()
Çekmeköy Şile Yolu Ömerli Mevkiinde içinde 3 kişinin bulunduğu otomobil yolda seyir halindeki iş makinesi arkadan çarptı. Kazada otomobilde bulunan 1 kişi hayatını kaybederken, yaralanan 2 kişi hastaneye kaldırıldı. Hayatını kaybeden kişinin cenazesi ambulansla morga götürüldü. 

Görüntü dökümü:
---------------
-Olay yeri
-Yaralıların araçtan çıkarılması
-Polis 
-İtfaiye 
-Ambulansların görüntüsü
-Yaralıların ambulanslara konması
-Hayatını kaybeden kişinin ambulansa konması
-Genel ve detaylar

==================


2- (ÖZEL) - BÜYÜKADA'DA ZAM SONRASI ADAKART KUYRUĞU  

Haber : Semih ÇALIŞKAN - Harun UYANIK - İSTANBUL, İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi'nin zam kararı sonrası Adalar'da yaşayanlar Adakart almak isteyenler Büyükada vapur iskelesindeki kart başvuru merkezi önünde kuyruk oluşturdu. 
İstanbul'da ulaşımda en büyük zam İBB'ye bağlı Şehir Hatları AŞ.'nin Adalar Hattı'nda oldu.
Şehir Hatları Adalar Hattı'nda tam ücret tarifesi 5,20 liradan 10 liraya, indirimli öğretmen tarifesi 2,10 liradan 7 liraya, öğrenci tarifesi ise 1,20 liradan 5 liraya yükseldi. Adalar'da aylık abonman kartta ise tek yön tarifesi 3 basımdan 4'e çıkarıldı.
Adalar'da ikamet eden veya iş yeri bulunup belgesi olanlar Adakart alarak 6 liraya seyahat edebiliyor. Zam kararı sonrası sabahın erken saatlerinden itibaren Adakart almak isteyen vatandaşlar Büyükada'daki başvuru merkezi önünde kuyruk oluşturdu. Kart almak isteyenler öncesinde belirlenen bankaya giderek 80 TL kart ücreti yatırıyor. İskelede, başvuru bilgilerinin doğruluğu teyit edilerek dekont, ikametgah belgesi teslim alınıp, başvuru sahibine Adakart başvuru uygunluk formu imzalatılarak kart teslim ediliyor. Verilen kartların geçerlilik süresinin başvuru tarihinden itibaren 1 yıl olduğu öğrenildi.

"ÇOK İNSAFSIZCA BİR ZAM"
Büyükada'da yaşayan ve kart almak için sırada bekleyen bir kişi yapılan zamma tepki gösterdi. Büyükada sakini o kişi, "Yani çok insafsızca bir zam. Bunu düşünerek yapmadılar. Bu zam yapılacak diye neden insanları uyarmadılar. Herkes kuyrukta. Faytonları kaldırdılar diye onların parasını buradaki insanlardan mı çıkaracaklar? Ben 30 senedir adada ikamet ediyorum. Böyle bir iş olur mu? Ben daha kart alamadım, kuyrukta bekliyorum. Yetkililer mahalle bakkallarında ekmeğin ne kadar olduğunu biliyor mu? Biz 10 kuruşun hesabını yapıyoruz. İmamoğlu'na söyleyeyim ben. Mahalle bakkalında ekmeğin kaç para olduğunu biliyor mu? Bunu çok merak ediyorum. İnsanlar mağdur burada. Kim gelecek buraya? Zam üstüne zam" ifadelerini kullandı. 
Büyükada'da yaşayan Hüseyin Orhan ise, "İnternet üzerinden ikametgah belgemi çıkardım. İçeriden form aldım. Resmimi yapıştırdım. Şimdi sırada bekliyorum. Kart kuyruğu var. İki tane masa varmış ama daha önceden bir bilgisayar koysalardı bu işlemler daha çabuk yürürdü" şeklinde konuştu. 

"6 LİRA DEĞİL DAHA UCUZ OLABİLİRDİ"
Kart almak için bekleyen Dilek Tepiroğlu, "Şunu beklerdim. Dünyada uygulamaları var. Bizim ana karayla bağlantımız  olmadığı için yani en azından bir nokta Bostancı, Kartal veya bütün ana kara bağlantıları bizim için 6 lira değil daha ucuz olabilirdi. Çünkü ana kara bağlantımız yok" diye konuştu. 

