Adem YAZICI/ANKARA, () - İÇ Hastalıkları ve Geriatri Uzmanı Prof. Dr. Servet Arıoğul, Yaşlılar Haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada, gelişmesini tamamlamış tüm ülkelerin çok yaşlı nüfus kategorisinde olduğunu belirtti. Arıoğul, "Bir toplumda yaşlı nüfus yüzde 4'den az ise o toplum genç nüfus, yüzde 4-7 ise olgun nüfus, yüzde 7-10 arasında ise yaşlı nüfus, yüzde 10'dan fazla ise çok yaşlı nüfustan söz edilir" dedi.

Türkiye'nin son 10 yıldır yaşlı nüfus kategorisinde olduğunu hatırlatan Düzen Sağlık Grubu İç Hastalıkları ve Geriatri Uzmanı Arıoğul, şunları kaydetti: "2023 yılı öngörüsü çok yaşlı nüfus kategorisine gireceğidir" dedi. Yaşlı bir bireyin hastalanması halinde gösterdiği fiziksel belirtilerin, genç veya orta yaştaki bir bireydekinden çok farklı olduğunu kaydeden Arıoğul, "Birkaç tipik örnek ile açıklarsak; genç veya orta yaşlı bir bireyde pnomoni(zatürre) oluştuğunda yüksek ateş, öksürük, koyu balgam, burun kanatlarının solunuma katılması gibi tipik klinik belirtiler görülürken, yaşlı bir bireyde genellikle ancak halsizlik, iştahsızlık, bilinç değişikliği gibi pnomoni'yi hiç düşündürmeyecek belirtiler görülür. Diğer bir örnek; orta yaşta bir hasta myokard enfarktüsü geçirirken tipik olarak göğüs kemiğinin arkasından başlayan 20 dakikadan fazla bazen saatlerce süren şiddetli bir ağrı şikayeti olurken, yaşlı bir hastada hiç göğüs ağrısı olmadan (sessiz enfarktüs), sadece halsizlik, nefes darlığı, baygınlık hissi ile kendini gösterebilir" 

"50 YAŞIN ÜZERİNDE KADINLARIN YÜZDE 25'İNDE OMURGA KIRIKLARI OLUŞUR"

Yaşlılıkta hemen her hastalığın sıklığının arttığını belirten Prof. Dr. Arıoğul, şöyle devam etti: "Orta yaş grubunda kalp yetersizliği, ayrıca, atriyal fibrilasyon gibi kalp ritim bozuklukları yüzde 1 sıklığında iken, yaşlılıkta yüzde 10'a kadar çıkar. İdrar ve büyük abdest kaçırma sıklığı yine 10 kat artar. Hipertansiyon sıklığı yüzde 30'dan yüzde 70-80'e, demans sıklığı yüzde 1'den yüzde 50'ye kadar, osteoporoz yüzde 1-15'ten yaşlılıkta yüzde 22'den başlayıp, 80 yaş üzerinde yüzde 70'e kadar çıkmaktadır. 50 yaşın üzerinde kadınların yüzde 25'inde omurga kırıkları oluşur. Özellikle yaşlılarda olmak üzere 6 kişiden 1'inde kalça kırığı riski mevcuttur. Üriner inkontinans dediğimiz idrar kaçırması yaşlılarda yüzde 10-30 sıklığında, bakımevi'nde kalanlarda yüzde 50, hastaneye yatan yaşlılarda yüzde 70 sıklığında görülmektedir. Yaşlılıkta Vit.B12 ve demir eksiklikleri ve ona bağlı kansızlıklar (anemiler), bazı lösemi türleri, multipl myeloma gibi kan hücre kökenli hastalıklar da genç ve orta yaştaki görülme sıklığından kat kat fazla sıklıkta görülür" 

"REÇETELERİN YAKLAŞIK YÜZDE 50'Sİ YAŞLILARA YAZILIYOR"

Türkiye'deki yaşlıların ortalama yüzde 90'ında 1 hastalık, yüzde 35'inde 2 hastalık, yüzde 25'inde 3 hastalık, yüzde 15'inde ise 4 hastalık bulunduğunu kaydeden Arıoğul, "Yaşlıların hemen tüm dünyada yüzde 46'sı 5 ilaç ve üzeri sayıda, yüzde 12'si 10 ilaç ve üzeri sayıda ilaç kullanmaktadır. Hemen tüm dünyada tüm reçetelerin yaklaşık yüzde 50'si yaşlılara yazılmaktadır" dedi.

"YAŞLILARDA İLACIN YAN ETKISI FARKLI"

Genç ve orta yaş grubundaki kişilerle kıyaslandığında, yaşlılarda ilaçların yan etkilerinin sıklığının farklı olduğunu belirten Prof. Dr. Arıoğul, şunları kaydetti: "Yaşlılarda mevcut hastalıkların sıklığına bağlı olarak daha fazla sayıda ilaç kullanma zorunluğu, ilaçların kendi aralarında daha fazla etkileşime girmeleri ve yaşlılıkta oluşan fizyolojik değişikliklerle kişinin ilaca daha fazla duyarlı olmalarından dolayı ilaç yan etki sıklığı belirgin olarak artmaktadır. Rakamlarla açıklayacak olursak; orta yaş grubunda genelde ilaç yan etki görülme sıklığı yüzde 15 iken, 75-85 yaş aralığındaki yaşlılarda yüzde 30'a, 85 yaş üzerinde yüzde 42'ye çıkmaktadır. Konunun diğer bir önemli yönü ise, bu yan etkilerin yüzde 50'sinin önlenebilir olduğudur. Burada özellikle geriatrist'e ve bir ölçüde de hastaya önemli görevler düşmektedir"

FOTOĞRAFLI