Sinem ERYILMAZ – Özgür KUMANOVALI / İSTANBUL, () – Türk bilim insanları, kök hücreler ile 3 boyutlu biyo-yazıcı teknolojilerini birleştirerek yapay insan dokuları üretiyor. Son olarak kök hücre ve 3 boyutlu biyo-yazıcı teknolojilerini birleştirerek deri ve kornea üreten Türk bilim insanlarının sıradaki hedefi kalp ve karaciğer. Bu yöntemle organ üretimi gerçekleştirilip seri hale getirilebilirse ileride organ bağışına gerek kalmayacak. Türkiye'de 26 bin kişiden fazla organ nakli bekleyen hasta var ve bu rakama her yıl yaklaşık 5 bin kişi ekleniyor. Sağlık Bakanlığı yetkililerinden alınan bilgiye göre ise geçtiğimiz yıl yapılan nakil sayısı 5 bin 592. Yıllık eklenen hasta kadar nakil yapılabiliyor ancak geriye kalan havuzdaki kişiler organ bulamadığı için yaşamını kaybediyor. Bu noktada Türk bilim insanları organ bekleyen hastalara umut olacak çalışmalara imza atıyor. Son olarak kök hücre ve 3 boyutlu biyo-yazıcı teknolojilerini birleştirerek deri ve kornea üreten Türk bilim insanlarının sıradaki hedefi kalp ve karaciğer. İnsan sağlığı için önemli sonuçlar doğurabilecek bu yöntemle, organ üretimi gerçekleştirilip seri hale getirilebilirse, bağışa gerek kalmayacak. ÇOK CİDDİ YATIRIMLAR YAPILIYOR İstinye Üniversitesi 3B Tasarım ve Prototipleme Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde yürütülen çalışmalar hakkında bilgi veren üniversitenin rektör yardımcısı Prof. Dr. Erdal Karaöz, “Hem kök hücre teknolojilerini hem de 3 boyutlu biyo-yazıcı teknolojisini birleştirerek laboratuvar koşullarında 3 boyutlu doku ve organlar yapmaya çalışıyoruz. Bir kısmını yaptık, bir kısmı da planlamalar içerisinde” dedi. Asıl amaçlarının üretilen organları gelecekte insanlarda kullanmak olduğunun altını çizen Prof. Dr. Erdal Karaöz, “Karaciğer ve kalp hedeflenen başka organlar. 3 boyutlu biyo-yazıcı teknolojisi kök hücrelerle beraber gerçekten insan sağlığı için önemli açılımlar, önemli sonuçlar doğuracak. Bugün bir çok gelişmiş ülkeler bu alana çok ciddi yatırımlar yapıyor” diye açıklamada bulundu. KÖK HÜCRE VE 3 BOYUTLU YAZICI BİRLEŞTİ 3B Tasarım ve Prototipleme Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Hakan Darıcı ise, “Canlı doku ve organları 3 boyutlu olarak basabiliyoruz. Buradan yola çıkarak önce dokular ardından organlara geçecek şekilde çalışmalar yürütüyoruz. Geliştirdiğimiz ürünler arasında yapay deri, kornea, kıkırdak ve kemik çalışmalarımız var. Hatta yaptığımız kemikleri 3 boyutlu yazıcılarda basarken normal insan kemiğinden daha da sağlam olacak şekilde tasarlıyoruz. 3 boyutlu yazıcılarla üretilmiş robotik kollar, protezler mevcut. Doku mühendisliğini ve kök hücrelerle birleştirerek bu mekanik malzemelerin üzerine gerçek insan derisi kaplayarak gerçekçi bir görünüm vermek. Bununla alakalı yürüttüğümüz TÜBİTAK projelerimiz de mevcut” şeklinde konuştu. EKLEM HASTALIKLARINA DA ÇARE OLACAK “Doku aşamasından başladık. Bunlarla ürettiğimiz deri, damar gibi biraz daha kompleks olan yapılara geçtik” ifadelerini kullanan Dr. Öğr. Üyesi Hakan Darıcı, “Bunların üçüncü aşaması ise karaciğer veya yapay eklemler. Eklem rahatsızlığı olan kişilere protez takmak yerine kendi hücrelerinden oluşturulmuş gerçek insan eklemleri takıp hastanın iyileşmesini sağlamak mümkün olacak” dedi. ORGANLAR HASTALANDIKÇA YERİNE YENİSİ ÜRETİLEBİLECEK 3 boyutlu biyo-yazıcılar ve doku mühendisliğinin geleceğin tıbbı olarak adlandırıldığını vurgulayan Dr. Öğr. Üy. Darıcı, “Gelecekte hastalıkların tedavisinde organ bağışına alternatif olarak kullanılacak bir yöntem. Belki 10-15 yıl içerisinde insanların organları hastalandıkça, bunların 3 boyutlu biyo-yazıcılardan üretilmiş versiyonları ile değiştirilip kullanılabilecek hale gelecek” şeklinde açıklama yaptı.