Ali Babacan'ın Genel Başkanı olduğu Deva Partisi Merkez Bankası'nın iki yıllık bir aradan sonra politika faizini 200 baz puan yükseltmesini çok sert bir dille eleştirdi.  Deva Partisi tarafından yapılan yazılı açıklamada ülkemizin 2013 yılında elde ettiği yatırım yapılabilirülke notunu kaybettiğine dikkat çekti. 

Deva Partisinin açıklaması şöyle:

Dün Merkez Bankası, iki yıllık bir aradan sonra politika faizini 200 baz puan yükseltmiştir. Merkez Bankası kasasına girmesi gereken milyarlarca dolar tutarındaki dövizi kendi siyasi pozisyonları uğruna kolayca heba eden hükûmet tüm uyarılara rağmen, yıllar boyu Merkez Bankası’na müdahale ederek politika faizi dahil elindeki araçları etkili bir biçimde kullanmasına engel olmuştur.

Ülkemizin büyük fedakarlıklar sonucu 2013 yılında elde ettiği yatırım yapılabilir ülke notunu kaybetmesine, yerli ve yabancı yatırımların ülkeden ayrılmasına sebep olan siyasi iktidar, bunca zamandır uyguladığı yanlış adımlarla halkımızın ödediği bu bedellerin hesabını vermek zorundadır:

"CİDDİ MİKTARDA DÖVİZ HEBA EDİLDİ"

- Merkez Bankası rezervlerinde olması gereken çok ciddi tutardaki döviz heba edildi.

- Bütçe açığı yakın dönemin en yüksek seviyesine çıktı.

- Yatırımlar daralmaya devam etti.

BÜYÜME HIZI EN KÖTÜ SEVİYEDE

- Son üç yılda ortalama büyüme performansı yakın dönemin en kötü seviyesine indi.

- Enflasyon düşmedi, çift hanede katılaştı.

- Türk Lirası dolar karşısında en değersiz seviyeye düştü.

- Büyük iddialarla daha da düşeceği söylenen politika faizi 200 baz puan arttı.

Sonuç olarak, Merkez Bankası ve BDDK tarafından alınan iki karar da finansal piyasalarda sorunların azaltılmasına katkıda bulunacak nitelikte olmakla birlikte yeterli değildir.

Geç kalınmış bu kararlar, hükümetin bugüne kadar izlediği yaklaşımın ne kadar yanlış olduğunun açık bir itirafı olmakla birlikte, ülkemizin tüm birikiminin erimesini tek başına telafi edemeyecektir. Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu sorunları kalıcı bir biçimde aşması, Deva Partisi’nin açıkladığı öneriler çerçevesinde hukukun üstünlüğünün tanınması ile gerçekçi bir Orta Vadeli Programın ortaya konulması ve kararlılıkla uygulanmasıyla mümkün olacaktır.