ZİYARETÇİLER ZAMMI YÜKSEK BULUYOR 
Arkadaşıyla birlikte gezmek için Büyükada'ya gelen Nihan Engin, "Bence biraz fazla. Herkesin bütçesine yararlı olabilecek bir şey olduğunu düşünmüyorum. Ulaşım bence daha ucuz olmalı halk için. Öğrenciler, halk, yaşlılar düşünülüyorsa ulaşım daha uygun olmalı. Daha çok seyahat edebileceğimiz şekilde olmalı. Herkes zaten çok fazla adaya gidip gelmiyor. Adaya gidelim demek lüks artık. Esnaf da burada zor durumda kalır" şeklinde konuştu. 

ESNAF ZİYARETÇİLERİN AZALMASINDAN ENDİŞE DUYUYOR 
Ulaşıma yapılan zam sonrası esnaf endişeli. Büyükada esnafı ulaşım fiyatları nedeniyle ziyaretçilerin azalacağını belirtiyor. Esnaf Ferdi Demir, "Adaya gelecek İstanbul'da yaşayan vatandaşlar için zor olacak. Günü birlikçi ziyaretçi sayısında düşüş olacak. Yüzde 100'lük bir zam hiç adil değil.  Özellikle İstanbul'da yaşayan ve adayı sevenler için. İnşallah bu karardan geri dönülür. Daha adil bir ulaşım seçeneği sunulur. Yabancı turistleri ekonomik açıdan çok etkilemez belki ama İstanbul'da yaşayıp adayı seven ve ziyaret eden insanları bence bu durum olumsuz etkileyecektir" şeklinde konuştu. 
Pendik'te oturan ve her gün Büyükada'ya gidip gelen esnaf Ferhat Yekbaş, "Ben hiç görmedim. Dünyanın hiçbir yerinde yüzde 100'lük bir zam yok. Kesinlikle ziyaretçi düşer. Ben Adakart çıkartamadım. Her gün gidip geliyorum. Pendik'te oturuyorum. Vapura günlük iki defa akbil basıyorum. 10 liradan 20 lira. 7 lira otobüse veriyorum. Günlük toplam 27 lira veriyorum" ifadelerini kullandı. 

Görüntü Dökümü :
---------------------
-Sırada bekleyenlerden görüntüler
-Vapurdan görüntüler
-Vatandaşlarla röportajlar
-Detay görüntüler 

======================

3- (ÖZEL) ÇAPA TIP FAKÜLTESİ'NDEKİ RÜŞVET OPERASYONU: CZN BURAK'IN ANNESİNİN İFADESİ...

- MAĞDURUN OĞLU VE AVUKATINDAN AÇIKLAMALAR

Ali ABLAY-Ruken KADIOĞLU-Kubilay ÖZEV/ İSTANBUL, () İSTANBUL Tıp Fakültesi Hastanesi'nde 9 hastadan ameliyat tarihinin öne çekilmesi için 40 bin 200 lira aldıkları iddiasıyla yapılan operasyonda tutuklanan Prof. Dr. Mazhar Alp Bozbura ve CZN Burak'ın annesi  Didem Bozbura'nın da aralarında bulunduğu 3 şüphelinin emniyette verdiği ifadesi ortaya çıktı. Rüşvet almak istedikleri iddia edilen  hastanın oğlu ise yaşanan süreci anlattı.

EŞİ SUÇLAMALARI KABUL ETMEDİ
Didem Bozbura (51) emniyetteki ifadesinde ev hanımı olduğunu kaydederek, "2016 yılından beri eşim Mazhar Alp Bozbura adına kayıtlı olan telefona kendisine yardımcı olmak için cevap veriyorum. Bu telefon numarasını arayan şahıslar genellikle eşimin eski hastalarıdır. Bu telefon numarasını daha önce eşimin asistanı olan Seher isimli kişi kullanıyordu. Ben eşime yardımcı olmak için telefonlara cevap verirken, arayanlar genellikle beni Seher zannediyorlardı. Ben arayan kişilere eşi olduğunu söylemekten utandığım için bu hastalar arasında Seher olarak bilindim. Yasin Şimşek isimli şahsı ikametimin bulunduğu mahalleden tanıyorum.  Bu şahıs uzun zamandır alışveriş işlerimizde yardımcı olur. Bunun karşılığında kendisine harçlık verirdik ancak yılbaşına yakın eşim Mazhar Alp ayağından rahatsızlandı. Yasin Şimşek'e eşime yardımcı olsun diye aylık 3000 TL maaş verdik. Yasin isimli kişi de eşimle birlikte kaldığımız evin anahtarı yoktur. Eşimin Çapa hastanesinde bulunan odasının anahtarı olup olmadığını bilmiyorum " şeklinde konuştu.

