Cumhuriyet Halk Partisi Tüzük Kurultayı yeni CHP’yi tesis etti. Kemal Kılıçdaroğlu’nun önündeki engeller art arda yapılan iki Kurultay ile kaldırıldı.

Artık Kemal Kılıçdaroğlu’nun hakim olduğu bir CHP var.

Deniz Baykal ve ekibi yok artık. CHP’de hizipler dönemini bitirecek adımlar atıldı. Algılama böyle...

Ancak yeni CHP ne getirip ne götürecek, bunu zaman gösterecek.

Önder Sav ekibinin dediği gibi ‘su akıp kum kalacak mı’, su kumu da alıp götürecek mi?

İşin esasına baktığımızda CHP’de köklü değişiklikler yapıldı.

Yüzde 33 oranında cinsiyet kotası önemli bir adım. Daha da önemlisi hazine yardımının yüzde 40’ının il ve ilçe örgütlerine verilecek olması...

Bu parti teşkilatlarını daha organize bir hale getirecektir. Kotanın yükseltilmesi kadınların siyasette aktif rol almasını sağlayacaktır.

Bu güne kadar CHP örgütlerinin tabanda ciddi çalışmalarının olmadığı bir gerçek. Yeni tüzük ve yeni haklar, örgütleri daha işler duruma getirecektir.

Ancak örgütlerde bu bilinçle iş yapacak kişilikli insanların yer alması, alanında önder olması partideki önderliğini pekiştirecektir.

Bununla birlikte CHP’nin değişik toplum kesimlerine de açılması seçim kazanmanın bir şartıdır.

CHP’de Atatürk ve Cumhuriyet diyerek belirli kesimleri yok sayan, onlarla çatışma yaratan ekip yok artık.

Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun kurultay mesajları örgüt tarafından benimsenip ayrımcılık yapmadan her kesimin kucaklanacağı bir yapı CHP’nin önünü açacaktır.

Tabi ki bunu yapmak çok kolay değil, CHP yapsada dindar kesimlerin CHP’ye bakışını değişirmek zaman alacaktır.

Çünkü bu güne kadar ‘İrtica’ söylemine, karşı taraftan ‘Bakın bunlar din düşmanı” diye algı yaratılan bir durum var.

Bugün sadece kendini inançlı gören, özellikle kırsaldaki insanların CHP’den uzak duruşu ve Ak Parti’ye yönelmelerinin arkasındaki en önemli etkenlerden biri ‘din olgusu’ dur.

Hala belirli insanlarla konuşurken “Tayyip Erdoğan giderse” dinsizler gelir, “Tayyip Erdoğan giderse, CHP gelir” eş cümleleri insanların dilinde dolaşıyor.

Artık CHP’nin Tüzük Kurultayı’ndan sonra yapması gereken en önemli etkenlerden biri de “İnanç açılımı” olmaladır.

CHP yıllardır üzerine yapıştırılmış olan ‘dinsiz’ algısını yok etmelidir.

Tabi bu CHP için çok kolay olmayacaktır. Bunu yaparken kendi tabanını da göz önünde bulunduracaktır.

Ancak görülen o ki, kucaklamasan da kucakladığına inandıran sözler edeceksin.

Bugün Tayyip Erdoğan’ın yaptığı gibi.

Erdoğan, hangi kesimi ne kadar kucaklıyor?

Mesaj verirken, herkese mavi boncuk dağıtıyor. Ama bazen öyle aslına dönüyor ki, söylemlerini bir anda altüst edebiliyor.

“Dindar kindar” dediği gibi...

Kime göre dindar, ne kadar dindar?

Hangi dine göre dindar?

Konuşurken. Türk üst kimliğini bile çöpe atarak tüm etnik kökenleri sıralayıp, tüm mezheplere ve dinlere mesaj vereceksiniz sonrası da ‘dindar gençlik yetiştireceğiz’ diyeceksiniz.

Bunu bir cemaat adamı diyebilir. Çünkü bu onun kendi çapında vazifesidir. Ama devlet olarak bunu nasıl yapacaksınız? Hıristiyan dindar gençlik yetiştirseniz, bunu kabul etmeyenler çıkacaktır. Müslüman dindar gençlik yetişirseniz, cemaatler arasında sıkışıp kalacaksınız.

Alevi dindar gençliği, sünni, dindar gençliği, şafi dindar gençliği nasıl birlikte yetiştireceksiniz? Hangisinin ölçüsünü önde tutacaksınız devlet olarak hangisini ön plana çıkaracaksınız?

Böyle ayrım içinde yetişse yetişse dindar değil ‘kindar’ bir gençlik yetişir.

Yeni CHP’nin yol haritasında ‘inanç’ politikası nasıl bir çizgiye oturacak? Muhaliflerin söylediği gibi CHP’de cemaatlerle dirsek teması yapacak mı?

Bu ‘dinsizlik’ algısını nasıl yıkacak?

İktidar olma iddiasında bulunan bir siyasi parti toplumu iyi analiz etmeli. Politikasını buna göre oluşturmalı. Yoksa, alacağı oy bellidir. Yeni CHP ne yapar?