İZMİR'de, sağlık çalışanlarına ve hekimlere yönelik şiddet olaylarını protesto etmek isteyen İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası İzmir Şubesi yöneticileri ve üyeleri, 'sağlıkta şiddete hayır' demek için Ege Üniversitesi Hastanesi'nde eylem yaptı. Son günlerde hekimlere ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarını protesto etmek, can güvenliğine sahip çıkmak ve yetkilileri gerekli önlemleri almaları konusunda uyarmak amacıyla, İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası İzmir Şubesi yöneticileri ve üyeleri, Ege Üniversitesi Hastanesi Poliklinikler önünde ortak bir basın açıklaması yaptı. Öğle arasında saat 14.00'e kadar iş bırakma eylemi de yapan sağlık çalışanlarına, Sağlık Sen İzmir Üniversiteler Şubesi, Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, Genel İş İzmir 7 Nolu Şube üyeleri ile birlikte Ege Üniversitesi'nde çalışırken kadroya geçirilmeyip, işten çıkarılan işçiler ve hastalar da destek verdi. 'Sağlıkta şiddet yasası çıksın' yazılı afişler taşıyan grup sık sık 'Sağlıkta şiddet sona ersin' sloganı attı. İzmir'in en büyük hastanelerinden Ege Üniversitesi Hastanesi'nde 15 Haziran Cuma günü Acil Servis'te ve 18 Haziran Pazartesi günü Beyin Cerrahisi Yoğun Bakım Servisi'nde sağlık emekçilerine yönelik şiddet olaylarının yaşandığını belirten İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Op. Dr. Fatih Sürenkök, şöyle konuştu: "Birkaç gün önce ilaç zehirlenmesinden ölen bir hastanın yeniden canlandırılması için yoğun bakım servisinin içine girilmiş, kesici aletlerle 3 doktor ve 3 hemşire arkadaşımız rehin alınmış, 3 saat boyunca diğer hastaların tedavileri aksatılmış ve o hastanın kalbine şok uygulatılarak canlandırılması istenmiş, zor kullanılmıştır. Güvenlik görevlilerinin gelmesi 20 dakika sonra olmuştur. Bornova'nın merkezindeyiz, bir taciz, bir şiddet yaşanıyor polis 20 dakika sonra geliyor. Biz hekimler hiç kimseye zarar vermedik, vermeyeceğiz. Çünkü biz hipokrat yemini ettik ama bizi korumak zorunda olan, görevi bu olan rektör, dekan, başhekim, sağlık müdürü, sağlık bakanı ve Cumhurbaşkanı bu görevini yerine getirmemiştir. Biz şiddete şiddetle karşılık vermeyeceğiz ama karşı duruyoruz. Sabrımız bir yere kadar. Artık yeter dedik, defalarca uyardık. Türk Tabipler Birliği, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri sendikası olarak meclise yasa tasarıları hazırladık. Milletvekilleri zahmet etmesin belki beyinleri, elleri yorulur diye yasa tarasını hazırladık ama hala çıkmadı. Sağlık Bakanı, görevinizi yerine getirin, meslektaşlarınızı koruyun. Sayın rektör sizin göreviniz rektörlük binasında oturmak değil. Sizin göreviniz burada size hizmet eden sağlık çalışanlarınızın güvenliğini sağlamak. Lütfen sırça köşkünüzden kalkın." 'İŞİ TAM GÜN BIRAKIRIZ' UYARISI Önümüzdeki günlerde seçilecek cumhurbaşkanını şimdiden uyardıklarını ifade eden Dr. Fatih Sürenkök, bundan sonra herhangi bir işyerinde, anabilim dalında yada aile sağlığı merkezinde meslektaşlarına şiddet uygulanması durumunda tam gün hizmet vermeyeceklerini söyledi. Sürenkök, "Sabrediyoruz sabretmeye devam edeceğiz. Bizim bedenimize, yüreğimize, sağlığımıza sahip çıkmayanları uyarıyoruz. Sayın sağlık müdürü, rektör ve bakana söylüyorum. Bir daha böyle bir olay yaşanması durumunda biz hizmet vermeyeceğiz. Hangi kanun maddesi onların ellerini güçlendiriyorsa bilsinler ki bizim yüreğimizi hiçbir şekilde satın alamayacaklar" dedi. Son olarak Karabağlar'daki bir aile sağlığı merkezinde de bir hekime şiddet uygulandığını dile getiren Sürenkök, geçen hafta hemen hemen her gün bir hekime şiddet uygulandığını öne sürdü. Dr. Sürenkök, 3 saat yoğun bakımdaki hizmeti engelleyen ve sadece kendi yakınları değil diğer hastaların da tedavilerini engelleyen şahsın serbest bırakıldığını söyleyerek, "Soruyorum buradan sayın rektöre ve başhekime; siz bu şahsın serbest bırakılmasına itiraz ettiniz mi? Başsavcılık nezdinde bir girişimde bulundunuz mu" diye konuştu.