"YASİN ŞİMŞEK'İN HASTA YAKINLARINDAN NEDEN PARA ALDIĞINI BİLMİYORUM"
Şüpheli Didem Bozbura ifadesinin devamında olay gününü anlatarak, "7 Şubat 2020 günü hatırladığım kadarıyla gece saatlerinde evimize polisler geldi. Polis merkezine götürüldük, bana suçlamalar hakkında bilgiler verildi. Yasin Şimşek'in hasta yakınlarından neden para aldığını bilmiyorum. Kesinlikle daha önce bana hasta yakınlarından para alıp vermedi. Şahsın eşime para verip vermediğini bilmiyorum. Fakat eşime para verseydi, eşim bana söylerdi diye düşünüyorum. Ben kesinlikle Yasin isimli şahıstan bu bahsettiğiniz olayda da para almadım. Ben şikayetçilerden yasa dışı ya da bıçak parası adı altında para istemedim. Suçlamaları kabul etmiyorum" dedi.

" YASİN'DE İŞ YERİMİN ANAHTARI YOK "
Prof. Dr. Mazhar Alp Bozbura ise emniyette verdiği ifadesinde, Çapa'daki İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nde çalıştığını ifade ederek şu şekilde konuştu: "1985 yılından beri doktor olarak görev yapıyorum. İş yerimde olduğum süre zarfı içerisinde de bana tahsis edilen odada bir veya bir buçuk saat olarak kalırım. Şahsıma ait odaya ait anahtar, koridorda temizlik yapan Musa isimli şahısta olur. Yasin isimli şahısta evimin adresi yoktur, bildiğim kadarıyla iş yerindeki odamın anahtarı da yoktur. Ancak Musa'dan iş yerindeki odamın anahtarını almış olabilir. Yasin'i iki yıldır tanırım. Şahsın eşimle durumu ise getir götür işi yapmaktır. 2020 yılı yılbaşı tatiline yakın bir süreçte dizimi sakatladım, o zamandan beri Yasin Şimşek bana yardımcı olur. Ben bu şahsa herhangi bir ücret ödemiyorum Eşim ve ailesi getir götür işlerinden dolayı bu şahsa harçlık verir" dedi. 


"EŞİM İŞİMLE İLGİLİ HERHANGİ BİR ŞEYE KARIŞMAZ"
Eşinin çalıştığı hastaneye gelmediğini öne süren Bozbura, eşinin kendi görevi olan konulara müdahil olmadığını kaydetti. Önceki görev yeri olan Şişli ilçesinde muayenehanede Seher isimli bir şahsın yanında asistan olarak çalıştığını dile getiren Bozbura, "Hastalarım asistanımın kullanımında bulunan numarayı aradıklarında eşim Didem cevap verirdi. Hastalarım eşimi Seher isimli şahıs zannederlerdi fakat eşimin telefona cevap vermesinin sebebi arayanın kim olduğunu bilmemesidir. Yoksa işimle ilgili herhangi bir şeye karışmaz." dedi.

" HASTA HAYATİ RİSK TAŞIDIĞI İÇİN AMELİYATINI YAPMAK İSTEDİM "
7 Şubat 2020 tarihinde evine polislerin geldiğini aktaran Bozbura, polislerin eşi Didem Bozbura'yı Asayiş Büro'ya götürdüklerini belirterek, "Ben de büronun önünde beklerken, beni içeri aldılar ve sonrasında hakkımda yapılan suçlama hakkında bilgi verdiler. Hatice Sözalanlar isimli şahsın akrabaları 5 Şubat günü Tıp Fakültesindeki odama gelerek hastalarının dosyasını bana gösterdiler. Aynı hastaneden 5 ay sonrasına randevu verildiğini ve bunun çok geç olduğunu söylediler. Ben de dosyayı inceleyerek ileri derece mide kanseri olduğunu ve yoğun bakım gerektiğini gördüm. Yoğun bakımcılarla temasa geçerek hasta için yoğun bakımdan yer istedim. Onlar da bana bir hafta sonraki Perşembe gününe gün verdiler. Ben de Sözalanlar'a 10 Şubat günü hastayı getirerek yatış işlemleri yapılacağını aksi durum olması halinde Perşembe günü ameliyat yapabileceğimi söyledim. Yasin Şimşek isimli şahsa da yatış yapılacak olan hasta ve yakınlarından herhangi bir şekilde para istemesini talep etmedim. Aramızda hiçbir para alışverişi olamaz. Sözalanlar isimli şahsın sağlık yönünden kritik durumda olduğu için yoğun bakım ünitesi ile irtibata geçerek şahsın ameliyatını yapmak istedim. Bunun sebebi de hastanın hayati risk taşımasıdır. Hakkımda yapılan suçlamalar kesinlikle asılsız ve yalandır. Hakkımda yapılan suçlamaları kesinlikle kabul etmiyorum" dediği öğrenildi.

