devam edecek. Bedenim yok olup gitse de, ruhum hep, bir şekilde var olmaya devam edecek.