Bir ateşin yanması için küçük kıvılcımlar yeterli olmaktadır. Bu güne kadar Türkiye'de muhalefet, hükümeti sallayamamıştır. Bir türlü hükümete varlığını hissettirmemiştir. Onun içindir ki, Ak Parti Hükümeti rahatlıkla tüm projelerini hayata geçirmektedir. Doğrusu muhalefet yetersiz kalınca, 'dediğim dedik, çaldığım düdük' misali her şeyi yapmaktadır.

Başbakan Tayyip Erdoğan da muhalefetten memnun değil. Muhalefeti pasif bulup, "Başbakan olarak gündemi ben belirlerim" diyor. Ancak son yıllarda gündemi belirleyenler 'Doğasever vatandaşlar" oluyor...

Eyüp Yeşilpınar Mahallesi'nde bir Yağlıdere Parkı vardı. Pislik içinde, çöp yığınlarının bulunduğu bir taş ocağı kalıntısının bulunduğu nokta..

1994'lerde başlatılan 'Yeşil İstanbul' projesi kapsamında 'Dikili bir ağacın da senin olsun' kampanyası çerçevesinde Eyüp Belediyesi ile Giresun ili Yağlıdere Kültür Yardımlaşma Derneği tarafından yapılan Hatıra Ormanı olarak dizayn edilir. Bu alanda yapılan hatıra ormanı üzerinde bir tesis bulunmadığı için bi mekan takımı olarak adlandırılan kişilerin istilasına uğrar. 2003 yılında yine zamanın Belediye Başkanı Ahmet Genç ile Yağlıdere Derneği'nin yaptığı bir görüşme sonrası 32 dönümlük bu alan bir park haline getirilir ve içersinde bir çay ocağı ile vatandaşa hizmet vermeye başlar. Böylece bölgenin en önemli sosyal etkinlik alanlarından biri haline gelir.

Ne zaman ki VIALAND Projesi başlayana kadar. Bu projenin ihalesinin yapılmasıyla birlikte Yağlıdere Parkı üzerindeki çay ocağı yıkılır, bir gece ağaçlarının bir kısmı sökülür...

Bunun üzerine mahallenin özellikle kadınları, anneleri, çocuklarının ellerinden tutup orada gece gündüz güvenle girip çıkabildikleri tek yeşil alanlarını korumak için eylem başlatırlar. Büyükşehir Belediyesi'nin yıktığı bu parkta ağaçların sökülmesine özellikle ev hanımlarının bu gün Taksim Gezi Parkı'nda olduğu gibi gece-gündüz demeden oturup eylem yapmaları, idari birimlere geri adım attırır.
Belediye'nin top sahası yapma isteğine şiddetle karşı çıkan hanımlar, bir ramazan ayını parkta geçirirler...

Ve nihayet bu park önceden yapıldığı ticaret ve konut alanı olarak değiştirilen imar planından vaz geçilerek yeniden yeşil alana alınır. İşte vatandaşın gücü...
Bugün, Gezi Parkı'ndaki direniş bana Yağlıdere Park'ın hatırlattı. Hükümetin baştan ciddiye almadığı gezi parkı direnişçileri, bugün büyük kitleleri arkasına aldı. Yurdun her noktasında Gezi Parkı gösterileri var.

Yabancı Medya bunu bir 'Türk Baharı' olarak sunmaya başladı...

Bu Medya'nın en önemlisi de El Cezire...

Yeni Şafakçıların ortaklıkları bozulduktan sonra "Bu kurum CİA destekli" dediği Arap medyası...

Hükümet, baştan bu yana dinlemediği direnişçi grupla şimdi diyalog kurmaya çalışıyor.

Topçu Kışlası bile artık siyasi bir simge olarak sunulmaya başlandı.

AK Parti dışında tüm siyasi güçler Taksim Gezi Parkı direnişçisi vatandaşlarının yanında...

Sosyal Medya , Taksim Gezi Parkı direnişi ve polisin vatandaşa sıktığı gazla sallanıyor.

Bu Türkiye'yi sallıyor... Böyle giderse bu sarsıntı hükümeti de sallar...

Hükümetin çok dikkatli olması lazım.. Gerginlik politikası, muhalefetin işine yarayabilir, ama hükümetlerin böyle bir lüksü yoktur.

Hükümet ülke vatandaşlarının hepsine hitap edebilmeli, hepsinin sorunlarını dinlemeli, vatandaşın sesini duymalı...

Yoksa "Gündemi ben belirlerim" diyen Başbakan gündemi elinden kaçıracak...

Başbakan Tayyip Erdoğan ne polisinin gazına, ne askerine güvensin...

Halk hareketi başka şeylere benzemez...

Libya, Mısır, Tunus bunun en iyi örnekleri...

Çünkü Türkiye İmralı açılımı ve 'Akil İnsanlar' toplantılarıyla oldukça gerildi...

Türkiye Kürt-Türk diye ayrıştırıldı... Türkiye'de şimdi de mezhep kavgaları kaşınıyor.

Bu hassas konular üzerinde öncelikle hükümet çok dikkatli olmalı, polis insanların üzerine gaz sıkarak gitmemeli... 

Sonra iş işten geçmiş olacak.