Son bir yılda silahlı saldırı sonucunda 1452 kişi,155 çocuk öldürüldü.

Silahların %85 i ruhsatsız. (Kaynak televizyon haberleri)

Bu haberi duyunca lise yıllarımda sevgili Şener öğretmenimin söyledikleri aklıma geldi.

1976 lı yıllar, sokaklar da, kahveler de ve her yerde her gün sağ sol çatışmasında on beş kişi öldürülüyor.

Şener öğretmen bizim bu işlerin içinde olmamamız için sürekli telkinlerde bulunuyor.

Bu konuşmaların bir tanesi hayatım boyunca yaşamımı şekillendirmiştir.

Öğretmen:
''Çocuklar bir insanın en iyi silahı beynidir, her işinizi akılla ve beyninizle çözmeye çalışın. Beyni ve aklı çalışmayan insanlar işlerini silahla ve bıçakla hallederler. Sakın ha siz kendinizi beyinsizlerin safına koymayın. Akılla yapılamayan hiç bir işten hayır gelmez'' demişti.

Bu ve buna benzer konuşmaları sürekli yapardı.

Matematik dersini sevmemde ve mühendis olmamda onun çok büyük katkısını gördüm.

Daha sonraki yaşamımda silahla bir çok kez yüz yüze geldim.

Askerliğimi yedek subay olarak yaptım, tabancayla orada tanıştım.

Silah benim üzerimde soğuk eğreti ve bana yabancı bir madde olarak durdu.

Rahmetli B.Ecevit döneminde DSP İstanbul il başkanlığım dönemde ruhsatlı silah almam konusunda talepler geldi.

Gene silah almayı aklımdan geçirmedim.

Silahı yanıma yaklaştırmadım evime sokmadım, çocuklarımı da aynı anlayışla yetiştirmeye özen gösterdim.

Öğretmenimin söylemlerini hayatım boyunca uyguladım ve silahtan bıçaktan ve şiddetten uzak durdum.

Ne zaman birinin belinde silah görsem, hemen öğretmenimin sözleri aklıma gelir.

''Beyinsiz...''

Oysa adam belki de akıllı ama silahta taşıyor olabilir ama elimde değil silahla yaşayan adamın sanki beyni az çalışıyormuş inancından hiç kurtulamadım.

İşin özüne baktığımızda da dünya üzerinde her silahlı çatışmanın sonunda masa başı görüşmeler yapılır.

Binlerce hatta milyonlarca insan öldükten sonra, bir takım beyinsiz adamlar masa başına oturup barış yaparlar.

Oysa insanlar ölmeden, milyonlarca acı yaşanmadan bu masa başına oturmaları gerekirken, kanın üstüne masa kurmayı çözüm diye sunuyorlar!

Aynı şey Kürt sorununda da yapıldı.

Bir takım beyinsiz adamlar silahlandı, yüz bine yakın can yandı, şimdi birileri çıkmış ''Haydi bu işi çözelim'' diyor. (Bu gün haydi bu işi çözelim diyenlere de teşekkür etmek benim görevim)

Oysa aklı başında insanlar otuz yıl önce bu işin çözümünü göstermişlerdi.

Daha bir kaç yıl önce Ahmet Kaya ve bir çok aydın Kürtçe dil dedi diye ''Vatan haini'' ilan edilmedi mi?

Şimdiyse onların ölümleri üzerine timsah gözyaşları döküyorlar.

Diğer konularda da bu gün ülkenin her sorununda konuşan akıllı insanlar ''Bu iş şöyle olmalı'' dediğinde bir takım geri zekalı halk ve ülke sevgisinden yoksun adamlar onları her türlü mahkumiyetin girdabı içine atıverdiler.

Bunu anlamak istiyorsanız, bu ülkenin aydınları son elli yıldır ne demiş, ülkeyi yönetme iddiasında olan geri zekalılar ne demiş lütfen bakın.

Kürt sorunu, karayolu, demiryolu tartışmaları, ülkenin sanayileşmesi konusu, demokrasi, insan hakları konusunda konuşan bir çok aydın ve sanatçı yıllarını hapishanelerde işkenceler altında geçirmiştir.

Bundan dolayı silahlı örgütlere de, silahlı adamlara da, şiddete bulaşan fikirlere de, karısını döven öldüren magandalara da alışamadım, içime sindiremedim.

Bu günde ülkenin sorunlarının nasıl çözülmesi gerektiği konusunda fikir yürütenlere ''Vatan haini'' yaftasını yapıştırıp silahlı çözümleri savunan insanları ve fikirleri anlamıyorum.

Ben bu insanları otuz yıl önce de anlayamadım, şimdi de anlayamıyorum.

Hele bir siyasi parti ''Katille konuşulmaz, katilin eli tutulmaz'' dedikten sonra, geçmişte yüzlerce solcu gencin kanına girdiği mahkeme kararıyla kesinleşmiş adamları öpüp koklayıp, milletvekili yaptıklarını unutmuş görünüyor.

Bu ülke akılsızlığın egemen olduğu kalabalıkların ''Yaşa yaşa...'' diye alkış tuttuğu geri zekalı, akılsız, eli beli silahlı beyni kıt adamların yönetimlerde olduğu bir ülke olduğu için, bunun dışında kalanlar sürekli ''vatan haini...'' oldular.

Hani şair diyor ya; ''Vatan hainliğine devam ediyor hala...'' (Nazım Hikmet...Vatan haini.)