"BEN DİDEM BOZBURA'NIN SÖYLEDİKLERİ DOĞRULTUSUNDA ŞAHISLARDAN PARA ALIRIM" 
Şüpheli Yasin Şimşek (52) ise çalışmadığını ve birlikte gözaltına alındığı Didem Bozbura'nın getir götür işini yaparak çalıştığını kaydetti. Şimşek, Tıp Fakültesi hastanesinde çalışmadığını öne sürerek," Saydığınız müştekilerden hiçbirini tanımıyorum" dedi. Ali E.,  ve Nuray A., isimli iki şikayetçinin Şimşek'e toplam 10 bin lira verdikleri iddialarına cevap veren Şimşek "Ben Didem Bozbura'nın söyledikleri doğrultusunda şahıslara gider para alırdım. Parayı da Didem'e veririm, Hiçbir şahsı tanımam ve bilmem. Bazen de almış olduğum parayı Bozbura'nın talimatı doğrultusunda pırlantacıya bırakırdım. Bazen de para yoluyla pırlantacıya para gönderirdim. Ben kimseden para almıyorum, aracılık etmiyorum. Sadece Didem Bozbura ve Mazhar Alp Bozbura'nın yanında getir götür işlerinde çalışıyorum" şeklinde konuştu.

GÜVENLİK GÖREVLİSİ: "ARKADAŞIM DOKTORUN PARA TALEP ETTİĞİNİ SÖYLEDİ"
İstanbul Tıp Fakültesi'nde özel güvenlik görevlisi olarak çalışan Tekin K. ise olaya ilişkin olarak emniyette verdiği ifadede  " Semtten tanıdığım ve arkadaşım olan Safiye Ü. isimli kişi beni cep telefonundan arayarak annesinin çalıştığım hastanede tedavi gördüğünü, annesinin ameliyat olması için Metin K.  isimli doktor adına para talep edildiğini söyledi. Ben de Metin K. isimli doktoru tanıdığımı ve bu konuda kendisiyle görüşeceğimi söyledim. Ertesinde  Genel Cerrahi bölümüne çalışan Dr. Metin K'nin yanına gittim, durumu kendisine izah ederek kendisinin adına bir hasta yakınından 8 bin 500 TL ameliyat parasının talep edildiğini söylediğimde, kendisi de böyle bir şeyin söz konusu olmadığını, kimseden ameliyat parası talep etmediğini söyledi. Dr. Metin K'nin avukatı aracılığıyla hastadan para talep eden kişi hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu öğrendim. Yasin Şimşek isimli şahsı tanımıyorum ama olayların ertesinde arkadaşım Safiye Ü.'den para talep eden kişinin bu kişi olduğunu öğrendim" dedi. 

MAĞDUR:  PROF. DR. MAZHAR ALP AMELİYATI ÖNE ALMAK İÇİN PARA TALEP ETTİ'
Annesi Hatice Sözalan'ın ameliyat olabilmesi için kendisinden para talep edildiğini iddia eden Soner Sözalan yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Annem Hatice Sözalan'ın hastalığıyla ilgili hastaneye gittik. Bizim ameliyatımız Haziran ayındaydı. Hastanedeki ameliyat görüşmelerimiz esnasında, babam Metin Sözalan , Mahzar Alp profesör ile görüşüyorlar, Alp profesör ameliyatı öne aldırmak vaadiyle yani haziranda olan ameliyatı öne alacaklarını bunun karşılığında da söz konusu para talebi oluyor. Babamın okuma yazması yok. 'Babam da hesaptan anlamam' diyerek  dayımın telefon numarasını veriyor. Dayımın telefon numarası üzerinden dayıma Yasin Ş. isimli kişi tarafından hesap numarası gönderiliyor. Hesap numarası daha sonra bana ulaştı. Hesap numarasını ben şüpheli buldum. Hesap numarasıyla ilgili Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde çalışan güvenlik bir tanıdığımız var. Onu aradım, durumu kendisine anlattım. 'Bizden ameliyat için 8 bin 500 Lira para istiyorlar, bunu Metin hocaya sorar mısın?' dedim. Kendisi Dr. Metin hocanın yanına çıkıp durumu anlatmış. Metin hoca da böyle bir şeyin söz konusu olmadığını söyleyip, 'Bu para nereden çıktı, kim böyle bir para istiyor' demiş. Ardından biz Metin hocanın avukatıyla görüştük. Avukat hanım da detayını bize anlattı. Şikayetçi olunca polis devreye girdi. Polis cuma günü suçüstü operasyon düzenledi. Yasin Şimşek benden aldığı paraları sayarken gözaltına alındı. Daha sonra sorguda her şeyi itiraf etmiş. Dr. Alp bey ve Sefer kod adlı Didem hanımın da bu işin içinde olduğunu,  para taleplerinin olduğunu itiraf etmiş. Şu an tutuklanmışlar. Annemin şu an sağlık durumu ilerleme sürecinde ve mide kanseri. Midesi alınacak."

