ERCİYES Üniversitesi (ERÜ) Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç.Dr. Çağrı Şakalar, over (yumurtalık) kanserine yönelik yeni bir antikor geliştirerek, over kanserinde umut vadeden bir ön çalışma başlattıklarını söyledi. Doç.Dr. Şakalar, "Yaptığımız bu çalışma, over kanseri tedavisinde umut vadeden bir ön çalışma olarak değerlendirilebilir" dedi.
Genkök Araştırma Seminerleri kapsamında Genom ve Kök Hücre Merkezi’nde düzenlenen programda, ERÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Çağrı Şakalar, 'Over Kanserine Yönelik Terapi ve Tanı Amaçlı Monoklonal Antikorların Geliştirilmesi' adlı seminer verdi. Seminere Genom ve Kök Hücre Araştırma Merkezi Müdürü Prof.Dr. Yusuf Özkul, Genom ve Kök Hücre Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç.Dr. Çağrı Şakalar’ın yanı sıra çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı. Doç.Dr. Çağrı Şakalar, seminerde yaptığı konuşmada, halk arasında yumurtalık kanseri bilinen over kanseri tedavisinde yeni bir antikor geliştirdiklerini söyledi. Doç.Dr. Şakalar, şöyle dedi:
"Birçok kanser türü için özellikle ileri evrede yakalandıysa kesin bir çözüm yok. Over kanserinin özelliği de sinsi olarak ilerlemesi ve geç evrede fark edilmesi. Mesela meme kanserinde 5 yıllık hayatta kalım yüzde 80'e ulaşırken, over kanserinde bu oran yüzde 44’e düşüyor. Yani over kanseri için özellikle kesin bir tedavi yok. Biz bu çalışmamızda over kanserine yönelik yeni bir antikor geliştirmeye çalıştık. Over kanseri bayanlarda görülen bir kanser türü olup halk arasında yumurtalık kanseri olarak da bilinir. Over kanserine yönelik tedavi olarak kemoterapi kullanılıyor. Yalnız kemoterapideki problem, hastalığın yeniden nüksetmesi, kemoterapiye dirençli olarak nüksetmesi. Bu nedenle yeni tedavi yöntemleri üzerinde çalışmalar yapılıyor. Biz de over kanserinde üretilen bir proteine karşı birden fazla monoklonal antikor geliştirdik ve bunları hücre kültüründe test ettik. Kısmen de olsa bu antikorların over kanserinde etkili olduğunu gördük. Sonrasında bu çalışmanın devamında preklinik ve klinik denemeler yapılacak. Ama bunlar 5-10 yıl süre zaman alacak çalışmalar. Şu anda yaptığımız çalışmalar umut vadeden bir ön çalışma olarak değerlendirebiliriz."

FOTOĞRAFLI