Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın İstanbul Finans Zirvesi'nde yaptığı konuşmasından satırbaşları şöyle;

FAİZSİZ BANKACILIK DAHA DAYANIKLI


Faizsiz bankacılık hergeçen gün artıyor. Bizim arzumuz da bu yönde. 2008-2009 krizi gösterdi ki faizsiz finans kültürü çok daha dayanıklı. Bu uluslararası para fonunun raporları ile de tescil edildi. Yeni yeni başlayan farklı modellere açık olduğumuzu da buradan belirtmek istiyorum.

AVRUPA'DAKİ HAREKETLİLİK TÜRKİYE İÇİN ÇOK ÖNEMLİ

Global ekonomik kriz etkisini sürdürüyor ama bu etkinin de azaldığını görüyoruz. Dünya genelinde sınırlı da olsa bir toparlanma söz konusu. Dolar ve Amerikan ekonomisine baktığımızda ufukta parasal sıkılaşmanın olduğunu görüyoruz.

Avrupa ekonomilerine baktığımızda burada 18 büyük ekonomi var ama büyüme yüzde 1'i aşmıyor. Önümüzdeki dönemde Avrupa Merkez Bankası'nın daha aktif olacağını göreceğiz. Bu da Türkiye için çok önemli. Çünkü ABD tarafında oluşacak parasal sıkılaşma Avrupa'daki hareketlilik ile dengelenecek.

TÜRKİYE BÜYÜMEDE DİKKATLİ OLMALI


Cari açığı büyük olan bir ülke olduğumuz için Türkiye'nin dikkat etmesi gerekiyor. Büyüme dengeli ve kaliteli olmalı. Saman alevi gibi olmamalı. Kalıcı olmalı.

Gelişmekte olan ülkelerle ilgili ortaya atılan iddiaların bugün gelinen noktada hiçbir anlam ifade etmediği görülüyor. Gelişmekte olan ülkelerin finansal yapıları sağlam. Bir çoğunda esnek kur rejimi var. Gelişmekte olan ülkelerle ilgili şu doğru geçmişe göre daha düşük bir büyüme olacak ancak bu büyüme bile gelişen ekonomilerden daha yüksek olacak.

AVRUPA'NIN EN HIZLI BÜYÜYEN ÜLKEYİZ

Türkiye'nin kriz öncesi attığı adımlar ekonomiyi dış risklere karşı daha korunaklı hale getirdi. Kriz gelip çattığında bu krizden en hızlı çıkan ülkelerden biri olduk. Bir kaç yıla kadar yüksek gelir satütüsüne sahip ülkeler arasına gireceğiz.

Büyümeyi, cari açığı ve enflasyonu aynı anda götürebilen bir ülkeyiz bu da inan çok kolay değil.

Türkiye'nin gelişmekte olan ülkeler arasında Avrupa'da özellikle en iyi performansı gösteren ülkesiyiz. Avrupa'nın en hızlı büyüyen ülkesiyiz, bu sene de inanıyoruz ki yine öyle olacak.

İMALAT SANAYİ DESTEKLENMELİ

Kalıcı ve sürdürülebilir bir ekonomi istiyorsak yapısal reformlara devam etmemiz gerekiyor. İmalat sanayimizin desteklenmesi temel önceliklerimizden biri olacak.

Eğitim ve enerji de önümüzdeki dönemlerde önemli adımlar atmamız gerekiyor.

Büyümeyle ilgili yıl sonunda 3-4 aralığındaki bir büyüme halen güncelliğini koruyor. Irak pazarında yaşanan gelişmeler Avrupa'daki riskler ihracatımızı olumsuz etkiliyor. Keşke daha fazla ihracat yapabilseydik daha büyük büyüme öngörebilseydik.

Son 1 yıldır yatırım harcamalarında arzu ettiğimiz rakamları görmüyoruz. Önümüzdeki dönemde imalat sanayiye yönelik adımlar bizim önceliğimiz olacak. İnşaat sektörü ile ilgili ölçüsüz rantlara bizim eleştirimiz oldu. Bir gecede kalem değişilkliği ile yapılan rantlar varken ister istemez imalat sanayine yönelik rağbet düşüyor.

Faiz hiç şüphesiz yatırımcı için önemlidir ancak bu tek başına etken değildir. Güven yatırımcı için çok daha önemlidir.

Borçlanmada arzu ettiğimiz bir noktaya geldik, o yüzden geriye gitmek gibi bir gayemiz olamaz. Ancak belki ufak sektörel dokunuşlar olabiliraynı kuyum sektöründe olduğu gibi.

Tarım ürünleriyle ilgili bir komite kurma kararı aldık. Çünkü özel izlenmesi gereken ürünlerin olduğunu gördük.

Kredi derecelendirme kuruluşları son krizde adeta çuvalladılar. Eksik not verdikleri ülkeler bu krizi sapasağlam atlattı, iyi not verdikleri ise battı. Biz bu noktada kredi derecelendirme kuruluşları Türkiye'yi burada yakından takip etmeliler. Ancak onlar yılda bir kaç kez gelip gidip not veriyorlar. Bizim arzumuz Türkiye'yi daha geniş ekiplerle daha derinden analiz edip not vermeleridir. Bugün yüz yatırımcıdan 80'ni Türkiye'nin hakettiği notu almadığını söylüyor. Türkiye derecelendirme olayına girmeden öncede yatırım çekiyordu. O yüzden Türkiye için daha özenli bir çaba sarffetmeleri gerektiğini düşünüyorum.

Bank Asya ile ilgili tüm kararları BDDK veriri. Etrafta dolaşan bazı söylemlere itibar edilmemelidir. Biz bunu Gezi olaylarında da yaşadık. Yetkili BDDK'dır. Oradan yapılan açıklamalara bakmak lazım.