BAŞBAKAN Yardımcısı Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunarak gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu toplantısı hakkında değerlendirmede bulunan Arınç, "Geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda cumhurbaşkanımızın başkanlığında Bakanlar Kurulu toplantısı yapmıştık.

Pazartesi günleri Başbakanlık'da bu toplantılarımızı yapmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. Güneydoğu'da çok sayıda ilin DEDAŞ'a olan borçlarına yönelik hükümetin bir çalışması olup olmadığı sorulan Arınç, "Bölgede 6 ilin belediyelerine ait hizmet binaları, içme suyu, atık su arıtma ve ticari aboneliklerine ait toplam 255 milyon lira borç var. DEDAŞ'ın tüm çabalarına rağmen bu borçların ödenmesine yönelik bir gelişme sağlanamamıştı. Bunun üzerine DEDAŞ söz konusu belediyelerin borcu olan aboneliklerin elektriklerini kesti. Bunun üzerine belediyeler bir direnişe başladılar. Hoş olmayan tavırlar ve tutumlar içerisinde maalesef konu kamuoyunun gündemine geldi.

DEDAŞ bölgesindeki 6 ilin belediyelerindeki aboneliklerde şu an itibariyle herhangi bir elektrik kesintisi yoktur. Borcu olan belediyelerin ödemelerine ilişkin görüşmeler devam etmektedir. Borç yapılandırması yapılacak, ancak 'hiçbir şey ödemem' denirse bu kesinlikle doğru değil. Yasalar da bunu kabul etmiyor" dedi.

"ÇÖZÜM SÜRECİ TÜRKİYE'NİN MESELESİDİR"

Hafta sonu Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun gerçekleştirdiği Diyarbakır ziyaretinin detaylarının Bakanlar Kurulı toplantısında ele alınıp alınmadığı konusuna değinen Arınç, "Kongrelere birlikte katılmıştık. Üzerinde çok fazla ayrıca durmadık. Başbakanımız Diyarbakır ve Batman'da ana ekseni çözüm süreci olan önemli konuları yurttaşlarımızla paylaştı. Çözüm süreci Türkiye'nin meselesidir. Bütün yurttaşlarımızın sorunudur. Bu konuda hükümetimizin kararlı, ısrarlı ve inançlı olduğunu biliyoruz" diye konuştu.

"DEDAŞ BÖLGESİNDEKİ 6 İLİN BELEDİYELERİNDEKİ ABONELİKLERDE HERHANGİ BİR ELEKTRİK KESİNTİSİ YOKTUR"

Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın Diyarbakır'ın da içinde olduğu çok sayıda ilin DEDAŞ'a olan borçlarına yönelik açıklamaları hatırlatılan Arınç, hükümetin bu konuda bir karar alıp almadığı sorusu için şunları söyledi: "Sadece bugün için değil, epey bir zaman öncesinden bu yana elektrik ve su borçlarının ödenmemesiyle ilgili sıkıntılar var. Bir hizmeti tüketen insanların veya kurumların bunun bedelini ödememek gibi anlaşılmaz ısrarları var. Bu durum karşısında da yasalardan kaynaklanan imkanların kullanılması gerekiyor. Bölgede 6 ilin belediyelerine ait hizmet binaları, içme suyu, atık su arıtma ve ticari aboneliklerine ait toplam 255 milyon lira borç var.

DEDAŞ'ın tüm çabalarına rağmen bu borçların ödenmesine yönelik bir gelişme sağlanamamıştı. Bunun üzerine DEDAŞ söz konusu belediyelerin borcu olan aboneliklerin elektriklerini kesti. Bunun üzerine belediyeler bir direnişe başladılar. Hoş olmayan tavırlar ve tutumlar içerisinde maalesef konu kamuoyunun gündemine geldi. DEDAŞ bölgesindeki 6 ilin belediyelerindeki aboneliklerde şu an itibariyle herhangi bir elektrik kesintisi yoktur. Borcu olan belediyelerin ödemelerine ilişkin görüşmeler devam etmektedir. Borç yapılandırması yapılacak ancak hiçbir şey ödemem denirse bu kesinlikle
doğru değil. Yasalar da bunu kabul etmiyor."

"ŞİRKETLERİN DEVRALINMASI VEYA SATIN ALINMASI SURETİYLE BU OKULLARDAKİ EĞİTİM FAALİYETLERİNİN DEVAM ETMESİ DÜŞÜNÜLEBİLİR"

Yurt dışındaki cemaat okulları diye bilinen Türk okullarının akıbeti ve sistem değişikliği hakkında son bilgiler sorulan Arınç, "Pek çok ülkede Türk okulları var. Bunlar daha çok Türk yurttaşlarımızın çocuklarına eğitim hizmeti vermek üzere onların yoğun olarak bulunduğu bölgelerde açılmış okullar var. Meseleyi birbirine karıştırmayalım ancak kapsamlı bir eğitim çalışması yapmamız gerektiği kararı verildi. Milli eğitim bakanımız güzel bir sunum yaptı. Bunun zenginleştirilmesi ve olabilirliği konusunda hepimiz önümüzdeki Bakanlar Kurulu'na kadar detaylı çalışmalar yapacağız. Bu konu farklı açılardan ele alınması gereken bir konudur.

