AKDENİZ Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Bayezid, Türkiye'de 1 milyon 400 bin kalp yetmezliği hastası olduğunu, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre tüm ölümlerin yüzde 30'unun kalp yetmezliğinden kaynaklandığını söyledi.
Prof. Dr. Ömer Bayezid, dünya üzerindeki her ülkede nüfusun yüzde 2'sinin kalp yetmezliği hastası olduğunu söyledi. Türkiye'de 1 milyon 400 bin kalp yetmezliği hastası olduğunu açıklayan Prof. Dr. Bayezid, Dünya Sağlık Örgütü raporuna göre dünyada tüm ölümlerin yüzde 30'unun kalp yetmezliği kaynaklı olduğunu söyledi. Kalp yetmezliği nedeniyle hastaneye ilk yatıştan sonra 5 yıl içinde hastaların yüzde 75'inin yaşamını yitirdiğine dikkati çeken Prof. Dr. Bayazid, bu hastaların sadece yüzde 25'inin yaşama tutunabildiğini kaydetti.
HASTALIK BİR YILDA SON EVREYE GELİYOR
Kalp yetmezliğine bağlı ölümlerin akciğer kanserine bağlı ölümlerden sonra ikinci sırada yer aldığına vurgu yapan Prof. Dr. Ömer Bayezid, "Hastalık hem çok görülüyor. Hem de hızla hayat kaybına neden oluyor. Kalp yetmezliği bu nedenle üzerinde çok iyi durulması gereken, dikkatli tedavi edilmesi gereken bir hastalık. Kalp yetmezliği teşhisi konulan hastaların yüzde 10'unda, bir yıl içinde hastalık son evreye geliyor. Yani bir yıl içinde hastaların yüzde 10'u son döneme ilerliyor. Son döneme ilerleyenlerin yarısı da aynı yıl içinde ölüyor" dedi.
KALP BEKLEME SIRASINDA 1100 HASTA
Prof. Dr. Bayazid, Sağlık Bakanlığı'nın Ulusal Organ Bekleme Listesi'nde 1100 hastanın kalp nakli için sıra beklediğini, bunlardan 300'ünün Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde kayıtlı olduğunu, bunun da listedeki hastaların, yaklaşık dörtte biri olduğunu belirtti.
DURUMU BOZULANA YAPAY KALP
Durumu bozulan hastaların yapay kalp ile yaşama bağlandıklarını, fakat kalp yetmezliğinin gerçek tedavisinin kalp nakli olduğuna değinen Prof. Dr. Bayezid, şunları söyledi:
"Ülkemizde organ bağışı yetersiz. Organ bağışını artırmak için çok çaba harcıyoruz. İspanya'da 1 milyon nüfusta 35 bağış yapılırken, Türkiye'de 1 milyon nüfusta 5 bağış var. Bu sayıyı artırmak için organ bağışı olan hastaların ne kadarının ameliyattan istifade ettiklerini, ne kadarının şifa bulduğunu anlatıp bağış için insanları teşvik ediyoruz. Dini yönden de örnekler veriyoruz. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın fetvaları var. Organ bağışının dinen de bir sakıncası yok. Bekleyen hastaların başka bir şansı yok. Karaciğer hastaları ve böbrek hastaları bir yakınından alabiliyor. Böbrek hastası diyalize girerek hayatını sürdürebiliyor. Fakat kalp hastası yaşamını yitiriyor. Bu durumda biz de elimizden gelen çabayı sarf ediyoruz."
'YAPAY KALP HER HASTAYA UYMAZ'
AÜ Hastanesi'nde kalp nakli olmayı bekleyen 300 kişinin son dönem kalp hastası olduğunu, her hastaya yapay kalp uymadığına dikkat çeken Prof. Dr. Bayezid, kalp nakli yaptıkları hastaların mutlu olduğunu söyledi.
Kısa süre önce Denizli’den gelen son dönem kalp hastası Necip Fazıl Çetin (31) ve Kahramanmaraş'tan gelen Ziya Doğan'a (55) kalp nakli yaptıklarını belirten Prof. Dr. Ömer Bayazid, her iki hastanın durumunun iyi olduğunu söyledi. Prof. Dr. Bayazid, hastası Ziya Doğan'a hastaların bazen 1- 2 yıl nakil için beklediklerini söylediğini belirterek, "O da 'Bana çabuk çıkar' dedi. Gerçekten çok şanslıymış, ona da uygun bir kalp çıktı. Onu da ameliyattan sonra servise aldık ve durumu gayet iyi" dedi.
'HASTANEYE YATTI, BİR GÜN SONRA KALP GELDİ'
Denizli'de 6 ay önce kalp yetmezliği tanısı konulan 2 çocuk babası Necip Fazıl Çetin ise teşhis sonrasında AÜ Hastanesi'ne geldiğini söyledi. Burada nakil olması gerektiğini öğrendiğini kaydeden Çetin, "14 Ekim'de hastaneye yattım. Bir gün sonra 'kalp geldi' haberini aldım. Bağış yapan aileye minnettarım" diye konuştu.
5 çocuk babası Ziya Doğan ise kalbinin yüzde 10 kapasite ile çalıştığını, son dönem kalp hastası olarak hastaneye yattığını belirtti. 10 Ekim'de hastaneye yattığını ve bir hafta sonra kalp bağışıyla hayata tutunduğunu belirten Ziya Doğan, "Sağlığıma kavuştum. Çok mutluyum. Bağışçı aileye, doktorlarıma ve hastane çalışanlarına teşekkür ediyorum" diye konuştu.