MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli İl Genel Meclisi Üyeleri Toplantısı'nda konuştu. 28 soruşturması ile ilgili olarak Bahçeli, "Bu konuda sonuna kadar gidilmeli, yapılacak yargılamalar adil ve tarafsız bir şekilde sürdürülmelidir. Geçmişin geciken bir hesabından daha çok, hukukun ve millet iradesinin hakkının savunulması her şeyden öncelikli görülmelidir. Darbe soruşturma ve kovuşturmalarının vuzuha ermesi ve sonuç alması için adalet müessesi etkin ve hızlı işletilmeli, Türkiye bu yükten acilen kurtulmalıdır" diye konuştu.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, "AKP hükümetinin çürümüşlüğü ülkemizi istikrarsızlığın çıkmazına ve karanlığına doğru hızla götürmektedir. Her alanda hezimet, her alanda taviz ve her alanda yenilgi yaşanmaktadır. Türkiye hırpalanmakta, milletimiz yorulmakta, devlet kurumlarıyla birlikte çöküşe doğru hızla sürüklenmektedir. AKP'nin suyu ve ekmeği haline gelen; "vesayetçi, darbeci, statükocu ve değişim karşıtı" gibi sözler eşliğinde ülkemiz; son dönemde çok tehlikeli bir mecraya girmiş, bu temelde oluşan cepheler vasıtasıyla bir husumet ortamı teşekkül ettirilmiştir" diye konuştu.

"12 EYLÜL DAVASI YENİ BİR KUTUPLAŞMA İÇİN TUZAKTIR"

12 Eylül'le ilgili Ankara'da başlayan bir davanın gündemi meşgul ettiğini söyleyen Bahçeli, "Kenan Evren ile Tahsin Şahinkaya'nın yargılanmasından hukuki bir sonuç elde edilmesi çok zordur. Biz bunun için 12 Eylül 2010 Referandumu öncesinde ne söylemişsek aynı yerdeyiz, aynı görüşteyiz.Başbakan Erdoğan'ın bizim müdahil olmamızı diline dolayarak, geçmişte kullandığımız sözleri inkâr ettiğimiz iması yapmaya kalkışması da fırsatçılıktır ve kötü niyetliliktir. 12 Eylül davası yeni bir kutuplaşma için tuzaktır.Tıpkı Dersim isyanının kaşınması, Menemen'in gündeme getirilmesi, mezhep ve etnik temelli kışkırtmaların alevlendirilmesi gibidir" dedi.

(28 ŞUBAT SORUŞTURMASI) "TÜRKİYE BU YÜKTEN ACİLEN KURTULMALIDIR"


MHP Genel Başkanı Bahçeli, "Türk askerini topyekûncu bir bakışla darbeci, Peygamber ocağını ihtilalcı yüzlerin üreme ve yayılma merkezi olarak göstermek hem vicdansızlık hem de büyük haksızlık olacaktır. 4 Nisan'da başlayan 12 Eylül darbesiyle ilgili mahkeme safahatından sonra, bu defa da geçtiğimiz günlerde 28 Şubat'ın belirli isimleri gözaltına alınarak gündem birden bire buraya kilitlenmiştir. Bu konuda da sonuna kadar gidilmeli, yapılacak yargılamalar adil ve tarafsız bir şekilde sürdürülmelidir.Geçmişin geciken bir hesabından daha çok, hukukun ve millet iradesinin hakkının savunulması her şeyden öncelikli görülmelidir. Darbe soruşturma ve kovuşturmalarının vuzuha ermesi ve sonuç alması için adalet müessesi etkin ve hızlı işletilmeli, Türkiye bu yükten acilen kurtulmalıdır. Darbe dönemlerinin kanunsuzluklarına, adaletsizliklerine ve tarafgir yaklaşımlarına benzer hareket ve tutum içinde olmamak çok mühimdir" diye konuştu.

"DOLMABAHÇE GÖRÜŞMESİ MUTLAKA AYDINLATILMALIDIR"

"Adalet ve Kalkınma Partisi, 9 yılı aşkındır iktidardadır" diyen Bahçeli şunları söyledi : "Bu süre zarfında elini tutan, önüne geçen ve kendisine mani olan da olmamıştır. Ve 27 Nisan bildirisi de kendi döneminde vuku bulmuştur. Buna dokunmayan, sır ve gizemini hala koruyan Dolmabahçe görüşmesinden sonra meseleyi kapatan Başbakan Erdoğan'ın bizatihi kendisi olmuştur. Üstelik internetten bildiri yayınlayanlara son model araba tahsis edenin de yine AKP hükümeti olduğu herkesçe bilinmektedir. Bu Dolmabahçe görüşmesi mutlaka aydınlatılmalıdır. Sürecin AKP'ye ne sağladığı ve hangi hedefleri gözettiği netlik kazanmalıdır."