Bunlar cemaat okulları olarak bilinirken daha sonra Türkiye içindeki faaliyetlerinin paralel devlet yapılanması şekline dönüştüğünden hareketle yurt dışındakilerin de Türkiye aleyhinde çalışmalar yapıyor mu, bu konudaki bilgiler nedir, bunlar da bir potada toplandı. Bunun da ıslah edilmesi gerektiği üzerinde karara varıldı. O karar da şudur. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarımızın katkısıyla kurulmuş dernek ya da şirket şeklinde veya o ülkelerde ortaklıklar kurmak suretiyle açılan ticari amaçlı okullar var. Bunların her birine müdahale etmek hukuken mümkün değil. Yapacağımız çalışmaların hukuk devleti ilkesine uygun olması gerekir. Şirketlerin devralınması veya satın alınması suretiyle bu okullardaki eğitim faaliyetlerinin devam etmesi düşünülebilir" diye konuştu.

"BİZİM ORADAKİ OKULLARI KAPATMAMIZ GİBİ BİR YETKİMİZ YOK"

Yurt dışındaki Türk okulları hakkında konuşan Arınç, "Bizim oradaki okulları kapatmamız gibi bir görevimiz yok. Bir yetkimiz de yok. Bunu her hukuk bilgisi olan bilir. O ülkelerle görüşmeler yapılabilir. Bunlar zararlı ise ki ona inanıyorlar o konularda dikkatleri çekilebilir. Mesela Azerbaycan'daki okulların bu şekilde faaliyetten men edildiğini biliyoruz. Biz dünyada tek başımıza hüküm ferma olan bir devlet değiliz. Dünyada 160 tane ülkede bulunan bu okullara, bu okulları hadi bakalım bunları açın, kapatın diyecek bir noktada değiliz. Bunu düşünmüyoruz. Hukuk neyi gerektiriyorsa bu okulların faaliyetlerinin Türkiye tarafından veya başka işverenler tarafından devralınması halinde yeni bir eğitim sistemi yoluna girebilir diye düşünüyoruz" açıklamasında bulundu.

"BİJİ SEROK OBAMA, DİYE BAĞIRACAKLARINA TÜRKİYE'NİN ORADA YAŞAYAN İNSANLARA DESTEK OLDUĞUNU UMARIM HATIRLAYANLAR ÇIKAR"

IŞİD'in Kobani'den tamamen çekildiğine yönelik haberler sorulan Arınç, "Evet haberler geliyor henüz tam noktasıyla teyit edilmiş değil. Son gelişmelerde IŞİD'in direncinin kırıldığı ve Kobani'yi terk ettiği yolundaydı. Türkiye'nin bu konuda olumlu bir rolü olduğunu umarım unutmazlar. Biji serok Obama, diye bağıracaklarına Türkiye'nin bu işgale karşı orada yaşayan insanlara destek ve yardımcı olduğunu umarım hatırlayanlar çıkar. Biz terör örgütlerinin masum halk üzerinde etkisinin azalmasını her zaman sevinçle karşılarız" ifadelerini kullandı.

"YUNANİSTAN LAİK OLMAYAN BİR ÜLKEYMİŞ"

Yunanistan'daki seçim sonuçları hatırlatılarak yeni hükümetin Türkiye-Yunanistan ilişkilerini nasıl etkileyeceği sorulan Arınç, "Komşumuzda bir seçim oldu. Son günlerin tahmini gerçekleşti. Bugün dini olmayan bir merasimle de görevi devralmış oldu. Bu vesileyle Türkiye'deki laiklere de iki cümle söyleyeyim. Ben de şimdi yeni farkına varıyorum ki Yunanistan laik olmayan bir ülkeymiş.

Türkiye'de laiklik adına her zaman her yerde bugün hava puslu bile deseniz çok şükür laiklik var, diyenlerin komşumuz Yunanistan'da laikliği reddeden bir ülke olduklarından haberleri var mıydı bilmiyorum. Papazın önünde yapılması gereken merasimi, atatist olduğunu söyleyen bir başbakan ben böyle bir merasim istemiyorum dediği için sadece basit bir toplantı ile görevine başlamış oldu. Dünya yıkılmadı.

Demokrasi açısından ben bunu olumlu görüyorum. Görüyorsunuz ki demokrasi bu işleri sorun yapmadan yoluna devam ediyor. Bizim tek isteğimiz var Yunanistan'da güçlü ve istikrarlı bir hükümet bir an önce kurulsun. Yeni kurulacak hükümetle de Türkiye'nin ilişkilerinin mutlaka iş birliğinin en güçlü olduğu noktada devam ettirmeye devam edelim" diye konuştu.