Kışanak, BDP heyetinin Abdullah Öcalan ile İmralı Adası'nde yaptığı görüşmenin bir kez daha demokratik çözüm sürecinin nasıl bir gerilim hattında olduğunu ortaya koyduğunu söyledi.

Hükümetin, diyalog kanallarını mümkün olduğu kadar daraltan ve sınırları işlemez hale getiren bir çaba içinde olduğunu savunan Kışanak, şöyle konuştu:

"Bu da yetmiyor 'BDP ile diyalogu keseriz' diye bir tehdit savuruyor. Valla Başbakan tehdidinizi size iade ediyoruz. Aynen siz üzerinize alın, kesmek istiyorsanız kesebilirsiniz, ama çıkıp bunu mertçe açıkça söyleyin. Deyin ki 'biz BDP ile de PKK ile de Öcalan ile de diyaloğu kesiyoruz, çözüm aramıyoruz.' Bahane aramayın, bahane üretmeyin, kaçak güreşerek bu süreci yönetemezsiniz.

"BUNU ANLAMAN LAZIM"
BDP'yi tehdit ederek, 'Adalet Bakanı ile iyi geçinmeye çalışın, yoksa ipler kopar' diyerek bu süreci yönetemezsin. BDP'yi rehin mi alacaksın? BDP'yi tehdit mi ediyorsun? Senin çözüm yaklaşımın bu mu? BDP susarsa çözümün bütün imkanları ortadan kalkar. Bunu anlaman lazım. Bu sürecin temel karakteri demokratik siyasetin önünü açmaktı. Ama sen demokratik siyasetin önüne dünya kadar dağları yığmışsın. İşlemez hale getirmeye çalışıyorsun, binlercesi cezaevinde tutukludur.

"SEN DAHA İYİ BİLİYORSUN"
Çözümün önündeki bütün kanalları tıkamaya çağırıyorsun. Bu da yetmiyor, bu kıt kanaat imkanlarla sözümüzü söylemeye, siyaset yapmaya çalışıyoruz tehdit ile susturmaya çalışıyorsun. Sözün sustuğu yerde neyin konuştuğunu sen benden daha iyi biliyorsun. Onu ben söylemeyeyim."

'NAMERTLİKTİR'
Silahların susmasının çok değerli olduğunu, ancak tek başına çözüm getirmediğini savunan Gültan Kışanak sözlerini şöyle sürdürdü:

"8- 9 aydır tek bir insanın yaşamını yitirmemesi çok önemli ve çok değerlidir. Ama bu bizi hakiki barışa götürmüyor. Siz ateşkes mi istiyorsunuz? Siz çözüm mü istiyorsunuz? Ateşkes istiyorsanız bunu da çıkın amenna söyleyin. Öcalan ile böyle görüşün, PKK ile böyle görüşün, buna da katkı sunarız.

Deyin ki 'bizim şimdi çözüm niyetimiz yok, çözüme zihniyetimiz buna müsait değil. Biz hiç değilse ateşi durduralım, akan kanı durduralım, hiç değilse bir süre daha bir bakalım ne yapabiliriz.' Çıkın bunu söyleyin bunun için de size katkıda bulunalım.

'Çözüm istiyoruz' deyip, bir ateşkes ortamı yarattıktan sonra 'çözümden vazgeçtim' demek en hafif deyimiyle namertliktir. Böyle yönetilemez ülke, böyle yönetilemez çözüm süreci. Sabah akşam yat kalk dua et, sayın Öcalan aradan çekilmesin. İplerin kopmasını sağlayacak şey budur. Bu kadar açıktır."