TRABZON'un Çaykara İlçesinde HES tüneli girişinde meydana gelen çığ faciasında yaşamını yitiren 34 yaşındaki Özgür Özyürek, memleketi Sivas'ın İmranlı İlçesinde gözyaşlarıyla toprağa verildi. Çığ altından çıkarılan talihsiz işçinin mezarı da kar ile kaplandı.
Trabzon'un Çaykara İlçesi Kavlatan mevkiindeki Balkodu-2 HES tüneli girişinde 5 gün önce meydana gelen faciada çığ altında kalan 5 kişiden biri olan ve bölgede formen olarak çalışan evli ve 1 çocuk babası Özgür Özyürek'in cenazesi, dün karayolu ile İmranlı ilçesine getirilerek, cemevi morguna konuldu.
Özyürek için bugün sabah saatlerinde İmranlı Cemevi önünde cenaze töreni düzenlendi. Törene CHP il yöneticileri, CEM Vakfı Sivas Şube Başkanı Ali Akyıldız ile Özyürek'in babası Süleyman, annesi Semiha, eşi Serap Yılmaz Özyürek ve yakınları katıldı. Cemevi önünde cenaze namazının kılınmasının ardından Özgür Özyürek'in cenazsi ilçe merkezine 4 kilometre mesafedeki Delice Köyüne götürülerek burada dualar eşliğinde toprağa verildi. Eşinin mezarına toprak atıp, mezar tahtasını öpen Serap Yılmaz Özyürek yakınlarının desteğiyle ayakta durabildi.

MEZARI KARLA KAPLANDI

Köy mezarlığında defin işleminin tamamlanmasının ardından Özgür Özyürek'in mezarının üstü karla kapatıldı. Bu sırada bazı yakınları 'Çığ altından çıkarıldı yine karın altına konuldu' diye ağıt yaktı. Mezarlıkta gözyaşı döken anne, baba ve eşini diğer yakınları sakinleştirmeye çalıştı. Cenazenin defnedilmesinin ardından ilçedeki cemevinde taziyeler kabul edildi. Özyürek'in eşi Serap Yılmaz Özyürek, 6 yaşındaki kızı Ada ve annesi Semiha Özyürek ile birlikte İzmir'de yaşadığı öğrenildi. Özyürek'in çığ felaketinin yaşandığı yerde 5 Aralık tarihinde işe başladığı belirlendi.

KAYINBİRADERİ YAŞANANLARI ANLATTI

Özgür Özyürek ile birlikte aynı yerde çalışan kayınbiraderi Ali Yılmaz, olay sırasında kendisinin içeride bulunduğunu belirterek, "Onlar tünelin ağzındaydı. Ufak bir kaç iş vardı. Onları yapmak için gitmişlerdi. Biz yemekhanede oturuyorduk. 8 kişi tünel ağzındaydı. Sonra 8 kişiden bir olan ağabeyim geldi ve bize çığ düştüğünü söyledi. Biz koşturarak gittik. Elimizden geldiği kadar, kazabildiğimiz kadar kazdık. Zaten o an tünel ağzında olan kepçe kazı işlemlerine başlamıştı. O sırada Nusret Er'in cenazesine ulaştık. Tabi biz çıkaramadık, cenazeye zarar vermek istemedik. Sonra devam ettik ama aşırı tipi başlayınca bizim de yapacak bir şeyimiz kalmadı. Biz de dönmek zorunda kaldık" dedi.

ÇALIŞMALAR SÜRÜYORDU

İşin durdurulmasıyla ilgili hazırlanan raporu kendisinin yazdığını söyleyen Yılmaz, "Normal çalışma devam ediyordu aslında. Ancak yollar kapalı olduğu için tünelden çıkan taşlar, kayalar dışarı çıkarılamadığı sadece gecikme vardı işte. Yoksa normal çalışmamıza devam ediyorduk. Sadece ondan dolayı 2 gündür bekliyorduk. Yani resmi olarak iş durdurulmamıştı. Bize şirketten de öyle bir talep gelmedi. Biz sadece taşlar temizlenmediği için işe genel olarak devam edemiyorduk. Ama normal işimiz devam ediyordu çalışıyorduk" diye konuştu. Yılmaz, cenazenin yaklaşık 250 metre kadar altta dere boyunda bulunduğunu da sözlerine ekledi.

'RESMEN ÖLÜME GÖNDERMİŞLER'

Babası Süleyman Özyürek ise olayı televizyondan duyduktan sonra Trabzon'a gittiğini belirterek, "Orada birlikte çalıştığı insanların ifadesine göre, A.A. isminde bir şantiye şefleri varmış. Bu adam çocukları zorla gönderiyormuş. Zaten 3 gün önce işi durdurmuşlar. Bunları zorla tünelin ağzına gönderip 'Jeneratörün bakımını yapın, mazotunu koyun' diyormuş. İnsanların söylediğine göre o adamın baskısı ile gitmişler bunlar. Özgür Özyürek'in babası olarak ben firma yetkililerinden şikayetçiyim. Oranın yetkilileri hiç mi bir gün gidip oraya bakmadılar. Valinin, belediye başkanının 10 gün önceden haberi var, orası afet alanıdır çalışılmaz diye. Resmen öldürmek için göndermişler oraya. Savcılığa da karakola da şikayette bulundum ben" dedi.