Siyasette Mustafa Sarıgül örneği Türkiye ölçeğinde incelenmesi gereken bir modeldir.

Bunun için Sarıgül'ün yaptıklarına bakmakta fayda var.

Sarıgül 1999 yılında Şişliden belediye başkanı olduktan sonra, yerel yönetim anlamında çok büyük atılımlar yaptı.

Yerel yönetim yasalarının çerçevesi içine kendisini hapsetmeden, herkesin derdine sorununa çözüm üretecek modeller geliştirdi.

İlk hamle olarak Şişli ilçesinin fiziki görünümünü değiştirdi.

Yolları, binaların dış cephelerini batıda modern dediğimiz kent modellerine yakın yeniliklere imza attı.

Daha sonra okulları okunabilir yaşanabilir hale getirdi.

Her sabah cami cemaatiyle buluştu onlarla ibadet etti, kahvaltı yaptı,onları görmedikleri yerlere gönderdi.

Her yıl altmış bin kişinin üzerinde insanı Edirne Selimiye camisine gönderdi.

Bununla da yetinmedi diğer inanç gruplarıyla sıcak ilişkiler kurdu.

Şişli ilçesinde bulunan caminin kilisenin, sinagogun, inanç önderleriyle yakın ilişkiler kurdu,inanç merkezlerinin bütün problemlerini çözdü.

Bütün ibadet yerlerinde ayrım yapmadan temizliğini ve hijyenini sağladı.

İslam dışı inançların, cemaatlerin temsilcilerinin siyasette yer almasını sağladı.

İlçe içinde fakir sayılan aileleri tek tek tespit etti onların her türlü ihtiyacını karşıladı,çocuklarının eğitimine ön ayak oldu.

Cenazesi olanın her türlü masrafını karşıladı,cenaze nereye gidecekse otobüslerle gönderdi.

Her türlü sosyal faaliyete otobüs temin etti şehir içi şehir dışı seyahatler yapmalarını sağladı.

Belediye meclisinde ve diğer bürokrat kadrolarda görev dağılımında alevi sünni dinli dinsiz ayrımı yapmadı.

Önemli görevlere diğer ilçelerde başarılı olmuş kişileri buldu buluşturdu ve görev verdi.

İlçe içinde STK larla işbirliğine gitti,akademik çalışmalar ve bilimsel kurullara belediyede görev verdi söz hakkı verdi.

sayıları binlerceyi bulan gönüllü çalışma grupları kurdu.

Bunu yaparken finansman sorununu çözmek için, ilçe içindeki zenginleri kendi içinde örgütleyerek bütün sosyal projelere katkılarını sağladı.

Yani gönüllülük esasında zenginden aldı fakire dağıttı.

Bunu yaparken, Anadolu'nun en ücra köşesine de hizmet götürdü.

Uç siyasi akımlara kalıp düşüncelere hiç kapılmadı.

Kendisini solun herhangi bir fraksiyonu veya kanadı içine hapsetmeden laik demokratik hukuk devletini savunarak işin sosyal belediyecilik ve sosyal adalet yanına ağırlık verdi.

Ecevit'in öncülük ettiği inançlara saygılı laikliğe sıkıca sarıldı.

Bu aynı zamanda bütün inançların özgürce kendisini bulduğu jakoben laiklik anlayışından uzak halkın sıcaklığını hissettiği bir alan olarak algılanmasını sağladı.

Bu alanda herkes rahatça kendisini ifade etti.

Alevi, sünni, hıristiyan, musevi kendi kimliğiyle Sarıgülün yanında kendisini rahat hissetti.

Ramazan iftarlarında bütün inanç önderlerini aynı masa etrafında buluşturmayı başardı.

Bunu laf olsun gösteri olsun diye değil icraatlarıyla da ispatladı.

Bütün bu geniş çalışmayı yaparken, belediye bütçesinden bir lira harcamadan bu büyük hizmetleri yaptı.

Bu model kısaca gönüllülüğe dayalı zenginden alıp fakire verme dağıtma modelidir.

Bu gün her ilçede en az yüz tane milyon dolarlar seviyesinde aylık para kazanan iş adamları vardır.

Bu sayı Şişli de daha da çoktur.

Önemli olan, o iş adamını ürkütmeden, kırmadan, dökmeden sosyal yardım projelerinde yer almasını sağlayacak ve ekonomik katkısını sunma ortamını hazırlamaktır.

Bunu yapan belediye başkanı iyi bir ekiple Şişli belediyesi başarısını ve Sarıgül başarısını yakalaması mümkündür.

Bundan dolayı, Şişlideki başarının bir akademik tez olarak hazırlanıp, diğer belediyelere de sunmak ve anlatmak gerekecektir.

Bu model devletin yükünü hafifleten, belediye bütçesinin rahatladığı ve daha çok hizmetin üretildiği bir model olarak Şişli de yükselmiştir.

Eğer Sarıgül CHP den aday olup bu modeli İstanbul ölçeğinde kurabilirse İstanbul fırlar dolayısıyla Türkiye sosyal belediyecilikte büyük yol alır.

Bunu sağlayacak isim Sarıgül olarak görünüyor.

Bundan dolayı her yıl milyar dolarların döndüğü İstanbul belediyesini Sarıgülle CHP nin kazanması demek, AKP nin önce İstanbul da bitmesi, 2015 yılında ise Türkiye de bitmesi demektir.

Sarıgül'ün İstanbul'dan aday olacağı olasılığı bile, belli kesimleri ürkütmüştür.

Bu bir gerçektir ve CHP ne olursa olsun, Sarıgül'ü İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkan adayı yapmalıdır.