RİZE’de iki ayrı kanser hastalığı teşhisi konulan Hülya Cerrahoğlu, gördüğü tedavisinin yanında başkanı olduğu dernek aracılığı ile kanser hastalarına moral gezileri düzenledi, hastalıkla ilgili erken teşhise karşı toplumu bilgilendirmek için etkinlikler gerçekleştirdi. Sosyal hayattan kendini alıkoymayan Cerrahoğlu, azmi ile kanseri yenmeyi başardı.  
Ebruli Yaşam ve Sanat Derneği Başkanı Hülya Cerrahoğlu’na 4 yıl önce meme ve rahim kanseri teşhisi konuldu. Hastalığını öğrendiğinde zor günler geçiren Cerrahoğlu için yoğun bir tedavi süreci başladı. Ancak kendisini sosyal hayattan alıkoymayan Cerrahoğlu, dökülen saçlarına peruk taktı, kaşlarını çizdi, sanatsal etkinliklere katıldı. Cerrahoğlu, başkanı olduğu dernek aracılığı ile kanser hastaları için çalışma başlattı. Onkoloji Hastanesi ile ortaklaşa tedavi gören hastalara yönelik moral gezileri düzenledi, lösemi hastası çocuklar için organizasyonlar gerçekleştirdi. Meme kanserinde erken teşhisin önemini anlatmak için konferanslar düzenlenmesini sağlayan Cerrahoğlu, tüm bu çabaları verirken bir yandan aldığı tedavi ile kanseri de yenmeyi başardı.
'İLK DUYDUĞUNUZDA KÖTÜ HİSSEDİYORSUNUZ'
10 yıl önce kurdukları dernekle sanatsal ve kültürel faaliyetlerin yanında sosyal sorumluluk projelerini de hayata geçirdikleri dönemde kötü bir hastalıkla karşı karşıya kaldığını anlatan Hülya Cerrahoğlu, buna rağmen kendini sosyal hayattan koparmadığını belirtti. Cerrahoğlu, “İlk duyduğunuz zaman kendinizi kötü hissediyorsunuz. Artık kanser grip gibi herkesin başına gelebilecek bir hastalık türü. Sadece kabullenmek gerekiyor. Erken teşhis olması bir insanın hayatında en büyük kurtarıcı faktörlerden birisi. Bu hastalıkla mücadele ederken çevremdeki insanların benim kadar şanslı olmadığını düşünüyorum. Beni hastalık en kötü haliyle yakalamıştı. Bir an önce tedavi için Rize’den İstanbul’a gitmek zorundaydım. Bu hastalık insanların çevresini de çok etkiliyor. Çevreniz size acıyarak ve sorgulayarak değil de sizi anlayarak  baktığında bu süreci daha çabuk atlatıyorsunuz.  Ben çok şanslıydın böyle bir ailem ve çevrem vardı. Arkadaşım dostum dediğini kişileri de bu zamanlarda daha iyi görüyorsunuz. Bütün her şeyle ve herkesle zaman dilimini muhakeme ettiğiniz bir dönemde hayata tutunarak yaşamak duaların gücüyle bir kez daha hayatı kazandığım bir zaman dilimini yaşadım” dedi. 
'PERUKLA DIŞARI ÇIKMAYA BAŞLADIM'
Hastalığından önce evden dışarı çıkarken saçına, kılık kıyafetine çok özen gösterdiğini belirten Cerrahoğlu, şöyle dedi:
“Saçlarım ilk döküldüğünde ben yine saçlarımı eskisi gibi kestirmiştim. İnsan kendine hastalığı konduramıyor. Acı gerçekle kemoterapiyi aldığım 15’inci gün karşılaştım. Bütün her yer saç doluydu. O gün en büyük yıkımlarımdan birini yaşadım. Orda mini bir kriz geçirmeme rağmen kendime bir tane peruk alıp ailemizde bir sünnet töreni vardı oraya katıldım. Ben katılmasam bizim aileden kimse törene katılmayacaktı. Sadece kendiniz yaşamıyorsunuz bu acıları çevrenizde yaşıyor. Onlara karşı sorumluluklarınız var. Bu bilinçle hareket ettim. Hiçbir zaman kendimi bırakmadım. Saçımı, kirpiğimi taktım, kaşlarımı çizdim. Sokaklardan geri durmadım. Sanatsal kültürel faaliyetlere katıldım. Bunlar bana iyi gelen şeylerdi. İnsanlar kendine iyi gelen şeyleri yaptığında süreci daha kolay atlatıyorlar.”
Tedavi sürecinde hastalık konusunda insanlara nasıl fayda sağlayabileceğini düşündüğünü anlatan Cerrahoğlu, “Kişisel kendi başıma bir şey yapamazdım. Derneğimizdeki arkadaşlarımla görüşerek birçok etkinlik için beraber hareket etme kararı aldık. Dünya kanser gününde onkoloji hastanesi ile beraber orada bulunan 40 hastayı kapsayan bir etkinlik organize ettik. 40 hastayı refakatçileri, doktorları, hemşireleriyle bir geziye götürdük. Ayder Yaylasında gerçekleşen gezide onlarla gün boyunca yemekler yedik, eğlendik, horon oynadık. O gün 3 insan aramıza girdi ve 2’sini maalesef kaybettik. Hayatların kaybedene kadar onların hep yanındaydık. 40 hastadan 3’üne dokunmak sorunlarına çözüm aramak bizim yükümlülüğümüzdeydi artık. Lösemili çocuklara şapka örme kampanyası başlattık. Derneğimizde ve bize yakın eş dost herkes şapka örerek onları mutlu etmenin mutluluğunu yaşadık. Meme kanseri farkındalık haftası nedeniyle organizasyon yaptık. Çevremizde endişeli ama korktukları için doktora gidemeyenler var. Bu süreci yaşamış değerli yazar Olcay Kasımoğlu’nu panel için Rize’ye getirdik. Doktorlarımız ve bu süreci yaşayan hastaları burada konuşma sunum yapma hakkı verdik” diyerek katılımcıların bilgilendiğini ve mutlu olduklarını söyledi.

FOTOĞRAFLI