Sanal dünyayı yok edin, toplum gerçeğe dönsün.

1970' li yılarda medya (gazete dışındaki iletişim araçları) denen sanal uyuşturucu yoktu.

Yani bugün her bireyin kalbi, beyni gibi yanında taşıdığı iletişim aletleri yoktu.

Bunlar olmadığı için, insanlar daha çok okuyordu,daha çok beynini kullanıyordu.

Bir sorunu olduğunda, hemen telefonuna yapışıp sanal ortama tepkiler vererek sorunu çözdüğünü sanmıyordu.

Bir sorunu varsa, örgütleniyordu,işçiyse sendikasına,öğrenciyse derneğine, esnaf veya başka meslekteyse halk evine gidiyordu.

Ev hanımları evde oturup televizyon seyretmiyordu, halk evlerinde biçki dikiş kurslarına veya başka meslek edindirme kurslarına gidiyordu.

Yani örgütlü dinamik ve ne istediğini bilen bir toplum vardı.

Daha sonraları bu toplum yapısından koparan ilk hamle televizyon oldu.

Televizyon geldi insanların bir araya geldiği, sosyalleştiği sinemalar kapandı.

Daha sonra ortak oyun alanları ve eğlence alanları sığlaştı.

İnsanlar özellikle kadınlar eve kapanır oldu ve televizyondaki uyuşturucu madde  olan saçma sapan programların aşinası oldu.

Daha sonraları cep telefonu çıktı, postaneye gidip isim yazdırmak yerine herkes evden daha sonrada cepten haberleşti.

Her teknoloji insanları sosyal yaşamdan, özellikle örgütlü yaşamdan koparır oldu.

Bu da yetmedi, internet sayesinde ve emperyalizmin uyuşturucu olarak kullandığı Watsap,Twitter ve de bir çok iletişim şirketleri ortaya çıktı, hem çok büyük para kazandılar, hem de örgütlü toplumu bireysel örgütlü sanalına mahkum ettiler.

Bugün bir genç düzenle ilgili bir sorunu olduğunda bir derneğe veya partiye veya sendikaya gidip orada hak aramak yerine, yazmayı ve tepkiyi sanal ortama salladığında! her şeyi çözdüğünü sandı.

Yani bugün toplumun büyük bölümü belki de %90'ı sanal ortamın uyuşturucu etkisi altında herşeyi hallettiğini sanıyor ama aslında hiç bir şey yapmıyor.

Bütün bunlar olurken yani emperyalizm her bulduğu iletişim aletiyle ve şirketleriyle soygun yaparken ve toplumu uyuturken, bizim hükümetimiz ve Cumhurbaşkanı Halk tv ve tele 1' i ve de interneti Watsap'ı Twettter'i kapatmayı, susturmayı düşünüyor.

Aslında farkında olmadan iktidarlarının altına dinamit koyuyor.

İnsanlar nasılki, kahvelerde hükümet kurup, hükümet yıkıyorsa, bugünde sanal dünyada bunu yapıyor ve aslında hiç bir şey yapmıyor.

Eğer bütün muhalif kanallar ve de iletişim ağları kapatılırsa toplum bu kadar sıkıntının içinden kendisine gerçek bir dünya yaratacaktır.

O gerçek dünyayı keşfedecek,  sendikalara,derneklere,sivil toplum örgütlerine gitmek ve alanlarda dinamik toplum olmanın içinde olacaktır.

Ben 1970' li yıllarda 12 yaşında bir çocuktum grev çadırlarını gördüm, örgütlü işçi direnişlerini gördüm, halk evlerine, gençlik kulüplerine öğrenci derneklerini gittim.

Bu günse sanal dünyada ''şu kadar takipçim var'' diyen ve dört duvar arasında hapsolmuş sanal insanlar görüyoruz.

DSP İstanbul il başkanıyken Hürriyet gazetesinde yazarları ziyaret etmiştik.

Orhan Birgit demiştiki ''Biz Babıali'deyken Sirkeci'den gazeteye giden kadar köfteci, simitçi, esnaf, kitapçı ve toplumun çeşitli kesimleriyle sohbetler eder daha sonra gazeteye girerdik.Basın ekspresteki yeni binada ise tamamen  halktan koptuk,bu bina içinde yiyoruz, içiyoruz ve hiç kimseyi görmeden eve, evden işe gelir olduk,bu da bizim yaratıcılığımızı, yazma kabiliyetimizi köreltti''

Bu gözlemi hiç unutamam.

Bence Tele1, Halk tv, Twetter, Watsap kapatılmalıdır ve bu hükümetin ve cumhurbaşkanının toplum için en faydalı işi yapacağına inananlardanım.

Belki birileri diyecekki, ''sen özgürlük düşmanı mısın?''

 Hayır ben sanal dünyaya hapsolmuş çok şey yaptığını sanan, sanal insanların kurduğu  dünyaya karşıyım.

Bu toplumu kör etti, gerçeklerden kopardı, örgütlenmeyi ve toplum dinamizmini yok etti.

Sanal bittiğinde toplumun tekrar sokaklarla, derneklerle, sendikalarla  tanışması adına çok doğru bir adım olacaktır.

Buyurun kapatın; 1970'li yıllara daha örgütlü bir topluma geri dönen bir yapıyı ve de yeni bir dinamik gücü kucağınızda bulacaksınız ve de ülkenin yarınları için hayırlı bir iş yapmış olacaksınız.