İSTANBUL Yeni Yüzyıl Üniversitesi (İYYÜ) Gaziosmanpaşa Hastanesi'nde düzenlenen 14 Mart Tıp Bayramı etkinliği sağlık çalışanlarını ve tıp öğrencilerini buluşturdu. Tıp alanındaki sorunlara ışık tutulan toplantı öncesi konuşan İYYÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Demir Budak, "Öğrencilerimize tıbbi etik ve değerlerden asla taviz vermeden yürümelerini, bizden sonra da bayrağı daha iyi yerlere taşımalarını öğütleriz" dedi. 14 Mart Tıp Bayramı etkinliği İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Azmi Ofluoğlu, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hasan Tahsin Usta, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Demir Budak, Prof. Dr. Cengiz Kuday ve çok sayıda hekimin katılımıyla gerçekleşti. Bir hekimin zihninin işgal edilemeyeceğini ve teslim alınamayacağını belirten Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, "Bana göre hekimlik, ikisi arasında bağlantının her zaman olduğu bir kimliktir. Bir hekim, sürekli yüreğinin sesini dinleyecek, zihni ile onu harmanlayacak ve böylelikle toplumdaki en saygın yerini çok daha taçlandıracak ve kuvvetlendirecektir" diye konuştu. "MESLEĞİMİZİ İNSALIĞA HİZMET İÇİN YÜRÜTÜYORUZ" Prof. Dr. Demir Budak, 14 Mart Tıp Bayramı'nın tarihini şu sözlerle anlattı: "İlk kez 1919'da kurtuluşa inanan Tıp Fakültesi öğrencilerinin okullarının duvarına 'Bu ülke teslim olmaz' pankartı açarak başlattıkları bir toplantı. O tarihten sonra anma gününe dönmüştür. Bugün artık bir gün değil de bir haftaya yayılan kutlamalar şeklinde programlanan bir bayramı yaşıyoruz. Meslek kuruluşlarımız bir hafta boyunca ülkemizin sağlık sorunlarıyla ilgili çeşitli toplantılar ve etkinlikler düzenleyerek konuyu enine boyuna tartışırlar. Biz hekimler de bunu fırsat bilerek eğitim ve uygulamada nerede olduğumuzu konuşarak bir öz eleştiri yapma imkanı buluruz." Tanrının yeryüzündeki eli olmak hiçbir meslek erbabına nasip olmamıştır diyen Prof. Dr. Budak, "Biz bununla gurur duyar ve mesleğimizi her zaman insanlığa hizmet etmenin kulvarında yürütmeye çalışırız. Öğrencilerimize de bu şekilde yetişmelerini, erdemden uzaklaşmamalarını tıbbi etik ve değerlerden asla taviz vermeden yürümelerini, bizden sonra da bayrağı daha iyi yerlere taşımalarını öğütleriz" ifadelerini kullandı. "ZORLUKLAR GENÇ HEKİMLERİ YILDIRMASIN" Hekimliğin sevilmeden yapılmayacağını belirten Başhekim Yrd. Doç. Dr. Serap Baş ise, "Çalışma yükü, iş saatleri, eğitim süresi uzun ve zorlu, asistanlık eğitimi düşük maaşlarla oluyor ama çok güzel bir iş ve bu kadar sevilmese yapılacak bir iş değil. Biz 14 Mart nedeniyle sorunlarımızı tartışıyoruz ama genç arkadaşlarımıza bu iş çok güzel diyoruz. Mesleklerinden vazgeçmesinler, zorluklar onları yıldırmasın. Bakanlıkla, sağlık bileşenleriyle konuşarak bu işi çözeceğiz. Halkla aynı tarafta olduğumuzu bizim onlara sağlık veren olduğumuzu hiç unutmadan bu sorunlarımızı hep beraber çözeceğiz" diye konuştu. DÜNYAYA 50 KEZ GELSEM YİNE HEKİM OLURDUM Yıllarını hekimlik mesleğine adayan Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Kuday ise dünyaya 50 kez gelse yine aynı mesleği seçeceğini belirtti. Yıllardır aynı heyecanla çalıştığını söyleyen Prof. Dr. Cengiz Kuday, "Tıp Fakültesi'ne para kazanmak için giriyorsanız yanlış yapıyorsunuz. Hekimlik ikinci bir dindir. Hocalarımızda bu dinin havarileridir. Öyle görmek lazım en azından ben öyle görüyorum. Dünyaya 50 defa gelsem yine hekim olurum. Bana göre hekimlik her gün sahaya çıkmak gibidir. Dün akşam bir beyin ameliyatı yapıp geldim. Şimdi yine bir ameliyat yapacağım. Heyecanı bu yaşta bile taşıyorum.Ben ve meslektaşlarımın çoğu uzun yıllar aynı hevesle çalışıyoruz" dedi.