Bu yazı ile kısaca Stalin'in kim olduğunu ve sonrakı hayatında Mustafa Kemal Atatürk'le arasındaki konuyu anlatacağım.

İ.V.Stalin (1879-1924) 1879 21 Aralık'ta, Gürcistanın Qori şehrinde doğmuştur.

Asıl adı Soso Cuqaşvili olan Stalin'in hayatı rengarenk geçmiştir.

Stalin sözünün asıl manasıcda (eğilmez, bükülmez) kısacası demir anlamını vermektedir.

Stalin ruhani bir aileden çıkmıştır. Stalin'in eğitimine ailesi tarafından çok önem verilmişti.

Bu gün Sovyetler Birliği'nin başkanı olan Stalin'in asıl isteği devlet alanında çalışmak olmamıştır. Stalin'in hayali şair olmaktı.

Stalin şiir yazmasını da severdi. Stalin, Gürcistan'ın 19. yüzyılın büyük şairi olan İlya Çavçavadzenin (1837-1907) şiirlerini çok okuyordu. Stalin Çavçavadze'den etkilenmiştir ama V. Lenin'le (1870-1924) tanıştıktan sonra düşüncelerinde farklılıklar olmuştur.

Kısa bir sürede Lenin, Stalin'in en yakın dostu olmuştur. Devlet işlerinde çalışmaya merakı artmıştır. Böylelikle Sovyet devletinde Lenin'den sonra (1924), Cumhurbaşkanı Stalin olmuştur.

Stalin bu devleti 1953 yılının 5 Mart'ına kadar yönetmiştir. Devlet yönetiminde bir çok büyük devletlerle ilişkisi olmuştur. Bu dönemlerde iki devlet bir millet olan Azerbaycan'da Sovyetlere dahildi.

Aynı zamanda Türkmenistan ve bir çok Türk Dünyası Sovyetlere dahil olmuştur. Kısaca 15 devlet 70 sene boyunca Sovyetler'e dahildi.

Türkiye Cumhuriyeti ile Sovyetler Devleti sınırdı. Burada şunu belirteyimki 1990 senelerine kadar Sovyetler dağılana kadar Türkiye ile sınır tam açık olmamıştır. Bu günkü gibi gidiş geliş açık değildi, kapalıydı.

Stalin'in Mustafa Kemal Atatürk'le de (1881-1938) tarihi konuşması olmuştur. Atatürk'ün hani bir deyimi vardı 'Staline karşı benim arkamda 17 milyon askerim var' şeklinde, bu gün Stalin sadece Atatürk' den korkardı denilmektedir.

Peki Stalin'in Atatürk'ten çekinmesinin asıl nedeni ne idi?

Bence Stalin çok iyi biliyordu ki Türkiye ile savaş çıkartsa sadece buna Türk halkı değil, tüm dünya Türkleri (Azerbaycan,Türkmenistan gibi bir çokları) ayağa kalkacaktı.

Nasıl ki Çanakkale'de Azerbaycan da vardıysa bu da onun benzeri bir durumu alırdı. Sonuç olarak şüphesiz kaybeden Stalin olacaktı. Bunun içinde hep tarihi boyunca Stalin Türkiye ile ilişkilerinde hep dikkatli davranmıştır.

Atatürk Sovyetler döneminde Türk halkına şöyle bir hitapda da bulunmuştur: 'Bir gün gelecek böylesine (Sovyet) büyük bir devlet yıkılacak, işte o zaman Azerbaycan halkı sizden uzaklaşa da bilir ama siz böyle durum karşısında onlardan uzaklaşmayın'  diye tembihlemiştir. Tabi burada bir kez daha Atatürkün büyüklüğünden bahsedebiliriz.

Şunu belirteyim ki; o dönem için her zorluk karşısında Azerbaycan halkı hep istediğini öne sürmüş ve neyin pahasına olsa da elde etmiştir.Tabi burada Azerbaycan halkının Türk halkıyla arasında bir soğukluğu (uzaklaşması gibi ) bir konu olmamıştır. Sovyetler dağıldıktan sonra bu halk arasında kardeşlik bağı yeniden oluşmuştur. Buradan da Atatürk'ün Azerbaycan halkına ve bütün Türk dünyasına ne kadar önem verdiği de bir kez daha anlaşılıyor.
Aynı zamanda Azerbaycan'da bir çok büyük devlet adamları da Türk dünyasına aynı yaklaşımda bulunmuşlardır.

Böylesine büyük şahsiyetlerden olan Mehmed Emin Resulzade'den de (1884-1955) bahsedebiliriz. Bu devlet adamları kardeşliğe ve birliğe çok önem vermişlerdir.