OTİZMİN belirtileri, görülme sıklığı ve tedavisi hakkında bilgi veren Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Anabilim  Dalı Uzmanı Dr. Yeliz Engindereli, "Dünyada her 160 çocuktan biri otizm tanısı alıyor. Erkek çocuklardaki yaygınlık kızlara oranla dört kat daha fazla" dedi. 

Genellikle yaşamın ilk üç yılında saptanabilen otizm spektrum bozukluğunun, duygusal, sosyal gelişmede, sözel veya sözel olmayan iletişimin gelişiminde gecikme ya da sapma olarak görülebileceğini belirten Dr. Engindereli, aynı zamanda tekrarlayıcı davranış ve kısıtlı ilgi alanları ile kendini gösteren nörogelişimsel bir bozukluk olabileceğini de dile getirdi.

ERKEKLERDE 4 KAT DAHA FAZLA GÖRÜLÜYOR

Gelişim açısından erken tanının önem taşıdığı otizmin teşhisi için herhangi bir test bulunmamasına rağmen tanının klinik muayene ile teşhis edilebileceğini ifade eden Uzm. Dr. Engindereli, dünyada her 160 çocuktan birinin otizm tanısı aldığını söyledi. Erkek çocuklardaki yaygınlığın kızlara oranla dört kat daha fazla olduğunu kaydeden Engindereli, “Genetik temeli olduğuna ilişkin bulgular olmasına rağmen nedeni ve hangi gen ya da genlerin sorumlu olduğu tam olarak bilinmeyen otizm için çevresel faktörlerin ve özellikle ileri baba yaşının etkisi oldukça tartışmalı bir konudur.  Otizme her çeşit toplumda, farklı coğrafyalarda, ırkta ve ailede rastlanmaktadır. Bebekler iletişim kurma becerisi ve sosyalleşme ihtiyacı ile doğar. Sağlıklı bir bebek dış dünyaya tepki verir. Bu nedenle ebeveynlerin bebeklerinin normal gelişim sürecine uyum sağlayıp sağlayamadığının dikkatle gözlemlenmesi gerekir" diye konuştu.

OTİZMİN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Otizmli bebeklerin gelişim basamaklarında aksama gözlendiğini, becerilerinden bazılarını hiç geliştirememiş olabileceği gibi kimi zaman kazanılan becerilerde gerileme ya da kayıpların gerçekleşebileceğini de kaydeden Engindereli, çevreye ilgisizliğin gözlendiği otizm belirtileri ile ilgili şunları söyledi:

“Otizmli bebeklerde göz teması kısıtlıdır. İsmi çağrıldığında tepkisiz kalırlar, güldürülmeye çalışıldığında gülmezler, oyuncakları ile amacına uygun oynamazlar, el sallamaz, öpücük göndermezler ve aynı yaş grubundaki çocuklar gibi taklit becerileri gelişmez.  Gelişimsel aksamaya ek olarak anlamsız el çırpma, sallanma, dönme gibi tekrarlayıcı hareketler de gözlenebilir.  Bebekler altı aylık olduğu halde anne babasını tanımıyor, gülümsemiyor, 1 yaşını geçtiği halde işaret ile gösteremiyor, oyunlar oynamıyor, anlamlı birkaç kelime söylemiyor, adı ile seslenildiğinde bakmıyor, göz teması kurmuyorsa, iki yaşını geçtiği halde oyuncaklarla amaca uygun şekilde oynamıyor sadece belli başlı parçaları ile ilgileniyorsa, taklide veya oyun kurmaya yönelik oynamıyor, hayali oyunlar kurmuyor, çevresinde olup bitenle ilgisiz görünüyor, yaşıtlarına karşı ilgisiz kalıyor, karşılıklı oyun oynamıyor, kendi halinde bir köşede oynuyorsa gelişim basamaklarında bir sorun yaşandığını düşünmek gerekir.”

"TEDAVİDE ERKEN TANI ÇOK ÖNEMLİ"

Çocuklarının gelişimi ile ilgili bir farklılık gözlemleyen ya da belirtilerden herhangi birinin çocuklarında bulunduğunu düşünen ebeveynlerin hangi yaşta olursa olsun zaman kaybetmeden bir çocuk ve ergen psikiyatrisi uzmanına başvurması gerektiğini ifade eden Engindereli, otizmde erken tanının, uygun müdahale ve düzenli psikiyatrik takip ile tedavi sonucunu etkileyen en önemli faktör olduğunu belirtti. Otizmin günümüzde bilinen tek tedavisinin, erken tanı ile yoğun, sürekli özel eğitim olduğunu söyleyen Engindereli, erken tanı ve ardından haftada en az 20 saat özel eğitimle otizmli çocukların hayatlarında büyük fark yaratmanın, yaşam kalitesini artırmanın, sağlıklı gelişim gösteren yaşıtlarıyla birlikte aynı okulda okuyacak seviyeye getirmenin mümkün olabileceğini kaydetti.

(FOTOĞRAF)