Dünyanın yaratılması tarihi kutsal kitaplara göre altıbin yıl, bilime göre beş milyar yıl.

Yani bu çelişki bile inancın bilimsel temellere dayandırılarak tartışılması aptallıktır. Nokta.

Bugün batı ülkeleri dinden ziyade bilime ve felsefeye kulak verir.

Bizim gibi geri kalmış ve inancı bilime tercih eden ülkelerde ise bilimden ziyade inançla yaşamı kurmak tercih edilir.

İşte son cuma namazında diyanet işleri başkanlığının yağmur duasına çıkması bunun en güzel örneğidir.

Oysa bu durum kuraklık son aşamaya geldiğinde değil, kuraklık belirtileri başlayınca bu dualar yapılmalı.

Gelin biraz hayal kuralım.

Hatta başka bir önerim olacak, nefesi kuvvetli inancı lebi derya diyanet işleri başkanı bölgesel yağmur duaları yapmalı.

Örneğin Adana bölgesinde tarım ekimi başladığı sırada nefesi kuvvetli dini bütün hocaları toplamalı orada yağmur duası yapılmalı.

Orada yağmur yağdıktan sonra, nerede kuraklık belirtisi varsa oraya gitmeli ve bütün Türkiye'yi dualarıyla dolaşmalı, ülkenin tarımına ve su kaynaklarına katkı yapmalıdır.

Daha sonra ülkemizin kuraklığına çözüm bulduktan sonra, Afrika ülkelerinde kuraklıktan her yıl milyonlarca insanın ölmesi ve açlıkla karşı karşıya geldiği coğrafyalara gitmeli ve oraların kuraklığını a, yokluğuna, yoksulluğuna çözüm olmalıdır.

Afrika'yı hallettikten sonra, Arap yarımadasındaki kutsal mekanlarda da okumalar devam etmeli, oraların iklimini yüz elli bin yıl önce olduğu gibi yağışlı olmasını ve gür ormanlarla kaplanması sağlanmalıdır. Aynı şey Kuzey Afrika ve Orta Asya'daki çöller için yapılmalı ve dua eden yağmur ekiplerimiz bütün dünyayı dolanmalıdır

Bunu da hallettikten sonra kuzey kutbuna girmeli.

Orada biliyorsunuz milyonlarca kilometrekare buz dağları eriyor bu yüz yılın sonunda bütün adalar ve sahil şehitleri denizlerin yükselmesiyle sular altında kalacak.

Oradaki buzların erimesine de dualarla çözüm olmalı.

Bundan dolayı dünyadaki milyarlarca dolar iklim değişikliğine çözüm bulmak için harcanan paralar bizim nefesi kuvvetli diyanet işleri başkanlığının kasasına akmalıdır.

Böylece ülkenin döviz derdi ve ödemeler dengesi açığına da diyanetin nefesi kuvvetli hocalarıyla çözüm bulmuş oluruz.

Ayrıca bütün dünyanın taleplerini karşılayan ve nerede bir kuraklık ve iklim sorunu varsa ülkenizde bir bakanlık kurularak oralarda dua karşılığı paralar alınmalı, bu iş ülke için çok büyük bir umut kapısı olarak desteklenmelidir.

Nasılki elin gavuru en dar zamanımızda ''Aşı buldum'' diyerek milyarlarca doları ceplerine indiriyorsa, bizim duaların da elbette bir karşılığı olmalıdır.

Ben bu hayali çok sevdim ve gerçek olması için şimdiden n ben de dua etmeye başladım.

Doğal olarak bu işler ve dualar beleş olacak hali yok, parayı bastıran duayı alır karşılığında da istediği yağmur yağdırılır.

Bizim diyanet cuma günü yağmur duasına çıkınca ülkenin içinde bulunduğu bu sıkıntılı günlerde bir dolara ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde dua turizmi veya duayla yağmur yağdırılır projesinin nefesi kuvvetli diyanet işleri başkanlığı öncülüğünde yapılması çok acilen hayata geçirilmelidir.

Ben bu yazıyı pazar günü yazdım, çünkü cuma günü yapılan yağmur duasından sonra cumartesi ve pazar günü nefesi kuvvetli hocalarımızın sayesinde İstanbul yağmuru gördü.

Geçen gün bir televizyon kanalında (24 haber) kanalında Hikmet Genç ve Murat Çiçek dediki ''Sevgili başkanımız R.T.Erdoğan'ın 1994 yılında belediye başkanı olmadan önce İstanbul kuraklıktan kırılıyordu, ve başkan olduktan sonra İstanbul yağmura doydu, her tarafı sel götürdü'' dediler. Vallahi de billahi de dediler.

Yani neymiş efendim?

Kuraklığın nedeni İmamoğlu denen zındıkmış, solcuymuş (İmamoğlu ben solcuyum falan demiyor ama her neyse!) bu benim yorumum.

Bu durumda mantık falan yürütmenize gerek yok, sevgili cumhurbaşkanımızı hiç olmazsa tekrar İstanbul'a fahri başkan yapalım, onun yüzü gözü hürmetine tekrar yağmurlar başlasın, barajlar dolsun, İstanbul halkının yüzü gülsün.

Bütün bu olaylardan sonra bilimi inanç mı derseniz?

Elbette inanç, yerim senin bilimini derim en kolay ve en çabuk çözüm ve de üstelik beş kuruş yatırım yapmadan et duanı al yağmurunu.

İşte ben buna devrim derim, işte ben buna binlerce yıldır bilim yolunda ilerleyen bir sürü salağın, salaklığı derim.

Neymiş efendim?

E=mc2' ymiş, yok kuantummuş, yok atommuş, yok habıl teleskobuymuş,yok kara delikmiş, yok Mars'a gidecekmiş, yok aya inmiş, yok korona aşısıymış, manyak aptal herifler saçma sapan işleri bırakın gelin bizim nefesi kuvvetli diyanetimize bunların hepsini bir duayla anlatsın.

Hem diyanetin saygıyla andığı Cübbeli ne demişti ''Verin bana yüzbin dolar bütün evreni size anlatayım''

İşte sevgili dostlar ben diyanetin kuvvetli duasına inanıyorum ve yukarıda kurduğum hayallerin hepsini gerçekleştireceğine ve bütün dünyayı çözüm olacak aydınlık,nurlu yarınların doğacağına inanıyorum. Allah dualarımızı kabul etsin. Amin.