İktidarların başarısı ekonomik başarılarla paralel olarak devam eder.(Genelde böyle bakar,böyle değerlendiririz.)
AKP iktidarı 2002 yılından bu yana yapmış olduğu seksen beş milyar dolarlık özelleştirme parası ve de dışarıdan aldığı 450 milyar dış borcun halka az da olsa yansımaları olmuştur.
 bundan dolayı ve de orta doğudaki emperyal görevleden dolayı sürekli birinci parti olmuştur.
Bunun böyle olduğuyla ilgili rakamlara girmeden bu güne gelmek istiyorum.
On altı yıl böyle geldi, bu gün de kalan son kamu kaynakları olan şeker fabrikalarını sattılar. 
Deniz bitti, döviz bitti dünyada döviz bulmanın faizi %7 'lerden, %20 'lere çıktı.
İşin karışık ekonomik değerlerinden halkın gündemine gelecek olursak durum şöyledir.
Toplumun 90'nını oluşturan,İşçiler,tarımla hayvancılıkla uğraşan köylüler,esnaflar,beyaz yakalılar,ticaret erbapları,iş adamları,işsizler,öğrenciler.
 İşçilere bakacak olursak çalışmış oldukları iş yerelerinde huzur içinde olduklarını söylemek kolay değil.
Çoğunluğu konkordato tehdidi altındaki işyerlerinde çalışıyorlar,bir çok iş yerinde ise iş yereleri kapanma noktasında bulunuyor.
Türkiye'nin en büyük holdinginde çalışan bir müdürle sohbetim olmuştu.
Holding üst düzey bütün elemanların maaşlarından biner lira kesinti yapmış, gerekçesi ise ''İşten çıkarmayalım, işsiz kalmaktansa bin lira eksik alın işinize devam edin''
Aynen durum budur.
Köylüler ve tarım yapanlar yani buğday, fındık, incir, üzüm ve bu alanda çalışanlar.
Hangisinin durumuna baksan içler acısı.
Gübre fiyatları artmış,mazot uçmuş,tarım girdisi bütün kalemeler uçmuş ve de devlet alımları taban fiyatı uygulamasını kaldırmış, tarıma dayalı bütün üretimleri soygun düzeninin acımasız ellerine terk etmiş.
Fındık satan tarımcının fiyat belirleme şansı yok,fiyatı belirleyen belirleyen fırsatçı iş adamaları oluyor.
Aynı durum buğdayda, üzümde ve diğer tarım ürünlerinde de aynı.
Meşhur sosyal medya paylaşımı vardır, lüks yatta cıbıl bikinili hanımlar,traktör üstünde de başında yazmasıyla Anadolu kadını.(Trakya kadını da olabilir)
Cıbıla mazot 2.30 lira ,tarımcı bacıya ise 5.8 lira.
 Sürekli bu görüntü sosyal medyada paylaşılır.
Neden lüks yatlara ucuz mazot verilirde, tarımla uğraşan insanlara pahalı verilir anlamış değilim.
Çiftçiler tarımcılarda bu durumda olduğuna göre insanlar gidişattan mutlu değiller.
Köylüler dediğimiz kesimin tarımla yani üretken tarımla hiç bir ilgileri kalmadı.
Köylerde emekli olanlar ve de hayatı boyunca hiç bir sosyal kurumla ilişiği olmamış fakat 65 yaşın üstüne gelmiş olanlara da yaşlılık maaşı alıyorlar.
Onlar da bir lokma ,bir hırka misali yaşamlarını sürdürüyorlar.
Köylülerin bu durumda olanları genellikle bu iktidardan memnunlar, çünkü yaşlılık maaşı alanlar ve de emekli olanlar köy yaşamındaki mutluluk standartları şehirlerin altında olmasına rağmen düzenden ve gidişattan çokta şikayetçi değiller.
Esnafalara geldiğimizde son bir yılda kepenk kapatanlar çok çok artmış durumda.
Mevcut devam edenler ise can çekişiyor.
Beyaz yakalılar onların durumu diğer sektörlere bağlı olarak her geçen gün kötüye gidiyor.
Ticaret yapanlar biraz evvel saydığım sektörlere bağlı olarak iyi veya kötü olacaklardır.
O kesimler kötü olduğuna göre onlarda kötü durumdalar.
İşsizlere değinmeye gerek yok adı üstünde işsiz.
