Rahmetli Adnan menderes henüz darağacında sallanırken hemen yanında ki gazinoda kadehler tokuşup kutlamalar yapılıyordu! Bunu ben söylemiyorum o efsane fotoğrafı çeken emekli astsubay ŞENYÜZ anlatıyor…

Rahmetli Menderes “ölümden de mi korkmuyor musunuz kumandan” dediğinde, komutan “kes sesini” diye bağırır… Menderes her zamanki o naif haliyle acıyarak bir bakış atar ve dudaklarından şu cümleler akar. "Ben sussam millet susmaz vicdan susmaz hakikat susmaz " 
Ve devam eder inci gibi sözleri cümlelerine kelime yapmaya…

''onlar sanıyorlar ki, 
biz sussak mesele kalmayacak. 
halbuki,biz sussak, tarih susmayacak.. 
tarih sussa, hakikat susmayacak. 
onlar sanıyorlar ki, 
bizden kurtulsalar mesele kalmayacak. 
halbuki, 
bizden kurtulsalar, 
vicdan azabından kurtulamayacaklar, 
vicdan azabından kurtulsalar, 
tarihin azabından kurtulamayacaklar. 
tarihin azabından kurtulsalar, 
Allah'ın gazabından kurtulamayacaklar. 

Ve öyle bir iklim var ki seçim meydanların da…

Sanki tarih haykırıyor, hakikat haykırıyor ve dahası “MİLLET HAYKIRIYOR”

Adnan Menderese sahip çıkamamanın vermiş olduğu hazin pişmanlık duygusunun günahını çıkartıyor meydanlar. Bir daha mı? Asla diyor kanayan vicdanlar. Adını da koydular “uzun adam” oyunları yemeyiz Başbakanımızı yedirtmeyiz diyor meydanlar.

Şimdi birileri meydanlarda “hırsız var” diye bağırıyor.

Hırsızlar bundan tam 50 yıl önce bu milletin geleceğini çaldılar, Başbakanını astılar, sonrası hep acı ve gözyaşı oldu. Darbeler, kardeş kavgası kan ve gözyaşı…
Şimdi çıkmış hırsız var diyorlar, asıl hırsız binlerce genç kızımızın eğitim hakkını çalanlardır, bu memleketi ABD karşısında bir milyar için el pençe tutanlardır, gençleri bir sağdan bir soldan asanlardır, zulme karşı bu zamana kadar sessiz duranlardır…
Halep orada arşın burada

Az bir zaman kaldı 30 Marta

Görelim Mevla’m neyler neylerse hoş eyler…