Başbakan Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı çılgın proje, Türkiye’de herkesin içindeki çılgınlığı ortaya çıkardı.

Başbakan Çılgın dediği projeyi açıklamadan, bir çok medya kuruluşu bu projeyi gündemde tuttu.

Herkes bu çılgın projeyi merakla bekledi.

Açıkladığında ise projenin çılgın ancak Erdoğan'ın olmadığı ortaya çıktı.

Hani bir söz vardır; Baş nereye giderse ayakta oraya gider.

Bizde de öyle değil mi?

Herkes çılgınlık peşinde…

Başbakan çılgınlığını sadece bu proje ile ortaya koymadı.

Tayyip Erdoğan’ın hayatı başlı başına bir çılgınlık…

Türkiye’de hapisten başbakanlığa adım atan tek lider.

Bu bir çılgınlık değil mi?

Başbakan olduktan sonra Türkiye’de tabu sayılan birçok şeyi çılgınca o yıktı.

Asker höt dedi mi kıç üstü oturan siyasetçilerden olmadı.

Bu bir çılgınlık değil miydi?

Davos’ta İsrail’e kafa tutan oydu.

Yine Avrupa birliğine Avrupa’da rest çakan da o.

Vatandaşa “Al ananı git” demek,

“Askerlik yan gelip yatma yeri değil” demek,

Öğrencilere “Sizin karşınıza bende 10 binleri yığarım” demek,

“Bu medya zaten CHP yanlısı olduğu için böyle yazıyor, Tayyip Erdoğan rakam yuvarlamayı sevmez, fakat böyle yalan yanlışla uğraşanları yuvarlamayı sever”

Ve daha ne çılgın sözler… Şöyle arşive bir göz atalım. İşte Başbakan’ın değişik tarihlerde söylediği tabuları yıkan çılgın sözlerden bazıları:

- Cumhurbaşkanının imam hatipli olacağı günler yakındır. 05.02.1996 - Akit

- Bu ülkede başbakan ve cumhurbaşkanı olmadan ölmeyeceğim. 1999 - Pınarhisar Cezaevi

- İçki yasaklansın. 01.05.1996 - Hürriyet

- Ben ülkemi pazarlamakla mükellefim. 16.10.2005 - Milliyet

-Maaşım yetmediği için ticaret yapıyorum. 2004

-Kıbrıs'taki Türk askeri Lübnan'daki Suriye varlığına benzer. 2005

-Büyük Ortadoğu Projesi'nin eş başkanıyım...

-Yapılabilecek tüm jestleri yaptık. Kopenhag kriterlerini yerine getirdik. Artık Avrupa'dan delikanlılık bekliyoruz.

-Hayırsever bir işadamıdır, kendisine kefilim. (Birleşmiş Milletler tarafından El Kaide terör örgütünün finansörü olarak ilan edilen ve interpol tarafından aranılan Yasin El Kadı hakkında konuşurken )

-Çankaya'ya mı soracaktık? (Aralık 2006 - Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde bir liman ve bir havaalanının Rumlara kullanımının Cumhurbaşkanı ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nden gizli olarak teklif edilmesi üzerine )

-Bu nedir bu, hayatında iki koyun gütmemiş olanlar, artık diyorlar ki; erken seçim. Arkadaş, demokraside, bu iktidarın vereceği bir karardır. İktidarın böyle bir derdi yokken, size ne yahu! (Aralık 2006 - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve tüm muhalefet partilerinin erken seçim talebi üzerine )

-'Cumhuriyeti biz kurduk!" Sevsinler seni, nasıl da kuruyorsun! - ardından - CHP çok partili dönemde asla tek başına iktidar olmamıştır, asıl CHP iktidar olduğu zaman kadrolaşmasının en büyüğünü, en kaşarlısını yapmıştır!!! (Ocak 2007 - Seçim hazırlığına giren AKP)

-Türkiye bir göçebe kabilesi değildir. 27.02.2007 - TBMM Grup Toplantısı

-Sen ne mutlu Türküm diyene dersen o da ne mutlu Kürdüm diyene der.

-Askerlik yan gelip yatma yeri değildir! 04.09.2006 - Artık şehit cenazesi istemiyoruz diyen şehit ailesine
-Askerlik turistik bir yer değildir demek istemiştim... 05.09.2006

-Ben meclis'in dua ile açılmasından yanayım. 08.01.1996 - Milliyet

-Elhamdülillah şeriatçıyız. 21.11.1994 - Milliyet

-Ben İstanbul'un imamıyım. 08.01.1995 - Hürriyet

-İmamlar da nikah kıysın. 09.05.1995 - Milliyet

-Laik değilim, laikliği korumakla yükümlüyüm. 2005

-Tutturmuşlar laiklik elden gidiyor diye. Yahu millet istedikten sonra laiklik tabii elden gidecek !

-"Bize göre demokrasi amaç değil, ancak bir araçtır. Hangi sisteme gitmek istiyorsanız, bu düzenlerin seçiminde bir araçtır. Türkiye, kendisine din olarak Kemalizmi almış, başka hiçbir dine hayat hakkı tanımayarak kitlelere zorla dikte ettirmiştir. Oysa en üst belirleyici İslam'ın ilkeleridir. Her şey ona göre belirlenir." "İkinci Cumhuriyet Tartışmaları" kitabındaki söyleşisinden.

-Hem laik, hem Müslüman olunmaz. Ya Müslüman olacaksın, ya laik. İkisi bir arada olunca ters mıknatıslanma yapar. Mümkün değil, ikisi bir arada olamaz.

-Kürt sorunu hepimizin sorunudur. 12 Ağustos 2005 - Diyarbakır konuşması - Sabah

-Kürt meselesi değil terör meselesi var. 5 Ocak 2007 - Sabah

-Sayın Öcalan düşüncelerinin değil almış olduğu kellelerin hesabını veriyor. 14.01.2000 - Avustralya SBS Radyosu'na yaptığı konuşmadan

-Ata'ya saygı duruşunda sap gibi ayakta durmaya gerek yok. 1994

-Türkiye’nin yarınında artık Kemalizme ve Kemalizm benzeri rejimlere yer yoktur. Kemalizmin yeniden kendini üretmesi söz konusu değildir. Bizim için en üst belirleyici, İslam’ın ilkeleridir. Her şey ona göre belirlenir. Ben İslam’ın devlet planı içinde düşünüyorum.

-Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir lafı koskoca bir yalan. Egemenlik kayıtsız şartsız
Allah’ındır.

Böylesine çılgın sözler eden Başbakan’ın Çılgın Projesi olması gayet doğal.

Çılgın Proje de bu sözler gibi polemik konusu oldu.

Polemiklerin en anlamlısını ise Has Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş yaptı.

Herkes Kanal İstanbul’dan çıkan toprak nereye dökülecek diye sorarken, Kurtulmuş çılgın projesini açıkladı.

“Başbakan başkan olmak istiyor. Bu toprakla ona İstanbul Boğazı’nda bir ada oluşturup üzerinde başkanlık sarayı yapalım”

Kanal İstanbul’un tarihi Osmanlıya dayanıyor, yakın zamanı ise Bülent Ecevit…

Bilinmez zaman ne gösterir gerçekleştirilir mi?

Tek gerçek var; bu proje henüz hayal.

Çılgınca bir hayal…  Siyaset arenasında bu çılgın projeler hiç bitmeyecek...

Ama bir gerçek var ki;

Siyasetçiler çılgın projeleri gündeme taşırken halk çıldıracak.