18 yıllık AKP iktidarı döneminde Tarım ve Hayvancılık çöktü. Tarımda ve Hayvancılıkta ihracatçı bir ülke konumunda olan Türkiye, 2020’ye gelindiğinde ithalatçı bir ülke konumuna geldi. 2003 ~ 2020 yılları arasında ~ 100 milyar dolar tutarında tarımsal ürün ithal edildi.

- 2003 ~ 2020 arası çiftçi borçları ~ 180 kat artarak 1 milyar liradan 180 milyar liraya yükseldi. Çiftçilerimiz Devletten yaklaşık 100 milyar lira alacaklı durumda.

- 2000’li yılların başlarında yüzde 22’lerdeki tarımsal nüfus 2020’de yüzde 7’lere kadar geriledi, köyden kente göç arttı. Çiftçi ihmal edildi.

- AKP iktidarı boyunca tarım topraklarının bir kısmı ekilmez hale döndü. Örneğin 2002’de 94 milyon dönüm alanda buğday tarımı yapılırken, 2020 sonunda 70 milyon dönüm alana düştü. Yıllardır ekilen ve biçilen tarım alanları betonlaşmaya açıldı, “ ucuz enerji temin edeceğiz ” söylemleri ile doğa/çevre katliamları yapıldı. Toplam tarım alanları 2002’de 41 milyon hektar iken 2020 sonunda 37 milyon hektara düştü.

- 2002 sonunda 2 milyon 765 bin kişi Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlıyken, 2020 sonunda bu rakam 2 milyon kişiye düştü. Yani ~ 765 bin kişi tarımsal üretimden çekildi, toprağını terk ederek Büyükşehirlere göç etti. Yine 2002 sonunda 7,5 milyon kişi Tarım sektöründe çalışırken, 2020 sonunda bu sayı 4 milyon kişiye düştü. Yani Tarım sektöründe çalışan kişi sayısı ~ 3,5 milyon azaldı.

- Sebze bahçeleri 2002’de 900 bin hektar iken 2020’de 700 bin hektara geriledi. Bunun sonucunda artan sebze meyve fiyatlarını düşürmek ve halkın tepkisini bastırmak için birkaç AKP’li Büyükşehir Belediyelerinde Tanzim Satış Çadırları kurularak ucuza domates, salatalık, patates, soğan satışına gidildi! Tanzim Satış Çadırları, 31 Mart 2019 mahalli seçimlerine gidilirken, AKP’li Belediyelerin aracı, gereci, personeli, elektriği, suyu, telefonu, yakıtı bedava kullanılarak, vergi – harç - işgaliye ve otoyol - köprü geçiş ücretleri ödemeyerek, göstermelik bir şekilde 15 Şubat 2019’da kuruldu, mahalli seçimden sonra 15 Nisan 2019’da kaldırıldı!

- Bu süreçte Türkiye genelinde 14 Şeker Fabrikası özelleştirildi. 3 milyon ton şeker üretiminden vazgeçilirken, 80 bin tarım işçisi de işini kaybetti.

Döviz harcamalarının azaltılması, Türkiye’nin elindeki dövizi dışarıya kaptırmaması için tarımsal üretim çok önemlidir. Tarımsal üretimi artırarak, ithalatı düşürerek dışarıya döviz aktarımı azaltılabilir. Üretim, ithalatı azaltır. Marmara, İç Anadolu bölgelerinde ciddi bir üretim planlamasıyla yağlı tohumlu bitkilerin ithalatı azaltılabilir ve yılda 3 - 4 milyar dolar döviz çıkışı önlenebilir. Yine İç Anadolu bölgesinde nohut, fasulye ve mercimek üretimi desteklenerek yılda 400 - 500 milyon dolarlık tasarruf yapılabilir. Meralara su ve gübre götürülerek üretim planlamasıyla yılda 1 milyar doları aşan kırmızı et ve hayvan ithalatı önlenebilir…

Tarımsal üretimin arttırılması için ayrıca; tarım arazilerinin kuru ve sulu olmasına göre belirli bir dönümden daha küçük parçalara bölünmesi önlenmeli, sulama problemi giderilmeli, enerji ve sulama projelerini içeren Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) ve Doğu Anadolu Projesi (DAP) bir an öce bitirilmelidir.

Türkiye’nin her alanda büyümesinin motor gücü tarım ve tarıma dayalı sanayidir. Bunun için ‘Tarım Kentleri – Cazibe Merkezleri ‘ projesi mutlaka devreye konulmalıdır.