"KESKİN SİRKE ENİNDE SONUNDA KÜPÜNE ZARAR VERECEKTİR"


Bahçeli, "Başbakan Erdoğan'ın şaibelerle ve karanlık noktalarla dolu olan sırları, ülkemizin bekasını, emniyetini yakından ve bire bir etkiler aşamaya kadar gelmiştir. Ne hazindir ki, PKK'lı canilerle görüşmeye gidenler, İmralı'ya yüz sürenler Başbakan'ın sır küpleri olmuştur. Ama unutulmamalıdır ki, keskin sirke eninde sonunda küpüne zarar verecektir"dedi.

"SIR KÜPLERİNİN İÇİNDE YIKIM ZEHRİ VE ASİDİ VARDIR"

Bahçeli, "Biz, İmralıyla görüşüyorsunuz dediğimizde bunu inkar eden, hatta bizi şerefsizlikle suçlayan Başbakan'ın içler acısı bir duruma düşerek her şeyi kabullenmesi kendi saygınlığı ve onuru açısından da çok düşündürücü bir gerileme olmuştur. Herhalde bu kadar şeyden sonra, bu zihniyetin şereften bahsetmesi; bir şeyin bulunmadığı yerde aranmasından başka bir anlama gelmeyecektir. Görülmektedir ki, Türk milletine tuzak kuranlar, yıkmaya ve bölmeye çalışanlar sır kapsamındadır. Kardeşliğimizi bozmaya çabalayanlar, vatanımızı taksim etme küstahlığını göstermeye gayret edenler sır güvencesi altındadır. İnternetten bildiri yayınlandıktan yaklaşık bir hafta sonra Dolmabahçe'de yapılan görüşmeler sırlarla bezenmiştir. Başbakan imalatlı sır küplerinin içinde yıkım zehri ve asidi vardır. Artık kokusu yayılan ve herkesi rahatsız eden bu sırlar açıklanmalıdır. Türkiye şeffaflaşmalı ve yüklerinden kurtulmalıdır. Demokrasi teminat altına alınmak isteniyorsa, gizli kapaklı işlere tevessül etmemek esas ve asıl olmalıdır. Şayet Başbakan ve hükümeti bunların gereğini yapmazsa, Milliyetçi Hareket Partisi gün gelecek sır küplerinin kapağını aralayarak mukadder hesaplaşmayı mutlaka sağlayacaktır. Bundan herkes emin olmalıdır" diye konuştu.

"SIFIR SORUNDAN SIFIR KOMŞUYA GELİNMESİ HUSUSUNDA MUHASEBE YAPILMALI"

Annan Planı'nı kabul eden ve ateşkes kararına uyan Esad yönetimine karşı blok oluşturmak için hummalı bir gayret söz konusu olduğunu söyleyen Bahçeli, "Suriye'nin rejim ve yönetim değişikliğine, başkalarının isteğine göre bel bağlayan AKP'nin, Ortadoğu ve Müslüman coğrafyasında Haçlı zihniyetinin yanında hizalanması ne inançlarımızla ne de geleneksel dış politikamızla bağdaşmamaktadır. Kararlılıkla ifade etmek isterim ki, Türkiye, başkalarının yazdığı bölgesel senaryolarda figüran olmayacak kadar değerli, önemli ve güçlü bir ülke; diplomasi geleneği ise eksiklerine rağmen dublaja ve suflöre gerek duymayacak kadar köklü ve derindir. Suriye'deki yıkımın, İsrail-İran kapışmasının bölgemizde, hatta dünyada domino taşı etkisi yapacağı görülmeli ve BOP'un havariliğinden vazgeçilmelidir. Sıfır sorundan sıfır komşuya gelinmesi hususunda muhasebe yapılmalı ve bu konuda bir an önce pişmanlık emareleri gösterecek adımlar atılmalıdır. Başbakan ve hükümeti, Türkiye'yi ve aziz milletimizi küresel hesaplara kurban etmeme konusunda tarih önünde sorumludur. İşler daha fazla sarpa sarmadan, sınırlarımızdan çakılacak kıvılcım ülkemizi yakmadan AKP girdiği tünelden çıkmalıdır. Aksi halde hem kendisi hem de ülkemiz açısından hiç de hayırlı olmayan gelişmeler bizleri beklemektedir" dedi.