TEKİRDAĞ'ın Ergene ilçesinde, 23 yıllık marangoz ustası Hasan Özlem (60), Bulgaristan'dan bir müşteriye yaptığı ahşap vazo sonrası artan siparişlere yetişemiyor. Yaptığı işlerden kalan parçalar ile ağaç sanatı yaptığının altını çizen Hasan Özlem, "Ben ağaca hayat veriyorum. Bir vazo da 400 parçanın birleşmesiyle oluyor" dedi.
Bulgaristan'dan, 1992 yılında Türkiye'ye gelerek Ergene ilçesine yerleşen evli ve 2 çocuk babası marangoz ustası Hasan Özlem'in kapı, dolap ve gardırop gibi eşyaların yanı sıra arta kalan malzemelerle ahşaptan yaptığı vazo ve bardaklar yoğun ilgi görüyor. Alışveriş için şehre gelen Bulgaristan vatandaşlarının ürünlere ilgi gösterdiğini belirten Özlem, özellikle Bulgaristan'dan gelen taleplere yetişmekte zorlandığını kaydetti. 
'AĞACA HAYAT VERMEKTEN MUTLUYUM'
Ağaca hayat vermekten mutlu olduğunu belirten Özlem, "1996 yılında marangoz dükkanı açtım. Kapı, dolap ve gardırop yapıyorum. Neden bardak yapmıyorum diye düşündüm. Sonra bardak yaptım. Vitrine koydum. Bardaklar satıldı. Sonra tekrar yaptım ve başka ne yapabilirim dedim. Desenli olarak iki ağacı birleştirip tabak yapmaya başladım. Derken fıçı, vazo yaptım. Vazo için kendime göre küçük bir torna makinesi yaptım. Sonra değişik boylarda vazo yapmaya başladım. Talepler artmaya başladı. Vazo ve bardaklara Bulgaristan'dan çok talep geldi. Bu arada diğer işlerimi de yapıyorum onları da aksatmıyorum" dedi.
'AĞACA HAYAT VERMEK ÇOK FARKLI BİR DUYGU'
Yaptığı işlerden kalan parçalar ile ağaç sanatı yaptığının altını çizen Hasan Özlem, "Ben ağaca hayat veriyorum. Bir vazo da 400 parçanın birleşmesiyle oluyor. Bu parçaların her birini tek tek yapıştırdıktan sonra tornada bu hale getiriyorum. Yolda gördüğüm ağaç parçalarını alıp onlara hayat veriyorum. Baktığım zaman vazomu, yoksa tabak mı olacak diye anlayabiliyorum. Bir ağaca hayat vermek çok farklı bir duygu. Ben çok mutluyum. Sobada yanacak bir ağacı alıp onu değişik objelerde değerlendirip hayat veriyorsunuz. Bu bana çok mutluluk veriyor. Ben kalan parçaları yakmıyorum. Topladığım parçaları biriktirip bir gün lazım olur diye saklıyorum" dedi. 
Mesleğe olan ilginin azaldığını ve çırak yetiştiremediğini ifade eden Özlem, "Çırak yetişmiyor. Dört beş senedir çocuklar bile gelip, 'uçurtma çıtası var mı?' diye sormuyor. Çırak maalesef yok. Herkes masa başı, kravatlı işte çalışmak istiyor. Benim hayalim gençleri yetiştirmek. Onlara ahşap sanatını sevdirmek. Gelsinler sorsunlar, 'nasıl yapıyorsun?' diye. Ben de onlara hepsini anlatırım. Meslek saklamak olmaz. Bu ahşap işiyle uğraşsınlar çok isterim" diye konuştu.
'İLÇEMİZ İÇİN BÜYÜK KAZANÇ'
Ergene Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Cebeci ise, "Bu  marangoz atölyesi önünde geçerken yapılmış tabakları gördüm ve içeriye girdim. Çok güzel yapılmış, vazo, el arabası, biblolar, bardaklar ve tabakları gördüm. Çok mutlu oldum. Bu ilçemiz için sanatsal anlamda büyük bir kazanç. İlçemizde sektör olabilme anlamında bir çalışma başlattık. Burada hakiki ahşap sanatı yatıyor" dedi.