AVUKAT FATMA AYDIN: "O GÜN İÇİN 40 BİN LİRA KAZANMIŞLAR"
Avukat Fatma Aydın ise 6 şubat perşembe günü akşam saatlerinde İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi'nde görevli Doç. Dr. Metin K.,  tarafından arandığını ve kendi adına kullanarak para istendiğini söylediğini anlattı. Aydın, "Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunduk. Talep edilen 8 bin 500 Liranın talep eden kişiye hastanede verilmesi konusunda istekli olan Yasin ile hasta yakınları görüştü. Fatih İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, şüpheli Yasin'i , hasta yakını Soner'den parayı aldıktan sonra Prof. Dr. Mazhar Alp hocanın odasında suçüstü yakalayarak gözaltına aldılar. Yasin isimli kişi parayı Seher isimli sekretere vermek üzere aldığını söyledi. Polis nezaretinde Seher adlı kişi arandı. Seher de bu aldıkları paranın üzerine elindeki mevcut parayı da koyarak 30 bin Liraya tamamlamasını ve Kapalıçarşı'daki kuyumcuya götürüp ödemesini söyledi. Suçüstü operasyonu bu şekilde tamamlanmış oldu. Emniyette verilen ifadelerden anlaşıldığı kadarıyla Yasin Şimşek , bu parayı Mahzar Alp Bozbura'nın talimatıyla aldığını böyle başka tahsilatlar da yaptığını, kendisini Seher olarak tanıtan kişilerce Mazhar Alp hocanın eşi olduğunu ifade etti. Dosyaya yansıyan haliyle 9 mağdur daha var. Yasin Şimşek'in verdiği ifadelerden Cuma günü saat 15.00 itibariyle 30 bin liranın birikmiş olduğundan yola çıkarak, öğrendiğimiz kadarıyla o gün için 40 bin lira para kazanmışlar" dedi. 

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu açıkladı; Depreme can kaybı 48 bin 448 oldu İçişleri Bakanı Süleyman Soylu açıkladı; Depreme can kaybı 48 bin 448 oldu

Görüntü Dökümü
----
- Muhabir Anonsu  ( Ali ABLAY )
- Mağdur Soner Sözalan röportajının görüntüsü
- Avukat Fatma Aydın'ın röportajının görüntüsü

====================

4- AVCILAR'DA DEHŞET: KARISINI, 40 GÜNLÜK BEBEĞİNİ VE ÜVEY KIZINI BIÇAKLADI 

"Emine Bulut gibi olacaktım. Komşular yetişti" 

Haber-Kamera: Alper KORKMAZ / İSTANBUL , AVCILAR'da boşanma aşamasında olduğu eşine bıçakla saldıran kişi, 40 günlük bebeğini, üvey kızını ve eşini yaraladı. Çok sayıda yerinden bıçaklanan kadın, kocasının en ağır cezayı almasını isteğini söyleyerek, "Emine Bulut gibi olacaktım komşular yetişti" diye konuştu. Yaşanan dehşet anları binanın güvenlik kamerasına yansıdı. 
Olay 21 Ocak gecesi Gümüşpala Mahallesi'nde meydana geldi. Emine Çakmaktaş (44) boşanma aşamasında oldukları ikinci eşi Mehmet Çakmaktaş (40), ilk eşinden olan kızı Özge Gökbayrak (24) ve 40 günlük bebeği Esila ile aynı evde yaşıyordu. Yaklaşık bir yıl önce evlenen Emine Çakmaktaş eşinden zaman zaman gördüğü şiddet nedeniyle boşanma davası açtı. Edinilen bilgiye göre, akşam saatlerinde eve gelen Mehmet Çakmaktaş "Babamın fotoğrafı neden düştü" diyerek karısına ve üvey kızına hareketler etmeye başladı. Eşine ve kızına saldıran adam, onları darp etmeye de başlayınca genç kız engel olmaya çalıştı. Bu sırada bahçeye kaçarak çığlık atmaya başlayan Emine Çakmaktaş'ın duyan komşular aşağıya indi. 
   
