ERKEN evrede belirti vermemesi ve sinsi ilerlemesi nedeniyle rahim ağzı kanserinde düzenli sağlık taramalarının önemine dikkat çeken Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Orhan Ünal, "HPV enfeksiyonu, erkeklerde penis, baş boyun kanseri gibi bazı kanserlerin nedeni olarak görülür. Kadınlar kadar, erkeklerin de HPV enfeksiyonundan korunma konusunda bilgilendirilmesi gerekir" dedi.

Taramaların yoğun olarak yapıldığı ülkelerde, rahim ağzı kanserine bağlı yaşam kaybı oranının, geçtiğimiz yüzyılda yüzde 75’den fazla azaldığını paylaşan Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Orhan Ünal, “Taramanın kapsama oranının yüzde 80’in üzerine çıkması durumunda, yaşam kaybı oranı yüzde 95’ten fazla azaltılabilir. Bu rakamlar, erken yaşlardan itibaren yapılacak düzenli takibin önemini ortaya koyuyor” diye konuştu.

"ÖNCÜ LEZYONLAR 20’Lİ YAŞLARDAN SONRA ORTAYA ÇIKIYOR"

Rahim ağzı kanserinde erken dönem öncü lezyonlarının, yüzde 90’dan fazlasının 45 yaş altında görüldüğünü ve 25-29 yaş aralığında ise en yüksek seviyeye ulaştığını belirten Prof. Dr. Orhan Ünal, şu bilgileri verdi:

"Araştırmalara göre, taramaların organize şekilde yapıldığı gelişmiş ülkelerde, görülme sıklığı ortalama 100 binde 20 kişi iken, ekonomik kaynakları kısıtlı ülkelerde bu rakamın 100 binde 80 kişiye çıktığı görülüyor. Ülkemizde yılda yaklaşık 1800 kadın rahim ağzı kanseri tanısı alıyor. Bu rakam, tüm kadın kanserlerinin yüzde 3’ünü oluşturuyor. Ancak vakaların yüzde 48’i, yani neredeyse yarısının tanısı, ne yazık ki ileri evrede konulabiliyor."

ERKEN EVRELERDE TEDAVİ BAŞARISI YÜZDE 90’A ÇIKIYOR

Erken tanı alan rahim ağzı vakalarında tedavi başarısının yüzde 90’lara kadar çıktığına işaret eden Prof. Dr. Orhan Ünal, “Vajinal smear, kolposkopi ve şüpheli dokulardan biyopsi yapılmasıyla, öncü lezyonların ya da erken dönemde kanserin tanısını koymak mümkün. Hiç smear aldırmamış kadınlarda gelişebilecek rahim ağzı kanseri maalesef hızla yayılıyor. Hastanın yaşam süresi de kanserin evresine göre değişiyor” ifadelerini kullandı.  

KİMLER NE ZAMAN AŞILANMALI?

Koruyucu aşıların sadece kanser yapıcı türlere yönelik olduğunu belirten Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Orhan Ünal, şunları söyledi:

"Rahim ağzı kanserinde, kullanılan aşılar koruyucu ve tedavi edici aşılar olmak üzere iki gruba ayrılıyor. Tedavi edici aşılar henüz çalışma aşamasında olduğundan, koruyucu aşılar ön plana çıkıyor. Yaklaşık 200 farklı HPV virüs tipi bulunuyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) HPV aşısının rutin olarak yapılmasını ve aşının ulusal aşılama programına katılmasını önermektedir. Dünya çapında kullanılan koruyucu aşılar kuadrivalan (4’lü) aşı ve bivalan (2’li) aşıdır. Aşının bağışıklık sistemine etkisinin en iyi olacağı yaş aralığı11-12 yaş olarak belirlenmiştir. Servikal kansere neden olan HPV enfeksiyonları gençlerde büyük oranda cinsel aktivite sonrasında izlendiğinden, aşılama programlarında amaç, cinsel aktivite öncesi aşılamanın yapılmasıdır. HPV tiplerinin neden olduğu lezyonlara karşı yüzde yüze yakın bir koruma sağladığı belirtilmiştir. Ancak aşılar, diğer HPV tiplerine etkili olmadığından, servikal taramanın 65 yaşına kadar devam etmesi gerektiği anlatılmalıdır."

ERKEKLER DE AŞILANMALI MI?

Erkeklere aşı yapılmasının tartışmalı olmakla birlikte, Avustralya, Meksika, İngiltere ve ABD gibi bazı ülkelerde onaylandığını söyleyen Prof. Dr. Ünal, “FDA erkekler için 4’lü aşıyı 9-26 yaşlar arasında onaylamıştır. Aşının erkekleri, HPV ilişkili anogenital ve baş-boyun kanserlerinden koruduğuna ve viral geçişi önlediğine dair bilgiler kaydedilmiştir. Kadınların aşılanması ve bilgilendirilmesi kadar, erkeklerin de HPV enfeksiyonlarından korunma, HPV geçiş yolları konusunda bilgilendirilmesi son derece önemlidir. Tamamen korumasa da, HPV geçiş olasılığının bulunduğu durumlarda prezervatif kullanılması korunma açısından önem taşımaktadır” değerlendirmesinde bulundu.