ORTA Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) öğretim üyesi Prof.Dr. Ali Koçyiğit,  geçen 21 Temmuz'da meydana gelen Richter ölçeğine göre 6.5 büyüklüğündeki deprem ve ardından çok sayıda artçı sarsıntının kaydedildiği Bodrum'da, yakın gelecekte, 3.5 ay önceki depreme bağlı daha büyük bir deprem beklenmediğini söyledi.

Bodrum Kaymakamlığı tarafından, Herodot Kültür Merkezi'nde, 'Bodrum Yarımadası Depremselliği, Deprem Gerçeği ve Deprem Kaynakları' konulu konferans düzenlendi. ODTÜ öğretim üyesi Prof.Dr. Ali Koçyiğit'in konuşmacı olarak katıldığı semineri aralarında Bodrum Kaymakamı Bekir Yılmaz, Belediye Başkan Yardımcısı Taner Uslu, İlçe Milli Eğitim Müdürü Emin Geçin, Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi Müdürü Tayfun Selçuk ve  Muğla İl Afet ve Acil Durum (AFAD) Müdürü Mustafa Temel Kışlalı'nın da aralarında bulunduğu yaklaşık 200 kişi izledi. Prof.Dr. Ali Koçyiğit Bodrum'da deprem ve etkileri ile ilgili izleyenlere bilgiler verdikten sonra geçen 21 Temmuz'da meydana gelen 6.5 büyüklüğündeki deprem ve ardından çok sayıda artçı sarsıntı kaydedilen Bodrum'da bu ana depreme bağlı olarak yakın gelecekte daha büyük bir deprem beklemediklerini ifade etti.

'BODRUM, KAYA ZEMİN ÜZERİNDE'

Prof.Dr. Koçyiğit, Bodrum'un kaya zemin üzerinde bulunduğunu belirterek, zayıf zeminler için sismik çalışma ve paleosismoloji yapılmasını şart koştu. Prof.Dr. Ali Koçyiğit, şunları söyledi:

"Bodrum 3/4 oranında sağlam kaya zemin üzerinde. Zemin açısından sağlam. Diğer yerlere göre zayıf zemin oranı çok daha düşük. Burada çok katlı binalar da yok. Bu depremden çok fazla etkilenmemiş olmasının ana nedeni, büyük olasılıkla, ana depremin kaynağının deniz içinde ve çok yakın olmamasıdır. Ayrıca, deprem kaynağının Yunanistan'ın İstanköy (Kos) Adası'na doğru eğik olması, o tarafının düşmüş olması dolayısıyla, faya göre konumlanma şanslı olması nedeniyle Bodrum bunu yaşamamıştır. Bodrum içinde karada da faylar var, denizin altını tam bilmiyoruz. Karadaki faylar en fazla 5-6 büyüklüğünde deprem yaratabilir. Daha büyük deprem yaratmaz. Ama onların çok azı etkilenmiş, tetiklenmiş ve 4.5 gibi bir deprem üretmiş zaten. 2014 yılında da Bodrum'un içerisinde de deprem oldu. Şu anda bu ana depreme bağlı olarak yakın gelecekte burada daha büyük bir deprem beklemiyoruz. Burada enerjinin büyük bir kısmı göç etti. Hem ana kaynaktan çıktı hem yakın civarındaki faylar onu kullanıp küçük deprem yarattı. Yani, enerjinin büyük kesimi yüzde 90 burada kullanıldı. Bu nedenle yakın gelecekte deprem beklemiyoruz. Ama çalışılmamış olan faylar var. Onlar gelecekte ne yaratacak onları bilmiyoruz. O fayların çalışılması lazım. Bir de zayıf zeminler var, bu tabii çok ince bir haritada değil, çalışmanın 1/5 bin ve 1/1000 ölçeğinde imara dönük yapılması, parsel parsel her zeminin mikro bölgelemesi yapılması lazım. Ancak o şekilde deprem tehlike haritası hazırlanabilir. Yani burada sadece sondaj yapmakla sadece bu alüvyon demekle işi halletmiş olmuyorsunuz. Esas ayrım parsel bazında 1/000'lik en fazla 1/5 bin ölçeğinde mikro bölgeleme çalışılmas, sismik çalışma ve paleosismoloji yapılması lazım. Bunları kullanarak de deprem tehlike haritası yapılması lazım. Bu zaten hemen hemen şu anda Türkiye'de yok."

BAĞIMSIZ DEPREMLER

Prof.Dr. Koçyiğit, 2017 yılının başında Çanakkale, Midilli'de ve son olarak Bodrum'da meydana gelen yer sarsıntılarının birbirinden bağımsız depremler olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Rejim farklılıkları vardır, farklı faylardır. Dolayısıyla oradan buraya ya da buradan oraya enerji göçü diye bir şey söz konusu değil. Burası ayrı bir sistem buraya kontrol eden Muğla'dan Bafa'ya doğru uzanan bir deprem kuşağı var, yine Muğla'dan batı yönünde gelen Gökova Körfezi boyunca gelen başka deprem kuşağı var. Bu kuşak içindeki faylar buraları kontrol ediyor, ama bu kuşaklara da kontrol eden Girit'in güneyindeki faylardır. Birbirinden bağımsız rejimler bölgelerdir."