Yaklaşık 45 gündür iş sebebiyle Silivrideyim.

İnşaat mühendisi olarak çalışmaya devam ediyorum.

Silivri İstanbul'a elli kilometre olmasına rağmen dört derece sıcaklık farkı oluşuyor.

Silivri İstanbul'un bir ilçesi olmasına rağmen çok farklı bir sosyal yapıyla kaşılaşıyorsun.

Sokaklarında,caddelerinde köpeklerin korkmadan özgürce dolaştığını,dükkan önlerinde rahat rahat yattıklarını görüyoruz.

İstanbul'un hemen dibinde  Silivri'de de köpekler özgürce yaşayabiliyorlar.

Silivri halkının medeni olduğunun işaretiolarak, köpeklerin rahatlığıdırda diyebiliriz.

Çünkü medeniyet dediğimiz olgu, hayvanlarla insanların rahatsız olmadan bir arada yaşamasını da içine almaktadır.

Silivri'de son günlerde en büyük sorun KİPTAŞ'ın 174 dönüm arazi alması ve maksimum altı kat olan planı on iki kata çıkarması oldu.

Silivrinin rahat oluşunun, insanının gergin olmayışının, köpeklerle huzur içinde yaşamsının nedeni mevcut imar planlarıdır.

Şu anda mevcut imar planları maksimum altı kata izin vermektedir.

Bu durumda nüfus yoğunluğunun oluşmasına engel teşkil etmektedir.

Trafik yoğun değil, çarşıda pazarda insanlar rahat yürüyebiliyor, ilişkiler sıcak.

Bundan dolayı İstanbul ne kadar kargaşa içinde ise, Silivri o derece rahat ve huzurlu.

Eğer KiPTAŞ'ın uygulaması yani on iki kat imar planı uygulanırsa, Siliri'de tıpkı Beylikdüzü, Esenyurt ve Haramidere'deki bina çöplüğüne dönecektir.

Daha önce KiPTAŞ Silivri'de on iki katlı bir site yapmış ve buradaki binalar Silivri'nin orta yerine ve tarım alanlarına saplanmış bir hançer gibi duruyor.

Binaların kötü yapılmasından dolayı ve binalar arasındaki çekme mesafeleri, yeşil alanlar dikkate alınmadığı için, bu sitede yüz elli bin lira ile iki yüz bin lira arasında daire satılıyor.

Hemen yanında yapılan altı katlı sitelerde ise dört yüz elli bin liraya daire satılabiliyor.

KİPTAŞ'ın yaptığı bu kötü örnek ortada dururken, yeni bir on iki kat ve dört  bin daire yapmak istemesi, Siliri'nin halkı ve siyasi çevrelerinde başka türlü algılanır olmuş.

Malumunuz CHP' nin kalesi denilebilecek ilçelerden bir tanesi de Silivri.

Aday kim olursa olsun mutlaka CHP seçimi kazanıyor.

Silivri halkı diyorki, ''Mevcut seçmenden umudu kesen AKP' liler Silivri'ye yeni seçmen taşıma peşindedir''

Başakşehir de olduğu gibi yeni yapılacak bu konutlara yeni seçmen ve AKP taraftarları getirilecek ve Silivri de CHP 'nin üstünlüğüne son verilecek.

Bu modelleri biliyorsunuz İstanbul'un belde belediyelerinin bir çoğu CHP'nin kalesi olmasına rağmen, yasal düzenlemeyle AKP'nin yüksek oy aldığı ilçelere ilhak edilerek, CHP'nin üstünlüğüne son verildi.

Aynı modelin Çatalca'da uygulandığı söyleniyor.

Çatalca'da yeni siteler kurularak yeni seçmen yani kemik AKP seçmeni yerleştirildiği ve 2019 seçimlerinde CHP'nin seçim almasına engel olacağı iddia ediliyor.

 Bu iddia ne kadar doğrudur bilemem, ama şunu biliyorumki on yıldır İstanbul'da uygulanan ranta dayalı, içinde insan mutluluğu taşımayan ve insan ilişkilerini dikkate almayan imar planları İstanbul insanını hayattan soğutmuştur.

Artık herkes mutsuz bu istisnasız parası olanda, parası olmayanda mutsuz.

Bu durumda İstanbul'u mahvettiniz on bin yıllık bir şehri katlettiniz,hatta haçlı seferleri bile İstanbula bu kadar zarar vermemişti diyen bilim adamlarını dinliyoruz.

Bu durumda neden yapılan hatalardan ders almıyorsunuz da, İstanbul'un çevresinde kalan bir kaç parça tarım alanlarını ve ormanları yok edecek imar uygulamalarına izin veriyorsunuz.

Üstelik sayın Erdoğan çok çarpıcı bir şekilde ''İstanbula ihanet ettik, bu ihanet hala devam ediyor bu ihanete neden olanların başında da ben geliyorum'' demesine rağmen bu inat neden?

Katliamın nedeni para kazanmak ise, on beş yıldır İstanbulun en kupon yerlerini sizler yaptınız ve kaymağını da yediniz ve yemeye devam ediyorsunuz.

Derdiniz hala para kazanmak ise, kefenin cebi yok diyen sizler,kefene cep yapıldıda biz mi duymadık?

Artık ne olur doyun artık, ne olur yeter deyin artık.

Üçüncü hava alanı, Yavuz Sultan Selim köprüsü ve buna bağlanan çevre yolları kuzey ormanalarını yok etmenin adımlarıdır.

Bunu hadi yaptınız ne olur şu para hesabını bir daha yapın, eğer torunlara kadar para yetecek hale gelmişse, lütfen torundan sonrakilerin istikballerinde torunlara bırakın ve Silivri'yi Çalca'yı Durusu'yu, kuzey ormanlarının son kalan parçalarını, Karacaköy'ü, Çiftlikkköy'ü kısacası Trakya'nın güzel topraklarını İstanbul devine ezdirmeyin.

Eliniz vicdanınıza koyun ve Silivri'deki 174 dönüm arazide çiçekleri, yeşili, çayırı, çimeni,  kelebekleri, kuşları özgür bırakın.

İstanbul canavarını yaratan sizler lütfen Silivri'yi de canavarlaştırmayın.    

Daha öncede yazmıştım kızılderili sözüyle bitirelim.

''Son ağaç kesildiğinde,son nehir zehirlendiğinde,son balık öldüğünde,paranın yenilemeyeceğini göreceksiniz.''