DEHŞET SAÇTI, HEPSİNİ BIÇAKLADI 
Aile üyeleri bahçede bebeği de kucaklarına alarak kaçmaya çalışırken, saldırgan adam eşini yakalayarak art arda bıçak darbeleriyle yaraladı. Genç kız annesinin bıçakladığını görünce kucağındaki 40 günlük kardeşiyle geri döndü ve annesini kurtarmaya çalıştı. Genç kız da üvey babasının bıçak darbeleriyle çok sayıda yerinden bıçaklanırken, 40 günlük Esila bebek de bacağından yaralandı. Kanlar içinde yerde kalan anne ve kızının imdadına komşular yetişti. Saldırganı engelleyen komşular durumu polis ve sağlık ekiplerine haber verdi. Yaşanan bu anlar ise binaya ait güvenlik kamerasına yansıdı.  

"KORKUYORUZ, EMİNE BULUT GİBİ OLACAKTIM"
Yaşadığı dehşet anlarını anlatan ve tehdit edildiği için boşanma duruşmasına da gidemediğini söyleyen Emine Çakmaktaş ,"21 Ocak gecesi de babasının resmi düşmüş diye bilerek olay çıkarttı. İlk eşimden olan kızıma saldırdı.  Boğazını sıktı kurtarmaya çalıştım. Kızım git odana sakinleş falan dedi. Kızıma küfürler etti. O sırada dışarı çıktım yardım çığlığı attım. Kızım bebeği kucağına aldı. Dışarı çıkarken beni 6-7 yerimden bıçakladı. Kızım da beni bıçaklanırken görünce geri döndü.  Kızım bebeği korumak için ne tarafa dönerse oradan bıçakladı. Kızım da 5-6 yerinden bıçaklandı. İkimizde ameliyat olduk.  Yoğun bakımlarda kaldık.  Bebeğimin de dizinde yara var.  Komşularımız sayesinde şuan çocuklarım yaşıyor. İkimizde yığıldık kaldık kanlar içinde. Maksadı bebeği öldürmekti. Komşularımız sayesinde şuan yaşıyoruz" diye konuştu.  
Gözü yaşlı kadın yetkililere seslenerek , "En büyük cezayı almasını istiyorum. Korkuyoruz. Tehdit mesajları alıyoruz bilmediğimiz numaralardan. Siz bittiniz diyorlar. Resmen Emine Bulut gibi olacaktım adaşız, zaten komşular yetişti" dedi.

"SESİMİZİ DUYUN. ÖLEN KADINLARDAN OLMAK İSTEMİYORUZ"
Vücuduna aldığı 7 bıçak darbesiyle yaralanan ve bir süre yoğun bakımda tedavi gören 24 yaşındaki genç kız Özge Gökbayrak göz yaşları içinde yaşadıklarını anlattı. O günden beri korku içinde yaşadıklarını söyleyen Gökbayrak, "O gün kabus gibiydi. Anlattıkça o anı yaşıyorum. Gözümün önünden o görüntüler hiç gitmiyor. Aklıma geldikçe çok kötü oluyorum. Esila'yı, annemi kaybetmek geliyor aklıma. Anneme saldırdığından bir şekilde yapıştım beline, annemi kurtardım. Annem bağırdı, yardım istedi. Komşular ondan sonra kapıya geldi. Kapının çaldığını, geldiklerini görünce mutfağa koştu. 'Anne koş bıçak almaya gitti' diye seslendim.  Annem çıktı. Bebeği kucağıma alır almaz ben de annemin peşinden koştum. Nasıl olduysa annem arkada kalmış ben önde gitmişim. Arkamı döndüm, annemi koltuğunun altına almış bıçaklıyordu. Annemi gördüm, o kanları gördüm. Bıçağı kalbine saplamaya çalışıyordu.  Kucağımda çocukla geri döndüm. Kolunu falan tutmaya çalıştım. Çocuk kucağımdaydı. Çocuğun üzerine kapaklandım. Bir yandan da annemi kurtarmaya çalıştım. Ben Esila'yı koruyamasaydım, o bıçak darbelerinden bir tanesi el kadar yavruya gelseydi ölürdü.
Lütfen en ağır cezayı alsın. Ben kabus yaşadım başkaları yaşamasın. Ben ailemsiz yaşayamam. En ağır cezayı alsın, içeriden çıkamasın istiyorum. Lütfen yardım edin bize sesimizi duyun.  Ölen kadınlardan olmak istemiyoruz.  Cinayet mağdurlarından olmak istemiyoruz" şeklinden konuştu. 
Genç kız evin geçimini kendisinin sağladığını ancak raporlu olduğu dönemde iş yerinden aldığı telefonla işten çıkarıldığını öğrendiğini de söyleyerek, "Hepimiz aynı odada yatıyoruz korkudan. Kapımız ve penceremiz o günden beri zincirli. Ben artık bu korkuyla yaşayamıyorum yardım edin. Uyku uyuyamıyorum. En ağır cezayı alsın. Yardım edin" diye konuştu. 

