Çiftlik Bank, Ponzi oyunu üzerine kurulu, sisteme sonradan katılanın parasının daha önce katılana aktarıldığı, bir dolandırıcılık hadisesidir. Mehmet Aydın isimli şahıs tarafından Ağustos 2016'da kurulduğu söyleniyor.

Çiftlik Bank, yüzlerce insanı dolandırmıştır. Akabinde yurt dışına kaçan bu genç adam adeta sırra kadem basmış ve bugüne kadar bulunamamıştır.

Türkiye'de kurulu bulunan kripto para borsalarından biri olan "THODEX" isimli şirketin kurucusu Faruk Fatih Özer, yatırımcılarını 2 Milyar ABD Doları çarparak 20 Nisan 2021'de Arnavutluk'a kaçmış ve halen yakalanamamıştır.

Eskişehir'de kurdukları "ANKAWAY" isimli saadet zinciri ile dolandırıcılık yaptığı iddia edilen 9 kişi hakkında 7200 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştır. İnternetten reklam izleyerek gelir elde etme vaadi ile para toplayan çete yakayı şu an için ele vermiş gözükmektedir.

Burada dolandıranlar kadar dolandırılanların, emeksiz ve zahmetsiz bedavadan para kazanmak istemeleri de çok düşündürücüdür! Diğer düşündürücü olan taraf bu benzeri hadiselerde devletimizin bunları bulup getirmemesidir. Örneğin Zekeriya Öz ve Adil Öksüz niçin bulunamamaktadır?

Son günlerde SBK Holding ve sahibi Sezgin Baran Korkmaz hakkında ilginç iddialar ortaya atılmıştır. Karanlıklar içerdiği anlaşılan bu işe gazetecilerin, iş insanlarının ve siyasetçilerin karışmış olduğuna dair derin şüpheler oluşmuştur.

Sedat Peker'in videoları ortalığı kasıp kavurmuştur ama her ne ise bu konuda büyük bir sessizlik vardır! Bu iddialar hangi ülkede olursa olsun, toplumları "ne oluyor?" diye ayağa kaldırması gerekir ama bizde tuhaf bir sessizlik bulunmaktadır.

Hakkında yönettiği bakanlığa fahiş fiyatla kendi şirketinden mal sattığı iddiaları olan eski Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan görevden alındı ama iddialarla ilgili bir şeyler yapıldığı duyulmadı! Sanki bir şey olmamış gibi olan biteni umursamıyoruz. Her halde "iş bilenin kılıç kuşananın" diye düşünüyoruz!

Yeni bir olayda Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un kardeşi Oktay Selçuk'un yönetim kurulunda bulunduğu şirketin, son iki yılda başta özel okullar olmak üzere birçok kuruma 25 milyon 678 bin 159 TL'lik satış yaptığının anlaşılması oldu ve bakan da bunu kabul etti!

İki maaş üç maaş derken bir de baktık ki; Tarım ve Kredi Kooperatifleri Birliği Genel Müdürü eski AKP Milletvekili Fahrettin Poyraz'ın 11 maaş, eski danışmanı Davut Arpa'nın ise 5 ayrı kamu kuruluşundan ücret aldığı ortaya çıktı. Her halde rekor bu 11 maaşta!

Yine Ulusal Kanal'da 23 Haziran 2021 gecesi katıldığı programda Prof. Dr. Emin Gürses'in; cebinde 50 milyon ABD Doları olan bir bürokrattan bahsetmesi, Gürses'in ona bu parayı nasıl kazandığını sorması üzerine, telefonla insanlara yardımcı olarak kazanmış olduğu cevabını izleyenlere anlatması beni hayretlere düşürdü...

24 Haziran 2021 tarihli Hürriyet Gazetesinde Kanat Atkaya kaleme almış olduğu yazısında, 2005 yılında başlayan bir davanın 16 yıl sonra 2021 yılında sonuçlandığından bahisle, yargı kararının uygulanmasını isteyenlerin nasıl bir tepkiyle karşılandığını anlatıyor. Adalet maalesef bu topraklarda kayıplara karıştı ve bir türlü bulunamıyor!

Milyonlarca vatandaşımız net 2826 TL asgari ücretle çalışıyor. Milyonlarca emeklimiz bu ücretin altında bir emekli aylığı alıyor. Yoksul sayısının milyonlarla ifade edildiği ülkemizde ise A Milli Futbol takımımızın teknik direktörü Şenol Güneş primler hariç ayda 2 milyon 300 bin TL maaş alıyor.. Keza namı-ı diğer arabacıların takımı Beşiktaş'ın teknik adamı Sergen Yalçın yıllık 30 milyon TL talep ediyor. Başarı bonusları ile bu rakamın 40 milyonu aşacağı söyleniyor. Arabacıların takımı olmak, halkın takımı olmak demektir. Halk nerede, dönen bu paralar nerede! Tabii ki, hadise bu iki isimle sınırlı değil...

Diğer taraftan 31 Mayıs 2021 tarihli Sözcü Gazetesindeki habere göre, Ayasofya Camiinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katıldığı programda devletimizin kurucusu Atatürk için "zalim ve kafir" benzetmesi ile lanet okuyan emekli imam Mustafa Demirkan'ın Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Yekta Saraç'ın kayınpederi olduğunu öğreniyoruz.

Hangi birine yazacağız derken yine gözümüze bir konu daha takılıyor. Sakarya'nın Akyazı ilçesi Kuzuluk mevkiindeki tarikat dergahında 12 yaşındaki bir kız çocuğuna cinsel istismarda bulunan sözde Uşşaki Tarikatının sahtekar şeyhi Eyyüp Fatih Şahban'ın dava dosyasına girmiş şu sözleri ile çarpılıyoruz. Tacizci şeyh bozuntusu; çocuğun halasına istismarı"Evliyadır şaşar, Embiyadır şaşmaz.. Bizde nefis taşıyoruz. Masum bir hata işlemiş olabiliriz" diye savunup 10 bin TL örtbas etmek için teklif ediyor ve bunu daha da ileri götürerek çocuğun babasından banka hesap numarası isteyerek "Belki de senin kızına piyango konmuştur" diyerek 70 bin TL vermeye kalkıyor

Bunlar ve benzer olaylar bana göre bir çöküş içinde olduğumuzun açık emareleridir. Yanlışlar normal karşılanıp sıradan görülmeye başlanmıştır. Bunları yazarken afakanlar bastı içim karardı. Bu kadar kötü örnek birden yaşanamaz. Bunları yaşayan toplum iflah olmaz. Devletler hasta bir toplumla ayakta kalamaz. Bu yanlışlardan süratle arınmalıyız. Aksi halde çökeriz! Allah korusun...