İSTANBUL,() İSTANBUL Yeni Yüzyıl Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyeleri ve öğrencileri 14 Mart Tıp Bayramı'nı kutladılar. Törende öğrencilere, öğretim görevlileri tarafından önlükleri giydirildi. Törende tıp fakültesi birinci sınıf öğrencileri beyaz önlüklerini giydikten sonra, fakülte korosu da şarkı söyledi. Birçok öğretim görevlisinin konuştuğu törende geleceğin doktorlarına da tavsiyeler verildi. 

"MESLEĞİN TEMELİNDE MERHAMET, ÖZVERİ, ŞEFKAT, İNSAN SEVGİSİ YATIYOR" 

Birçok öğrenci yetiştirdiklerini ve çok iyi bir neslin geldiğini belirten İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Demir Budak, 14 Mart Tıp Bayramı ilgili olarak şunları söyledi, "14 Mart bizim her yıl coşku ile kutladığımız geleneksel bir bayramımız, anlamı ve önemi bizim için çok büyük çünkü 180 yıllık bir geleneği yaşatıyoruz ve hekim camiasını bir arada tutan bir geleneği yaşatıyoruz. Bugün de aynı coşku ile fakültemizin öğretim üyeleri, öğrencileri sağlık çalışanları ile beraber töreni kutladık. Söylemek istediğim hekimliğin çok ayrı bir meslek olduğu, hekimlik bir ayrıcalık bana sorarsan, çaba isteyen, özveri isteyen, hep veren ama almayan bir el. Bunun yanında tarih boyunca saygı duyulmuş, saygın görülmüş. Öyle ki bir zamanlar mitolojik bir kahraman gibi karşılanmış hekimler. Tanrı'nın yeryüzündeki eli diye nitelendirilmiş. Meşhur Hipokrat’ımız bizim "Acıyı dindirmek ilahi bir iştir" demiş. Öyle böyle kutsal bir mesleğin mensuplarıyız. İnsan tarihi kadar eskiye giden bir meslek. Zorluklarımız var. Eğitimi çok zorlu, hem eğitim sonrası hayata atıldığında pek çok bürokratik sorun ile karşılaşıyoruz. Ama öyle bir özveri isteyen bir iş ki dediğim gibi bütün bunlar bizi çok üzmüyor. Çünkü hekimiz biz. Hekim olarak hizmet veriyoruz. Bunun temelinden insan sevgisi yatıyor, bunun temelinde şefkat yatıyor, bunun temelinde merhamet yatıyor, bunun temelinde özveri yatıyor. Onun için mesleğimizi severek icra ediyoruz. Aslında bu bayram bizim özveri yapmamıza da imkan veriyor.

"ÇOK İYİ BİR NESİL GELİYOR"

Birçok öğrenci yetiştirdiklerini ve çok iyi bir neslin geldiğini belirten Prof. Dr. Budak, geleceğin doktorları ve sağlık çalışanlarına da şu mesajı verdi, "Hekimlik bir usta çırak meselesi. Biz hocalarımızdan öğrendiklerimizi öğrencilerimize intikal ettiriyoruz. Çok iyi bir nesil geldiğini söyleyebilirim gönül rahatlığıyla. En azından çocuklar bir lisanı çok iyi biliyorlar. İkinci lisanı olan pek çok öğrencimiz var. Koşullar onların en iyi eğitimi alması için programlanmış. Dolayısıyla çok iyi bir nesil yetişiyor. Bizim söylediklerimiz ise şunlar, insanlığı çok sevmeleri, hep özveri içerisinde olmaları, göz bebeklerinde dolar ya da Türk Lirası değil de sevgi ışıltıları olmaları ve mesleklerini onun kutsallığına yaraşır bir şekilde sürdürmeleri. Onun için ben gelecek nesillerden çok ümitliyim. Tıp ahlakı ve etik değerlerden taviz vermeden onlar çok iyi şeyler yapacaklar. Bizleri geçecekler, geçmeleri lazım."

PROF. DR. BİNGÜR SÖNMEZ: DİZİLERDE SAĞLIKTA ŞİDDETİ TEŞVİK EDİLMEMELİ

Fakülte törenine katılan kalp cerrahı Prof. Dr. Bingür Sönmez de bir konuşma yaptı ve doktorların sadece doktor olarak değil bir aydın olarak da görevleri olduğunu belirtti ve şunları söyledi:



“Tıbbiyeli her zaman ülkenin aydını olmuştur. İttihat ve Terakki'nin kurucusu bir tıbbiyelidir, Kurtuluş Savaşı'nda mandaya hayır diyen bir tıbbiyelidir, Atatürk'ün milli mücadele dönemindeki cemiyetlerin kurucularının tamamına yakını doktordur.



Birinci meclisteki milletvekillerinin yüzde 20'si doktordur. Cumhuriyet'in ilk yıllarında devletin tüm üst görevlileri, valileri, kaymakları hepsi doktordur. Bu ne demektir tıbbiyeli ülkenin aydınıdır. Dolayısıyla her aydın gibi tıbbiyeliler zaman zaman baskılar görmüştür. Hemen her siyasi dönemde hekimlik, sağlık hizmetleri sıkıntı yaşamıştır. Hep karşı grup gibi görülmüştür. Bugün ülkemizde şuursuz bir şekilde olan sağlıkta şiddeti kınıyorum. Bu tıp bayramı münasebeti ile hekimlere bir kez daha saygı gösteriniz, en kıymetli insanları tedavi ediyorlar diye uyarıyorum.



Bugün bir doktoru ölümle tehdit etmek ya da ölümcül şekilde dövmek hiçbir ceza gerektirmiyor. Ama son zamanlarda çıkarılmak istenen bazı kanunlar ile bu daha caydırıcı hale getirilecek. Mümkün olduğu kadar dizi filmlerde, normal filmlerde, haber programlarında sağlıkta şiddeti teşvik edici programlara RTÜK izin vermemeli. Bugün dizi filmlerin hemen hepsinde elinde tabanca ile ameliyathaneye dalan bir insan, elinde sopalar ile acile dalan insanlar görüyoruz. RTÜK bunların hiçbirine izin vermemeli. Doktor sağlık hizmetinde uç birimdir. Yani hasta yakınını sırtında yukarı çıkarıyorsa, asansör bozuksa bunun için dönüp doktoru dövmek bir çözüm değildir.



Sağlık sistemi çok pahalı, çok masraflı bir sistem ayrıca ciddi bir eğitim gerektiren bir sistem. Bugün bile günde 14-15 doktora gidip ilaç yazdıran, nasıl olsa ücretsiz diye her birinden ilaç alan insanlar var. Son zamanlardaki bilgisayar kontrolleri ile bunlar önleniyor. Tahminen önümüzdeki bir kaç yıl içerisinde gereksiz muayeneler, ilaçlar daha ciddi şekilde kontrol altına alınarak ciddi tasarruflar yapılacak. Burada önemli olan şey sağlık personeline olan saygıyı artırıcı çabalar içerisinde bulunması gerekir Sağlık Bakanlığı'mızın.”

(FOTOĞRAF)