Adı sanı olmayan bir parti, uluslararası bir kurguyla yıllar önce aynı bu güne benzer şekilde iktidara getirilmişti.

Şimdi güya askeri darbeleri yadırgadıklarını söyleyenler, o günün darbe lideri Evren’in kimin sayesinde iktidara geldiğini unuttular mı acaba? Onları iktidara getirerek “bizim oğlanlar başardı” diyenlerin, o kendini kral sanan, kurduğu partinin horoz gibi erken ve kesin öteceğine inanan darbeciyi nasıl şaşırttıklarını da anımsarlar mı?

Horoz partisi değil de ABD’den transfer Turgut Özal’ın ANAP’ı nasıl da iktidar oluvermişti?

İşte o Özal, ne rastlantı; aynı bu gün gibi birkaç dönem iktidar olmuş, Başkanlık sistemini kukla Başbakan ile denemeye kalkışmış, ülkemizde Cumhurbaşkanlığı da yapmıştı!

Seçimlere girdiği dönemde ülkemizde bir ilk olarak seçim çevreleri sürekli değiştirildi. Gerçi yolunda yürüdükleri bazı liderler de Kırşehir’i ilçe yapmışlardı ama bu çok küçük bir örnek sayılabilir. Bu dönemde İlçeler kuruldu-yıkıldı, bölündü-birleştirildi. Seçim bölgeleri her seçimde oyuncak oldu. Tek amaç vardı; ne yapıp edip o bölgelerden muhalefetten daha çok oy almak! Doğrusu epeyce de başarılı olmuştu.

Sonra ne oldu? ABD gözetiminde yaklaşık 10 yıl iktidar oldu, istenenleri fazlasıyla yaptı. Ama süreç bitti, ecel geldi, o da tüm insanlar gibi ömrünü tamamlayıp göçtü gitti! Allah rahmet eylesin.

Ama Özal’ın ölümüyle arkada ne ANAP kaldı, ne ANAP’lılar! Şu anda bunları görebilen var mı?

İşte aynı şekilde Erbakan-Çiller döneminde yaratılan çıkmaz ve yıpranmalar sonucu 28 Şubat muhtırası verildi. Bu muhtıranın sonucunda da AKP yaratıldı!

O zamana kadar RP ve Erbakan’ın (bir de Hikmetyar’ın!) dizinin dibinden ayrılmayan Erdoğan, birdenbire gömleğini çıkardığını söyleyerek yeni bir parti kurdu; AKP!


Adı yeni duyulan bu partinin lideri daha milletvekili bile değilken, Devlet büyüklerinin bile resmi görüşmeler için randevu almaya sıra bekledikleri ABD Başkanı tarafından özel olarak ağırlandı! Ne tanık, ne tutanak olmadan yapılan çok özel görüşmelerden sonra yurda dönen Erdoğan, aynı ANAP gibi seçimlerde sürpriz yaparak 3 dönem üst üste tek başına iktidar oldu.

O da aynı ANAP gibi ülkeyi tek başına yönetiyor.

O da Cumhurbaşkanlığına oynuyor.

O da Başkanlık sistemi istiyor.


Buna Özal’ın ömrü yetmemişti, bakalım Erdoğan’ın yetecek mi? Allah bilir!


İlginçlikler bu kadar değil tabi. Özal ilk kez eyalet Sisteminden söz etmişti; Erdoğan resmen yasasını çıkarıyor!


Özal, her seçim dönemi öncesinde seçim bölgelerinin sınırlarını ayarlardı; Erdoğan da yasa ile yandaşlara Büyükşehir dağıtıyor.


Bunların da ötesinde yolunda gittiği liderlerinden bir adım öne geçerek kafasına göre nüfus rakamları belirleyip, hiçbir bilimselliği olmayan sayılarla yandaş Büyükşehirler yaparken, yüzlerce kazanılmış hak olan Belediyeyi iptal ediyor!

Köyleri coğrafyadan siliyor.

Bunların anayasaya aykırı olması falan da hiç önemli değil; mahkemeye versen ne yazar! Demek ki güvenilen bir şeyler var ki böyle yasa dışı işler yapılabiliyor!

Özlenen Eyaletlerin neye yarayacağını anlayamayan saflar var mı bilemiyorum; ama bu gidişin Sevr hükümlerine doğru ve BOP projesi gereği olduğu çok açık! Ancak kimseye kızmaya hakkımız da yok; herkes görevinin gereğini yapıyor; ne de olsa BOP eşbaşkanı!

Ülke olarak benzerlerini yaşamıştık, görünen o ki tekrar yaşayacağız. Amaç sadece seçim kazanmak olunca demek ki her şey yapılabiliyor!

Demokrasilerde bazı taşlar bir kez yerinden oynatılınca bir daha temel tutmayabilir. Çok dikkatli olunmalıdır. Boşu boşuna “tarih tekerrürden ibarettir” sözü söylenmemiştir. Ders alınmadığı zaman tarih yinelenecektir.

Aynı nedenler,

Aynı koşullar altında,
.
Her zaman aynı sonuçları doğurur!

Bunu yeniden kanıtlamaya uğraşmak ise akıl işi olamaz!