İş bulma umudunu yitirip iş ve işçi bulma kurununa müracaat bile etmeyenleride eklersek işsizlik %20 'leri bulur diyen uzmanlar var.
İş adamlarının iyi olması biraz evvel saydığımız sektörlerin iyi olmasına bağlı olarak değişkenlik gösterir.
Bunudan dolayı iş yeri kapatan, fabrika kapatan bir de sürekli fabrika yakan iş adamlarını göz önüne getirsek, onlar da mutlu değil.
Öğrenciler bütün bu sektörlerde işleri kötü giden kesimlerin çocukları, onların iyi olması mümkün değil.
Zaten genç işsizlik %25' lere dayanamış, benim mesleğimde çalaşan mühendislerde işsiz mühendis sayısı 72.000 'e çıkmış.
Bir çok üniversite mezunu temizlik şişçisi olmak için müracaat ediyor.
Kısacası toplumun bütün katmanları huzursuz,ve mutsuz.
Bundan dolayı iki yıl içinde üç yüz bin yetişmiş genç insan yurt dışına gitmiş bu güzelim vatanı terk etmiş.
Boşanmalar ekonomik durumun artamasıyla birlikte büyük artış göstermiş.
Velhasıl AKP iktidarının on altı yıldır girdiği bütün seçimlerde sandığa giden yol toz pembe iken, bu gün o yol delik deşik olmuş durumda.
Bu durumda iktidar yani AKP kimden oy alacak?
Halkın oyunu almanın iki yolu kalmış görünüyor.
Birincisi din, ikincisi etnik köken. 
Aylar önce andımız kararını iptal eden danıştay kararının bu günlerde açıklanmasının nedeni etnik kökene dayanan Kürt oylarıdır.
Çünkü MHP oylarının AKP' ye faydası olmadığı analaşıldığı için andımız bombası patlatıldı ve de Türkiye'deki Kürt seçmenin tekrar eski sempatisini kazanıp etnik köken üzerinden oy devşirme hamlesi hayata geçirilmiş oldu.
İkinci alan ise din.
Tarikatların büyük çoğunluğu AKP'yi destekliyor.
Malumunuz tarikatı olmayan Müslümanı dindar saymıyorlar.
Din anlayışı buralara kadar geldi.
İçlerinde son zamanlarda çatlak sesler çıkıyor gibi görünsede onların susturulmasının bir çok argümanı iktidarın, daha doğrusu reisin elinde olduğu için onlar çok dikkate alınabilecek sesler gibi görünmüyor.
Din yolunda gidiyorum diyenler için ne olursa olsun, ister ekonomik kriz çıksın, ister maaşı yarıya düşsün, ben dindarım reiste dindar ondan vazgeçmem diyen bir kiyle var ve onların oylarını klasik batı standartları ölçüsünde değerlendirmeler yapılarak sonuca varmak mümkün değil.
Tutmuş olduğu lideri ne yaparsa yapsın,isterse onu aç bıraksın,isterse memleketin bütün değerlerini ve topraklarını emperyalistlere üç paraya satsın, onlar sadece ve sadece dindar göründüğü için oy vereceklerdir.
Biraz evvel ''İktidarları ekonomi getirir, ekonomi götürür'' tezi bu iktidar için geçerli değildir.
Bu iktidarın ayakta kalmasının omurgası dindar kürtler ve dindar türkler olarak seçimlerde sonucu belirleyecektir.
Her ne kadar Mevlana ''Açlık insana inancını bile yedirir'' dese de, bu iktidarı tutanaların açlığı ve çaresizliği ne dini yediriyor, ne de bu iktidardan vazgeçmesine neden teşkil ediyor.
Daha evvelki seçimlere göre çok kötü ekonomik bir ortamda seçime gidiyor olsak da toplumdaki değişim ve algılamalarını dindarlık hatta dincilik ve etnik köken milliyetçili kapamış görünüyor.
31 martta yapılacak yerel seçimler elbette bu iktidar için kolay olmayacaktır ama onlar için hezimette olmayacaktır.
Çünkü işleri çok kolay, reis bir camide yanık sesiyle bakara suresinden iki tane ayet okuduğunda, bir de andımız üzerinden iki tane kürtlere mesaj verdiğinde al sana%40 oy.
Bunun için eyyyy seçim analizcileri burası Türkiye buranın şartaları bu ve iktidarlar artık bunlar üzerinden şekilleniyor.