İSTANBUL, ()- OMURGA eğriliği olarak bilinen skolyoz, tedavi edilmediğinde solunum güçlüğünden depresyona kadar pek çok ciddi sağlık sorununa neden oluyor. Skolyozun gelişme çağındaki çocukları tehdit ettiğine dikkat çeken Dr. Gülseren Kayalar, "Her 30 çocuktan birinde skolyoz görülüyor" dedi. 

Memorial Ankara Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı ve Skolyoz Araştırma ve Tedavi Derneği Kurucu Üyesi Dr. Gülseren Kayalar, Skolyoz Farkındalık Ayı nedeniyle önemli açıklamalarda bulundu. Eğriliğin ilerlemesiyle gövdenin tüm dengesi ve estetiğinin bozulduğunu söyleyen Dr. Gülseren Kayalar, bu aşamadan sonra üç boyutlu bir omurga hastalığı oluştuğunu belirtti.

"100 ÇOCUKTAN BİRİNE CERRAHİ TEDAVİ ÖNERİLİYOR"

Skolyozun gelişme çağında görüldüğünün altını çizen Dr. Gülseren Kayalar, "Bunun sebebi tam olarak bilinmiyor. Ancak ergenlik çağında güneşten yeteri kadar yararlanmayan, D vitamini, demir eksikliği, anemisi olan  ve aktif spor yapmayan çocuklarda skolyoz gelişme riski yüksektir. Ergenlik çağında ağır sırt çantası taşımanın skolyozla ilişkisi gösterilmemiştir. Türkiye'de ilköğretim çağı okul çocuklarında görülme sıklığı (10-15 yaş aralığında) yüzde 2-3 oranında saptanmıştır. Her 30 çocuktan birinde skolyoz görülmektedir. Bu guruptaki her 10 çocuktan birinde omurga eğriliği ilerleme göstermekte ve skolyoza özel egzersiz ve korse tedavisine gerek duyulmaktadır. İlerlemesi durdurulamayan her 100 çocuktan 1'ineise cerrahi tedavi gerekmektedir" diye konuştu.

"KIZ ÇOCUKLARINDA DAHA ÇOK GÖRÜLÜYOR"

Erken tanının hastalığın ilerlemesini önlediğini vurgulayan Dr. Kayalar, "Buna rağmen çocuklarda kolaylıkla gözden kaçabilmektedir. Skolyoz ergenlik çağı kız çocuklarında daha sık görülmektedir. Bu nedenle kız çocuklarının 10-12 yaş, erkek  çocuklarının 12-14 yaş arasında her 3 ayda bir omurga ve beden yapısının dikkatle gözlenmesi gereklidir. Çocukta yüz asimetrisi, çene ve diş gelişiminde problem, başın bir yana daha eğik durması, bir omuzun diğerine göre daha yüksekte olması, sırtın bir bölümünde kabarıklık, bel boşluğunun bir yanda daha düz olması, kalçaların aynı seviyede durmaması, yürürken gövdenin bir yana daha yatık durması veya sapması, ayaklardan birisinin diğerine göre daha içe basması ve öne eğildiğinde sırtın bir tarafında belirgin tümseklik olması gibi bulgular fark edilirse en kısa zamanda bir fiziksel tıp ve rehabilitasyon uzman doktora başvurulmalıdır" ifadelerini kullandı.

"KORSE KULLANIMI ÖNEMLİ"

Her gün 30 dakika yapılacak egzersizlerin kas gücünü artıracağını belirten Dr. Kayalar, tedavi yöntemlerini şöyle sıraladı:

"Bu egzersizler ile postural kontrol sağlanır, deformite engellenir ve eğrilik durdurulabilir. Sonuçta eğriliğin gerilemesimümkündür. Skolyoza özel egzersizlerin tedavi edici etkisi bilimsel olarak kanıtlanmışken yapılan herhangi bir sportif aktivitenin skolyozu tedavi ettiği ile ilgili bir bilimsel kanıt yoktur. Aksine profesyonel dansçı ve jimnastikçilerde skolyoza yatkınlık daha yüksek bulunmuştur. İlerleme riski olan orta dereceli eğriliklerde egzersizin yanı sıra eğriliğe özel  üç boyutlu tasarlanmış korse tedavisi ile devam edilir. Korselerin günde 20 saat takılması başarıyı getirir. Korse 6 ay aralıklarla boy uzamasına göre takip edilir ve uzama devam ediyorsa yeniden tasarlanır."

(FOTOĞRAF)