BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, Ülker Sports Arena'da Kültür ve Turizm Bakanlığı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin katkılarıyla ikinci kez düzenlenen "İstanbul'da Şeb-i Arus Etkinliği"ne katıldı. Başbakanın eşi Emine Gül ile birlikte katıldıkları gecenin sunuculuğunu Ertem Şener yaptı. Gecede bir konuşma yapan Başbakan Erdoğan, "Rabbiyle vuslatının 740. senei devriyesinde Hazreti Mevlana'yı rahmetle andı. Mesnevi'siyle gönülleri fetheden, Anadolu ve Trakya topraklarını ilmiyle, sözleriyle, öğütleriyle yoğuran, 7 asır önce ektiği kardeşlik tohumlarıyla millet olma şuurunu inşa eden Mevlana Celaleddin Rumi'ye bugün bir

kez daha minnet duygularını ifade ettiklerini kaydeden Erdoğan, "Vuslat gecesini, bu kutlu Şeb-i Arus'u Konya ile birlikte İstanbul'da da yaşatan ve hissettiren Kültür ve Turizm Bakanlığımıza, İstanbul Büyükşehir Belediyemize, katkısı olan tüm dernek ve vakıflara, bütün sanatçılarımıza huzurlarınızda şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. Evet, Hazreti Mevlana bir 17 Aralık günü sevgilisine, yani yaradanına kavuştu.

Bir 17 Aralık günü Mevlana'nın beden kafesinde hapis olan canı hürriyetine kavuştu, aslına rücu etti, yaradanına döndü." dedi. "Derler ki Azrail'i gördüğünde Mevlana şunu söyledi, 'Beri gel, biraz daha beri gel, Ey benim canımı hakiki sevgiliye götürecek olan sevgili, daha beri gel'" diyen Erdoğan, "Evet dünya, onun nazarında sadece 'hiç'ten ibaretti. Dünya onun nazarında gurbetti. Hayata gözlerini yumarken aslında hayata dönüyor, özüne dönüyor, aslına dönüyor, tıpkı ana kucağına kıvrılan bir bebek gibi, özünü oluşturan toprağa doğru bir vuslat heyecanıyla yürüyordu. İşte onun için Şeb-i Arus diyordu. Vefat gecesini, matem gecesi olarak değil,
düğün gecesi olarak tarif ediyordu."

"BU TOPRAKLARDA FİTNE TOHUMU FİLİZLENMEZ"

"Bu toprakların mayasında, bizim sevgi medeniyetimizin hamurunda, bizim tek bir millet olarak, geçmişten geleceğe kutlu yürüyüşümüzde, işte bu fatihlerin emeği var, alın teri var, kardeşliğe yaptıkları silinmez vurgular var. Kardeşlerim, bu topraklarda fitne yeşermez. Bu topraklarda fitne tohumu filizlenmez. Toprağında Mevlana olan, Yunus olan, Ahmedi Hani, Hacı Bayram Veli

olan bu milletin arasına asla nifak girmez, giremez." Mevlana'nın, "İki bilme, ikilikten bahsetme, kul efendisinde yok olmuş

bil, gözünü ve gönlünü topraktan arıt. Unutma kıble birdir iki olmaz o, bil" dediğini dile getiren Erdoğan, "Evet iki kıble olmaz. Kıblesi iki olan bir tane bile kıble bulamaz. Allah'a hamdolsun bu milletin kıblesi birdir. Bu milletin kıblesi bir, ezanı bir, duası bir, sinesi ve o sine içinde atan yüreği birdir" diye konuştu.

"BU AZİZ MİLLETTE KİBİR, KİN, NEFRET, BENLİK DAVASI BULUNAMAZ"

Başbakan, "Bu topraklar ve bu medeniyet, edeple, sabırla, çileyle, çabayla adeta yıllarca ilim ateşinde, aşk ateşinde pişe pişe olgunlaşmıştır. Bu medeniyette, bu aziz millette kibir, kin, nefret, benlik davası bulunamaz. Bu medeniyette, bu millette, zümre, kabile, inanç, etnik köken asabiyesi bulunmaz" diyen Erdoğan, Mevlana'nın da bu nedenle "Gel!" diyerek seslendiğini ifade etti. Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"AYRILIK TOHUMLARINI ARAMIZA ATANLAR BİZİ BÖLMEK İÇİN ATTILAR"

