Namık Kemal KILINÇ/SERİK (Antalya), () - ÜSKÜDAR Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Bağımlılık Merkezi Koordinatörü ve psikiyatri uzmanı Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, "Şiddetle flört edilmez. Şiddet göstermek aşka dair olamaz. Genç kızlarımızda zaman zaman böyle durumları görüyoruz. Fazlaca kıskanılmak, sözel şiddete maruz kalmak, sanki aşkın göstergesiymiş gibi algılanıyor. Öyle bir durum yok" dedi.
Psikiyatri Bilimleri ve Araştırmaları Derneği tarafından Antalya'nın Serik İlçesi'ne bağlı Belek turizm merkezindeki Cornelia Diamond Otel'de düzenlenen 2'nci Psikiyatri Zirvesi ve 9'uncu Ulusal Anksiyete Kongresi başladı. Kongreye ilişkin Üsküdar Üniversitesi Psikiyatri Bölümü öğretim üyesi, Psikiyatri Bilimleri ve Araştırma Derneği Başkanı Prof. Dr. Oğuz Karamustafalıoğlu, Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Bağımlılık Merkezi Koordinatörü ve psikiyatri uzmanı Prof. Dr. Nesrin Dilbaz ve kongrede eğitim verecek İngiliz psikoterapist Kathleen O'Hara'nın katıldığı basın toplantısı yapıldı.
Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, çoğunluğu psikiyatrist olan 500'ün üzerinde katılımcının yer aldığı ve 3 gün sürecek kongrenin ana konularının kadına yönelik şiddet ve göç tedavisi olduğunu söyledi. Bunun yanında şizofreni, depresyon, yaşlı hastalara yaklaşım ve psikolojinin tüm alanlarının ele alınacağını aktaran Prof. Dr. Dilbaz, ayrıca yıl içinde psikolojik alandaki gelişmeleri masaya yatırılacağını vurguladı.
'ŞİDDETLE FLÖRT EDİLMEZ'
Kadınların maruz kaldığı şiddeti ifade edemediğini kaydeden Prof. Dr. Dilbaz, kadınlarda şiddetin ağrı, depresyon, kaygı ve bayılmalar gibi belirtilerle ortaya çıktığını anlattı. Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, "İç Anadolu, Orta Anadolu, Güneydoğu Anadolu'ya gidildiğinde kadının daha çok psikiyatriye başvurmasını nedenleri altında bunlar yatıyor. Biraz altına bakıldığında çoğunun altında bir travma olduğunu görüyoruz. Şiddetle flört edilmez. Şiddet göstermek aşka dair olamaz. Genç kızlarımızda zaman zaman böyle durumları görüyoruz. Fazlaca kıskanılmak, sözel şiddete maruz kalmak sanki aşkın göstergesiymiş gibi algılanıyor. Öyle bir durum yok" dedi.
'ÖĞRENİLMİŞ BİR ÇARESİZLİK VAR'
Göçle gelen kadınların da yüksek oranda şiddet mağduru olduğunu aktaran Prof.Dr. Dilbaz, "Var olan koşullardan dolayı şiddetten de kaçamıyorlar. Öğrenilmiş bir çaresizlik var. Dille kendilerini anlatamıyorlar. Başvuru yapacakları yerleri bilmiyorlar. O nedenle şiddetten kaçamadıklarını görüyoruz. Ülkemizdeki şiddetten mağdur olan kadınların hem tedavisi hem de eğitimlerine yönelikte psikiyatrist ve psikolog grubunu eğitime tabi tutuyoruz" dedi.
SURİYELİLERLE EVLİLİK
Türkiye'de geçen yıl en fazla evliliğin Suriyelilerle yapıldığına ilişkin bir araştırmadan da bahseden Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, 60'lı yaşlardaki erkeklerin Suriyelilerle evlendiğini, kadının kendini kurtarabilmek için 'olur' dediğine, bunun da başka bir şiddet konusu olduğuna işaret etti. Türkiye'de kadın cinayetleri sayısı ve görünürlüğünün arttığını belirten Dilbaz, bir olayın medyada çok yer almasıyla insanların bir süre sonra duyarsızlaşmaya başladığını, karısını öldüren kocanın ne kadar hapis cezası aldığı sorgulanırken, bunun altında yatan nedenlerin sorgulanmadığını vurguladı.
AİLE İÇİN ŞİDDET
Aile içi şiddetin bir cinsiyete yönelik olduğunu ve kadının erkekten daha fazla psikolojik, fiziksel ve cinsel şiddete maruz kaldığına dikkati çeken Dilbaz, şöyle dedi:
"Karşılık verdiğinde dahi kadın, ruhsal ve fiziksel açıdan yaralanan taraftır. Aile içi şiddetin en riskli olduğu durumlar ayrılma dönemleridir. Kadın ve partnerinin ayrı yaşamaları da bu durumda koruyucu olmayabilmektedir. Travmaya uğramış kadının güvenlik, yasal, sosyal ve mali desteğinin sağlanması, yalnızca kadının değil sahip olduğu çocuklarının ve sonuç olarak toplumun bir ihtiyacı haline gelmektedir."
Prof. Dr. Oğuz Karamustafalıoğlu da kadın ve travma konusunun önemli olduğunu belirterek, "Ülkemizin sosyo-kültürel yapısı, kadınları ister istemez daha fazla baskı ve şiddetin daha kolay mağduru durumuna düşürebiliyor. Kadınların dolayısıyla hem travmaya karşı sosyal programlarla korunması hem de tedavi programlarında daha özel destekler alması çok büyük bir önem kazanıyor" dedi.
İngiliz psikoterapist Kathleen O'Hara da kadınların şiddet konusundaki farkındalığının artmaya başladığını söylerken, bu konuda yapılan organizasyon ve kongrelerin farkındalık için çok önemli olduğunu kaydetti. Türkiye'de yaşayan Suriyeli göçmenlere psikolojik destek veren psikiyatristlere eğitimler verdiğini de vurgulayan O'Hara, bu eğitimlere gelenlerin ne kadar büyük problemler olduğunu anlattığını belirtti. Orada çalışan psikiyatristlerin de ruhsal olarak travmaya uğradığını aktaran O'Hara, "Koşullar ve grup kolay değil. Travmayı tedavi etmeye çalışan psikiyatristler de travmaya uğruyor" dedi. Göçmen kadın ve kızlardan birçoğunun kaybolduğunun bilindiğini anlatan O'Hara, bunlara ne olduğunun bilinmediğini savundu.

FOTOĞRAFLI