TUTUKLANDI
Güvenlik kamerasına da yansıyan olayla ilgili olay günü saldırının yaşandığı noktaya gelen Avcılar Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı polis ekipleri ailesini bıçaklayan Mehmet Çakmaktaş'ı yakalayarak gözaltına aldı. Emniyetteki işlemelerin ardından Küçükçekmece Adiyesi'ne sevk edilen saldırgan koca çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Görüntü dökümü:
--------------------
-Olay anı güvenlik kamera görüntüsü
-Hastaneden cep telefonu görüntüleri
-Anne ile röportaj
-Genç kız ile röportaj
-Bebekten görüntü
-Bıçak izlerinden görüntü 
-Anne bebek ve kızdan görüntü
-Kızın ağlaması 
-Zincirli kapı 
-Genel ve detaylar 
======================
6- (geniş haber) FATİH'TE İKİ KATLI BİNADA YANGIN 

Cemil ÖZDEMİR-Murat SOLAK/İSTANBUL FATİH'te iki katlı bir binada çıkan yangın paniğe neden oldu.
Yangın,  13.30 sıralarında Mevlanakapı Mahallesi Kaledibi Sokak'ta iki katlı bir binanın ikinci katında çıktı. Yangını gören çevredekiler durumu itfaiye ekiplerine bildirdi. Olay yeri çok sayıda itfaiye ekibi sevk edildi . İtfaiye ekiplerinin  yarım saat süren çalışmasıyla yangın söndürüldü. Yangında ölen ya da yaralanan olmazken, binada hasar oluştu.  Öte yandan yangının çıkmasına sebep olduğu iddia edilen bir kişi gözaltına alındı. Çevre sakini Mehmet Kaya, "İçeri de olanlar vardı. Kapıya vurdum. Hepsi çıktı. Yan tarafta oturan bir kişi var. Uyuşturucu kullanıyor. Yangını onun çıkardığını söylüyorlar" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
------
-Yanan bina
-İtfaiye ekiplerinin müdahalesi
-Gözaltına alınan kişi
-Polis ekipleri
-Genel ve detaylar 

=====================

7- BAŞAKŞEHİR'DEKİ CİNAYET; KAÇAN ZANLI KAMERADA 

Buse PEHLİVAN/İSTANBUL()
Başakşehir'de aynı iş yerinde çalışan iki kişinin tartışması sonucu bıçakla öldürülen Özbekistan uyruklu Khusinjan Khamıdov (19)'un katil zanlısı yakalandı. Şüpheli çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Şüphelinin olay yerinden kaçış anları güvenlik kameralarına yansıdı. 
Olay, Başakşehir Ziya Gökalp Mahallesi'nde bulunan Aymakop Sanayi Sitesi'nde 31 Ocak gece saatlerinde meydana gelmişti. Aynı iş yerinde çalışan M. G. ve Khusinjan Khamıdov arasında çıkan tartışma kısa süre sonra kavgaya dönüşmüştü. Şüpheli M.G. iş yerinde bulunan falçatayla Khamıdov'un boğazını keserek olay yerinden kaçmış, Khamıdov hayatını kaybetmişti. 

BURSA'YA KAÇMIŞ
Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliğine bağlı ekipler olay yeri ve civarındaki güvenlik kameralarını inceleyerek şüphelinin eşkal ve kimliğini tespit etti. Ekipler, teknik takibe aldığı şüpheli M.G.'yi 4 Şubat Salı günü Bursa'da kıskıvrak yakaladı. 17 yaşındaki M.G. Başakşehir İlçe Emniyet Çocuk Şube Büro Amirliğine teslim edildi. 
Şubede ifadesi alınan M.G.'nin 6 aydır lazer kesim iş yerinde çalıştığı iş yerinde yeni başlayan Khusinjan Khamıdov ile az çalıştığı için tartışma yaşadığını, tartışmanın kavgaya dönüştüğünü söylediği öğrenildi. 
Şubede işlemleri tamamlanan 17 yaşındaki M.G. çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Öte yandan katil zanlısının olaydan hemen sonra cep telefonuyla konuşarak olay yerinden uzaklaştığı anlar güvenlik kameralarına yansıdı.