"Konya kendisine çağırır, Bursa kendisine çağırır, Edirne, İstanbul hep kendisine çağırır. Bu topraklar, Mevlana'nın diliyle konuşur. 'Gel!' diye seslenir. 'Ne olursan ol yine gel/Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel/İster kafir, ister Mecusi, ister puta tapan ol yine gel/Bizim dergahımız ümitsizlik dergahı değildir'. Onun içindir ki Mevlana ta Belh'ten geldi, Anadolu'yu irşad etti, aydınlattı. Muhyiddin İbni Arabi, ta Endülüs'ten geldi, bu topraklara birliğin, vahdetin, kardeşliğin tohumlarını serpti. Ahi Evran, ta Horasan'dan geldi, Ahiliğin, yani kardeşliğin temellerini tesis etti. Onlar, zoru seçtiler. Onlar, meşakkatli yolu seçtiler. Tahammül dediler, sabır dediler, sefer dediler,

gurbeti vuslat, vuslatı gurbet olarak gördüler ve işte bu sayede yüzyıllara mühür vurdular. Onlar, Alevidir, Sünnidir demediler… Allah Resulü döneminde, Hulefa-i Raşidin döneminde, Allah aşkına Alevi, Sünni mi vardı? Sadece Müslüman vardı. Böyle bir ayrılık yoktu. Ayrılık tohumlarını aramıza atanlar bizi bölmek için attılar. Onun için biz, Sünni, Alevi, böyle bir şey tanımayacağız. Biz yaratılanı

yaratandan ötürü seveceğiz. Ölçümüz bu olacak."

"SENLİK, BENLİK KAVGASINA ASLA PRİM VERMEDİLER"

Anadolu'daki İslam düşünürlerinin zengin, fakir ayrımı, "Bu bizdendir, bu bizden değildir" ayrımı yapmadığını da ifade eden Erdoğan, "Senlik, benlik kavgasına asla prim vermediler. İşte hep Yunus Emre'nin o ifadesi -tekrar ediyorum, el tekraru ahsen velev kane yüzseksen- Yaratılanı severim yaratandan ötürü. Mevlana da 'Yaratılmıştan şikayet, yaratandan şikayettir' diyor. Şu ifadeye bakın. Bu kadar önemle altını çiziyor. O Mevlana ki, insana can olarak, kutsal bir varlık olarak, yaratılmışların en şereflisi olarak baktı. İşte bize

kalan miras budur. Bize, hep birlikte, Allah'ın ipine yani Kur'an-ı Kerim'e sımsıkı tutunmak emredildi. Bize fitneden sakınmak emredildi" diye konuştu.

"GERİDE MÜMİNİN MÜMİNE VEFASI KALIR"

Mevlana'nın, "Ben sana göğe tırmanman için merdiven verdim. Sense benimle savaşmak için eline ok ve yay aldın" şeklindeki dizelerini hatırlatan Erdoğan, "Evet… Geride, müminin mümine vefası kalır. Geride, dik bir duruş kalır; geride suya yazılan değil; gazete sayfalarına basılan değil; hafızalara, hatıralara nakşedilen, gönüllere kazınan kalır. Diyor ki Hazreti Mevlana, 'Vefa nedir bilir misin? Vefa arkanda bıraktığını, giderken yaktığını yabana atmamandır. Vefa, dostluğun asaletine, bir dua sonrası verilen sözlere, hayallere

ihanet katmamandır. Vefa, ötekilerin sonsuz mükafatı karşısında, cehennemi hafife almaman, ulvi güzellikleri dünyaya satmamandır'" ifadelerini kullandı.

Etkinlikte Türk Tasavvuf Müziği'nin usta sesi Sami Savni Özer bir konser verdi. Özer'e sanatçılar Alişan ve Kutsi de eşlik etti. Özer, Başbakan'la birlikte ilahi okuyacaklarını söyledi. Özer, mikrofonu alarak sahneden indi ve Başbakan Erdoğan'ın yanına gitti. Başbakan Erdoğan Özer'in söylediği "Demedim mi" isimli ilahiye eşlik etti. Etkinlikteki sema gösterisi izleyenleri mest etti. YK (ET)