KOCAELİ Çölyak Hastaları Yaşam Derneği Başkanı Nesrin Atar, çölyak hastalarının zor şartlar altında yaşadığını belirterek, "Glütensiz yiyecekler çok pahalı. Bizim ürünlerimiz, normal ürünlere göre 10-15 kat daha pahalı. Çölyak hastaları için yiyeceklerin daha uygun fiyatlarda satışa sunulmasını istiyoruz" dedi.
Kocaeli Çölyak Yaşam Derneği Başkanı Nesrin Atar, bağışıklık sisteminin bazı tahıllarda bulunan 'glüten'e tepki göstermesi sonucu, bağırsaklarda hasar oluşmasına neden olan çölyak hastalığının her 100 kişiden 1'inde görüldüğünü söyledi. Atar, "Çölyak ince bağırsak hastalığıdır. Buğday, arpa, çavdar ve yulafta bulunan glüten adlı proteine karşı ömür boyu hassasiyettir. İnce bağırsakla sınırlı kalmaz, tüm sistemleri de etkileyebilir. Çocukluktan erişkinliğe her yaşta görülebilir. Her 100 kişiden 1 kişi çölyak tanısı almıştır ya da tanı almayı beklemektedir. Belirtileri arasında uzun süreli ishaller, karın ağrısı, kansızlık, B12 vitamini düşüklüğü, D vitaminleri, folik asitler çocuklarda özellikle boy kısalığı, karnın öne doğru şişmesi, kansızlık, kemik erimesi ve kesinlikle tekrarlayan hanımlarda da düşüklerdir" diye konuştu.
ÖMÜR BOYU GLÜTENSİZ DİYET YAPIYORLAR
Çölyak hastalığının bir ilacı bulunmadığını ve hayat boyu diyet yapılması gerektiğini belirten Atar, şöyle dedi:
"Bu hastalığın tek tedavi yöntemi ömür boyu diyettir. Hasta demiyoruz, bizim bir ilacımız yok. Bizim tedavimiz ömür boyu glütensiz diyettir. Devlet çölyak hastalarının yaş grubuna göre, şu anda 78.5 lira ile 108.5 lira arasında değişen fiyatlarda, hesaplarına para yatırarak destek oluyor. Bu paraları da glütensiz gıda almakta bireyler kullanıyor. Glütensiz yiyecekler çok pahalı. Bizim ürünlerimiz, normal ürünlere göre 10-15 kat daha pahalıdır. Hasta olmayan bir vatandaşın 50 kuruşa aldığı çubuk krakeri, biz 11.5 liraya alırız. Normalde ekmek 1.25 TL ise biz 7-10 lira değişken fiyatlara göre alırız. Tabii ki anneler genelde bunu evde yapmayı tercih ediyorlar ki, ekonomik olarak biraz daha tutumlu olmaları açısından. Biz Kocaeli'nin biraz daha şanslı olduğunu düşünüyoruz. Eğer ekonomik durumunuz varsa iki tane glütensiz ürün satan işletmemiz var. Bu iki işletmeye de gidip buralarda yemek yeme şansını bulabiliyoruz. Çölyak hastalığı bulaşıcı değildir. Çölyak genetik geçişli bir hastalıktır. Çölyak hastaları için yiyeceklerin daha uygun fiyatlarda satışa sunulmasını ve bu kişilere yönelik lokanta sayısının artırılmasını istiyoruz" diye konuştu.
'YİYECEKLERİMİZİ YANIMIZDA TAŞIYORUZ'
Çölyak hastalığı nedeniyle çok zorluklar çektiğini söyleyen Gamze Kara ise "Doktora gittiğimde, doktor çölyak hastası olduğumu ve bununla yaşamam gerektiğini söyledi. İlk başlarda çok büyük zorluklar çektim, hâlâ da çekiyorum. Restoran ve kafelerde gidip rahat rahat yemek yiyemiyoruz. Yiyeceklerimizi yanımızda götürmek zorunda kalıyoruz. Maddi manevi yönde çok büyük sıkıntılarımız var. Kızım da 5 yıldır çölyak hastası. Genetik bir yatkınlık var" dedi.
Kızının çölyak hastası olduğunu belirten Saadet Öztufan da, "Benim kızım 5 yıldır çölyak hastası, bunun yanında psikolojik olarak sorunlar yaşadık. Okulda bazı arkadaşları çok iyi yönde yaklaştı, bazıları yaklaşmadı. Neden yemiyorsun, yesen ne olur, ölür müsün gibi sorular soruyorlar. Ne kadar psikolojisini düzeltmeye çalışsak da, bazen görüyorum içine kapanık, kimseyle diyaloga girmek istemeyen bir çocuğa dönüştü" dedi.
Çölyak hastalarına yardımcı olmak için market açtıklarını söyleyen Emir Demir de "Eşimle birlikte ben de çölyak hastasıyız. Çölyak hastalarına yardımcı olmak için market lokanta açtık" diye konuştu.

FOTOĞRAFLI