Gaziosmanpaşa ilçesinde 500'e yakın köy derneği ve yöre derneğinin faaliyette olduğunu biliyor musunuz?

Bir çok kişinin bildiğini sanmıyorum.

Bu kadar derneğin olduğu bir ilçede sorunların sivil insiyatif altında yürümesi, çözümün bu dernekler üzerinden çözülmesi gerekmiyor mu?

Bu kadar derneğin olduğu ilçede, her haksızlıkta ve aykırı işte bu derneklerin tepki vermesi halinde sivil insiyatifin oluşması gerekir.

Bu derneklerin her birinde yüz üye olduğunu kabul edecek olursak, toplamda elli bin kişinin dernek üyesi olduğu sonucuna varırız.

Oysa işin aslı hiçte böyle değil.

Bu derneklerde ki faaliyetler ilçe siyasetine ve ekonomisine yönelik bir faaliyetten ziyade, kendi yaşadığı yörenin sorunlarını İstanbul'dan yönetme gayretidir.

Yani İstanbul gibi dünyanın en büyük kentinde, büyük bir metropolde köylülüğün devam etmesi gayretiyle bu dernekler kurulmuştur.

Bu derneklerde halkın şehirde yaşadığı günlük sorunların konuşulması söz konusu değildir.

Bu derneklere kendi yöresinin dışında ve köylüsünün dışında hiç kimse üyede olamaz.

Yani içe kapalı ve kendi köyünün örf adet ve gelenekleriyle yaşayan ve başka yörelerin insanlarına yabancı tek düze bir kültür yaşatılmaktadır.

Bu derneklerde hiç bir zaman Gaziosmanpaşa ilçesinin sorunlarını konuşmak üyelerin aklına gelmez.

Şehirde yaşadığı halde, köyün mezarlığının duvarı, Ahmet efendinin öküzünün eşeğinin hastalığı, dağda vurulan kurt ve ayı muhabbeti yapılır durur.

Bu insanların kendi içine kapanık yapısı içinde, hükümetin yapmış olduğu zamları protesto etmek akıllarının ucundan geçmez.

''Köylün Hüseyin dövülmüş hadi hep beraber oraya gidelim'' denilse koşa koşa gidilir de, ''zamları protesto edelim'' diye bir öneri götürseniz bir kişi bulamazsınız.

Bu durumda ilçemizde sivil toplum örgütü de diyebildiğimiz bu derneklerin olması gerçekten toplumun örgütlenmiş hali olarak görülebilir mi?

Elbette hayır.

Bu derneklerden partilere girenler ise eşini dostunu soyunu sopunu partiye üye yaptıktan sonra ''benim şu kadar üyem var, şu kadar delegem var'' söylemini geliştirmeyi, particiliğin bir unsuru görmekte hiç bir çekince göstermezler.

Yani örgütlü toplumun en ileri kurumu olması gereken partilerde bile köy derneklerinin ahbap çavuş ilişkisi üzerinden particilik kotarma becerisi gösterenler çıkabilmektedir.

Yani şehirde köylü kurnazlığı yapmayı becermenin bütün gereklerini yapan tipler görebilmekteyiz.

Bu yapıların egemen olduğu particilik köylü kafasıyla yapılıyorsa buradan çıkan sonucun ülke için faydalı olacağına inanmak mümkün mü?

Siyasi partilerde köylülükle ve köylü kurnazlığı üzerinde sosyal demokrasi veya liberalizm gelişebilir mi?

Yani bilginin şehirleşmenin ve gelişimin bütün artı değerlerini almadan sosyal demokrat veya liberal olunabilir mi?

Yani köylülük ve köylü kültürü üzerinden sosyal demokrat olabilmek mümkün müdür?

Bu gün partilerin yaşadığı en büyük sorunlardan bir tanesi de bu olsa gerek.

Bazı insanlar 2012 yılında hala ''çamur çiğnemeyen sosyal demokrat olamaz'' yaklaşımını savunarak solculuk yaptığını sanıyor.

Oysa sosyal demokrasi, şehirli olmanın, okuyanın yazanın ve bilginin ideololojisi olduğunu bilmeden sosyal demokrat olduğunu sanan insanlarla karşılaşıyoruz.

Oysa sosyal demokratım diyen bir insanın öncelikle şehirli olmanın mücadelesini verip, köylülükten kurtulması gerekiyor.

Bundan dolayı köy derneklerinin bu yönde sosyal demokrasiye katkı sunduklarına hiç inanmıyorum.

Yani köylülüğün egemen olduğu alanlarda sosyal demokrasi fikrinin gelişmesi ve yaşam alanı bulması mümkün değildir.

Bundan dolayıdır ki; CHP köylülüğün egemen olduğu alanlardan oy alamaz.

Daha çok şehrin ve gelişmenin, bilginin ve kültürün egemen olduğu alanlar, CHP nin yaşam alanlarıdır.

Bu durumda CHP'lilere düşen görev köy derneklerinin yaygınlaşmasına karşı çıkarak, şehircilikte kentsel dönüşüm alanlarını savunmak olmalıdır.

Bu yaklaşıma paralel olarak, ilçemizde uygulama alanı bulan bütün değişim gelişim projelerine taraf olduğumu herkes bilir.

Halkın mağduriyeti olmadığı sürece ve haksızlığa uğramamış uygulamalar oldukça, kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri sosyal demokrasinin de yaşam alanları olacaktır.