BURDUR'da yaşayan İlknur Cenkci'nin (43) hayatı, 17 yıl önce dünyaya gelen down sendromlu oğlu Mustafa ile değişti. Başlarda çocuğunun durumunu kabullenmeyen İlknur Cenkci, daha sonra kendisi gibi olan aileler ve down sendromlu çocuklara destek olmak için dernek kurup, özel rehabilitasyon merkezi açtı. 'Meleğim' dediği oğlunun hayatının dönüm noktası olduğunu söyleyen İlknur Cenkci, "Sadece benim çocuğum değil bütün meleklerimiz için çaba gösteriyorum" dedi.
Bucak'ta oturan İlknur Cenkci'nin ilk çocuğu Mustafa, 2003 yılında down sendromlu dünyaya geldi. O zaman çalışmayan İlknur Cenkci, bu durumu öğrendiğinde hayata küstü. Yaklaşık 2 yıl kimseyle görüşmeyen İlknur Cenkci, bir doktorun tavsiyesi üzerine, çevresinde kendisi gibi olan ailelere yardımcı olmak için harekete geçti. Zamanla çocuğunun durumunu kabul eden İlknur Cenkci, çocuğuyla birlikte hayata tutundu. Eşi, Mustafa ve küçük oğluyla birlikte yaşayan İlknur Cenkci, 2018 yılında kendisi gibi olan aileler ve down sendromlu çocuklara maddi manevi destek sağlamak için Bucak Melekler Derneği'ni kurdu. Daha sonra Melekler Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi'ni hayata geçiren İlknur Cenkci, şimdi hem kendi çocuğu hem de başkalarının çocuklarına korucuyu annelik yapıyor. İlknur Cenkci'nin 7 kişiyle kurduğu derneğin şimdi 300 üyesi bulunuyor. Dernek aracılığıyla toplamda 1700 engelli ailesine maddi ve manevi desteğe devam eden Cenkci'nin kurduğu okulda ise 102 öğrenciye hizmet veriliyor. Lise 2'nci sınıf öğrencisi olan Mustafa ise annesinin en büyük gurur kaynaklarından biri oldu. Gitar çalmayı ve şarkı söylemeyi seven Mustafa, evde annesine de yardım ediyor.
'HAYATIMIN DÖNÜM NOKTASI OLDU'
İlknur Cenkci, "İki oğlum var. Mustafa'm, 'meleğim' diyorum ben ona. 17 yıl önce hayatıma girdi. Onunla tanıştık. 17 yıl önce hayatımın dönüm noktası oldu. Mustafa doğduktan bir hafta sonra down sendromlu olduğunu öğrendim. Tabi ki down sendromu hakkında çok bir bilgim yoktu. Doktorlardan ve çevremden bu konuyla ilgili bilgi almak istedim. Zihinsel bir durum olduğunu öğrendim. Tabi ki o benim yıkılışım oldu. Hayata çok farklı baktım. Her şey bitmiş gibi hissettim. Kendimi çok kötü hissettim. Günlerce ağladım, aylarca evimden hiç çıkmadım. Mustafa'nın sağlık problemleri olduğu için sık sık hastanelerde yatıyorduk. Çoğu yerlerden umutsuzlukla döndük. Çok çaresiz günler geçirdim" dedi.
'BÜYÜK BİR KİTLEYE ULAŞTI'
İki yıl boyunca kendisini eve kapattığını, hiçbir akraba ve yakınıyla iletişime geçmediğini anlatan İlknur Cenkci, şunları söyledi:
"Hayatın bittiğini düşünerek hiçbir akrabamla, hiçbir dostumla iletişime geçmedim. 'Neden ben' duygularıyla yaşadım. Hayatımın en büyük yanlışını yapmışım. Daha sonra oğlumu kabullendim. Dedim ki ben kabullenirsem, herkes kabullenir. Önce kendim kabullendim, sonra ailem kabullendi, sonra çevrem kabullendi. Ondan sonra bir doktorumuzun bana söylediği sözler üzerine farklı duygulara girdim. Yani bunların bize bir hediye olduğunu, işte bizim bu konuda daha bilinçli olmamız gerektiğini, onlar için ne yapabileceğimizi düşünmemiz gerektiğini öğrendim. Bu tür güzel sözlerle benim hayata bağlanmama, ayağa kalkmama sebep oldu. Daha sonra araştırdım. Artık oğlum için nasıl faydalı olabilirim, ben olmasam da hayatını nasıl sürdürebilir diyerek araştırmalara girdim. Daha sonra tek olmadığımı öğrendim. Araştırarak büyük bir kitleye ulaştık. Büyük bir arkadaş çevremiz oldu. Hep birlikte artık bir şeyler yapmaya başladık."
'DEVLETİMİZİN VERDİĞİ MAAŞ AYAĞA KALKMAMA SEBEP OLDU'
Daha sonra çocuğu için özel eğitimler olduğunu öğrendiğini ve onun için özel ve devlet eğitimlerine başladıklarını kaydeden İlknur Cenkci, "Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetlerden evde bakım desteği alıyorum. Bu destek sayesinde de ayakta kaldık. O aralarda gerçekten büyük yoksulluk içindeydik. Her konuda zorlanıyorduk. Devletimizin bize verdiği bu maaş benim ayağa kalkmama sebep oldu. En büyük desteğim budur. Ondan sonra ne yaparım derdiyle uğraşırken, belli bir süreden sonra dernekleştik ailelerle. Daha iyi işler yapabilmek için. Derneğimizin güzel faaliyetleri oldu. Ve diğer bilgisi olmayan arkadaşları bilgilendirmeye başladım. Sağ olsun hem ilimizdeki hem de ilçemizdeki yetkililerimiz her konuda yardımcı oluyor. Bizim meleklerimize hep sahip çıktılar. Ama ben diyorum ki olmayacak diye bir şey yok.  Ben evdeyken, bir işimi yapamazken, çocuğuma bağımlıyken aldığım o destekle bir yerlere gelebildim. Bunu yapabildiğime inanıyorum. İşle beraber çocuğumla da ilgilendim. Her annenin yaptığı gibi Mustafa okul haricinde benle daimi olarak. Elimden geldiği kadar onları mutlu etmeye çalışıyorum. Sadece benim çocuğum değil bütün meleklerimiz için çaba gösteriyorum. Bu konuda da devletimizin desteklerinden dolayı çok teşekkür ediyorum."