Görüntü Dökümü:
------------------
-(Güvenlik kamerası)
-Şüphelinin olaydan sonra uzaklaşma anı 
-(FOTOĞRAF)
-Öldürülen Khusinjan Khamıdov 
-ARŞİV

========================

8 - (ÖZEL)  - OTOPARK YETMİYOR... HALKALI MARMARAY İSTASYONU ÇEVRESİNE PARK EDEN YÜZLERCE ARAÇ HAVADAN GÖRÜNTÜLENDİ

Haber-Kamera: Elif YAVUZ - Ali AKSOYER - Feridun AÇIKGÖZ / İSTANBUL - GEÇEN yıl açılan Halkalı-Gebze banliyö hattı her gün binlerce yolcu tarafından kullanılıyor. Yüksek Hızlı Tren'in de durakları arasında yer alan Halkalı'da park sorunu yaşanıyor. İşe gitmek için araçlarını Marmaray yanındaki yola park eden vatandaşlar nedeniyle üç şeritli yol iki şeride düşüyor.
Açılışı 12 Mart 2019 tarihinde yapılan ve Avrupa'dan Anadolu'ya geçişi büyük ölçüde kolaylaştıran Halkalı-Gebze banliyö hattı her gün binlerce yolcu tarafından kullanılıyor. TCDD tarafından yapılan açıklamaya göre, 13 Mart-22 Eylül 2019 tarihleri arasında 68 milyon 468 bin İstanbullu Halkalı-Gebze Marmaray Hattı'nı kullandı. Çok fazla vatandaş tarafından tercih edilen hat beraberinde otopark sorununu da getirdi.

ÜÇ ŞERİTLİ YOL PARK SEBEBİYLE İKİ ŞERİDE DÜŞTÜ
Açıldığı ilk günlerde ücretsiz otoparkı bulunan durak, şimdilerde TCDD'nin vakfı VAK-DES tarafından işletiliyor. İlk 15 dakikası ücretsiz olan otopark, 1-3 saat arası 5 lira, 12-24 saat arası ise 25 lira. Otoparkın kapasitesi ise az. Otopark sıkıntısı nedeniyle vatandaşlar, işe giderken araçlarını Marmaray çevresindeki yola park ediyor. Yüzlerce aracın park ettiği üç şeritli yol ise iki şeride düşmüş durumda.

OTOPARK PAHALI VE YETERSİZ İDDİASI
Yüksek Hızlı Trenle (YHT) Halkalı durağına gelen yolcuları karşılayan yakınları ise yine otopark ücreti ödememek için Marmaray çevresinde bekliyor. Vatandaşlar otopark ücretinin yüksek olduğunu ve mevcut otoparkın yetersiz olduğunu belirtiyor.
YHT ile şehir dışından gelen kızını bekleyen Fatma Gürbüz, "Marmaray gibi bir sistem yapıldıysa buraya insanların daha rahat girip, çıkması ve ücretinin olmaması gerekiyor. Etrafı da çok düzenlenmemiş. Buraları da düzenleyip sisteme geçirseler insanlar daha rahat edecek ve sıkıntı yaşamayacak. Ben şu an kızımın gelmesini bekliyorum ve ücret de ödemek istemiyorum. 15 dakikadan sonra ücret ödeniyor. Vermek istemiyorum" dedi.

ARABALARINI PARK EDİP İŞE GİDİYORLAR
Eşinin sabah yol kenarına aracını park edip Üsküdar'a işe gittiğini ve akşam aracını aldığını söyleyen Şenay Güven de, "Tren açıkladıktan sonra insanlar buraya arabalarını park edip işlerine gidiyorlar. Benim eşim, kızım da böyle yapıyor. İçeri otoparkta çok anlamsız bir fiyat var ama buradaki bütün araçları alabilecek kapasitede bir otopark değil orası. Oraya 50 araç ya park eder ya etmez. Yola yüzlerce araç park ediyor. Otopark yaparsın ama günlük 23 lira çok fazla" diye konuştu. Güven, "Bu insanlar buraya arabalarını park etmek zorunda. Benim eşim arabayla gidiyordu karşıya ama en son 'ya katil olacağım, ya da kavga çıkaracağım' diyerek vazgeçti. 2,5 saat sürüyordu yol. Akşam da gelip aracı alıyor. Akşam araç kalmaz burada. Bazen bu kuyruk çok daha uzayabiliyor. Birkaç ay içinde İSPARK geliri, para keser diye düşünmüştüm ama neyse ki burayla sınırlı kaldı. Yakında İSPARK gelir" şeklinde konuştu.
Serdar Keleş ise ücretsiz sürenin kısa olduğunu belirterek, "Otogar gibi neden yarım saat, bir saat gibi bir süre tanımıyorlar? 15 dakika kısa bir süre. Ücret alınsın ama makul paralar alınması lazım. Çocuğumu almaya geldim. Genelde geliyorum buraya yoğun oluyor. İçerisi de yetersiz zaten. İki üç katlı bir şey yapılmasını isterdim" ifadelerini kullandı.

Görüntü Dökümü
-------------
-Park eden araçlardan detaylar
-Uzun park sırası oluşturan araçlardan detaylar
-Vatandaş röportajı
-Muhabir anonsu (Elif YAVUZ)
-Genel ve detay