Buse ÖZEL, İSTANBUL, () 2005 yılında 17 yaşındayken çenesinde tümör olduğu ortaya çıkan Neslihan Karakaşlılar, çenesinin 10 cm'lik kısmını kaybetti. Defalarca ameliyat olan Karakaşlılar, Bilim Sanayi ve Tenkoloji Bakanlığı'nın, SAN-TEZ projesi kapsamında birçok farklı uzmanın bir araya gelmesiyle uygulanan yeni bir yöntem ile tedavi oldu.

ÖMÜR BOYU İLAÇ KULLANMAKTAN KURTULDU

İstanbul'da düzenlenen basın toplantısında konuşan uzmanlar, kadavradan aldıkları çene kemiğinin, hastanın kök hücresi ile canlandırarak Karakaşlılar'ın çenesine nasıl nakledildiğini anlattı. Uzmanların verdiği bilgiye göre, bu yeni yöntem ile hem nakillerden sonra ömür boyu kullanılan bağışıklığı baskılayıcı ilaç kullanmasına gerek kalmadı hem de kendi dokularından kayıp yaşamadı.

Plastik cerrahi ve rekonstrüktif uzmanları Doç. Dr. Mehmet Veli Karaaltın, Prof. Dr. Ethem Güneren, Prof. Dr. Halil İbrahim Canter, Dr. Adnan Erdem ve hematoloji uzmanı Prof. Dr. Ercüment Ovalı, el cerrahisi uzmanı Doç. Dr. Kahraman Öztürk, çene cerrahisi uzmanı Doç. Dr. Sabri Cemal İşler toplantıda uygulanan işlemleri anlattı.

İLERİDE MARKETTEN ALIR GİBİ RAFTAN DOKU GETİRİLECEK

Doç. Dr. Mehmet Veli Karaaltın yapılan işlemlerle ilgili olarak şunları söyledi:

"Dışarıdan doku alındığında bağışıklığı bastıran ilaçlar kullanılıyordu. Hastanın vücudundan kemik alındığında, kendi dokusu kullanıldığında ise hastanın vücudunda başka eksiklikler oluyor. Eğer ilk alınan doku tutmazsa başka doku almak zorunda da kalınıyor. Bu da travmatik oluyor ama başka seçenek olmadığı için bu yapılıyor. Ben inanıyorum ki gelecekte doku mühendisliği bunun yerine geçecek. Siz gidip raftan doku getireceksiniz ve kullanacaksınız. Doku bankaları olduğunu düşünün. Kadavradan alınan dokular arındırılıyor. İhtiyaç halinde hastaların kendi dokuları ile canlandırılarak nakledilecek."

"KADAVRADAN ALINAN KEMİK HASTANIN KÖK HÜCRESİ İLE BESLENİYOR"

Tümör nedeniyle çenesinin bir kısmını kaybeden ve defalarca ameliyat olan Neslihan Karakaşlı'ya uygulanan yöntemin ilk seferinde hastada enfeksiyona neden olduğunu ve bu yüzden başarısız olduğunu belirten Doç. Dr. Karaaltın, ikinci nakilin üzerinden 5 yıl geçtiğini ve hastanın hiçbir sorununun kalmadığını belirtti.

Hematoloji uzmanı Prof. Dr. Ercüment Ovalı, "Kadavradan alınan kemiği, laboratuvar ortamında artık hücrelerden temizledikten sonra hastanın kendi kök hücreleri ile canlandırarak naklediyoruz. Kemiğin kök hücre ile kemiğe damar yapısı şeklinde kanallar açtık ve böylece kemiğin beslenmesini sağladık. Şu anda kemik hala canlı ve vücut dokuyu reddetmedi." dedi.

İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, ağız diş ve çene cerrahisi anabilim dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Sabri Cemil İşler, çene kemiğinin artık tamamen kendi çenesi gibi olduğunu ve her türlü diş uygulamasının rahatlıkla yapılabilecek hale geldiğini söyledi.

"ÖMRÜMÜN SONUNA KADAR AMELİYAT OLMAM GEREKECEKTİ"

Toplantıda konuşan hasta Neslihan Karakaşlılar ise duygularını ve yaşadıklarını şöyle anlattı:

"Tam yüzünüzde durmadan büyüyen bir tümör var. Siz kazıdıkça o büyüyor ve çene kemiğini yok ediyor. Tek çözümü vardı, tümör büyüyecek ve ben her sene onu kazıtacaktım. Yeniden ve yeniden ameliyat olmam gerekecekti belki de ömrümün sonuna kadar. Doğru dürüst yemek yiyemiyorsunuz, beslenemiyorsunuz, konuşmada zorluk çekiyorsunuz. Yüzde asimetri yarattığı için insanlar size sürekli soruyor. Böyle bir hayatı kim ister? Bu sorundan kurtulmak için gerçekten elimden geleni yaptım. Doktoruma, projeye inandım. Sabır ettim, umut ettim. Nakil başarıyla geçti. Nakilden sonra da heyecanım bitmedi. Bu kez canlılığını sürdürecek mi diye merak ettik doktorlarımızla birlikte. Tam 2.5 yıl sonra, ‘Tamam’ dediler. ‘Artık bu kemik senin kemiğin oldu’. O kadar sevindim ki anlatamam! Bu proje benim hayatımı değiştirdi. Eminim ilerde benim gibi birçok hastanın hayatını değiştirecek."

(FOTOĞRAF)